Bir Taykacık ve Son Şans

Şu bir gerçek ki, Kıbrıs Türk siyaseti her anlamda güven kaybetti. Ülke idaresi şu anda siyasi mekanizma kanalıyla yapılmıyor.

Şu bir gerçek ki, Kıbrıs Türk siyaseti her anlamda güven kaybetti. Ülke idaresi şu anda siyasi mekanizma kanalıyla yapılmıyor. Hep bildik hep ayni politikalar, söylemler, yıllardır ayni şarkıyı dinler gibi dönüp dönüp başa sarıyor. Ne hep ayni şarkıyı söyleyenler bıktı. Ne de hep ayni şarkıyı dinleyenler usandı. Ülke yangın yeri iken, her yerde sorunlar birikmişken, ülkenin güllük gülistanlık olduğunu söylemek ne kadar gerçekçidir? 1974 sonrası şahlanan milliyetçi görüş, farklı görüşte olanları hep deşifre etti. Farklı olmak hep suç sayıldı. Birileri illaki vatan haini ilan edildi. Basık kalan farklı görüşler değişen konjektür karşısında hazırlıksız yakalandı. Bir yanda milli duygular istismar edilirken, bir yandan da Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğü her sorunun temeli olarak kabul edildi. Sonuç olarak akıllara şu soru yerleşti. Kıbrıs Türk siyasetinde, siyasi partiler arasında fark var mı? Hangi görüşü savunursa savunsun siyasi partiler için muhalefette başka iktidarda başka yakıştırması bir slogan haline geldi. Güçlünün yanında olmak, hep kazanan olmak olarak düşünüldü. Kuzey Kıbrıs’ta siyaset kurdelelerdeki farklı renklere hapsolmaktan kurtulamadı.

Bu saatten sonra her ne kadar inancım olmasa da iktidar, iktidar olmanın gereklerini yerine getirsin, muhalefet de, muhalefet olmanın gereklerini yerine getirsin. Partizanlık kokan politikalarla değil, gerçekçi yaklaşımlarla sorun çözen bir hükümet modeli bu anlamda çalışmalı. Muhalefet, yapılmak istenenlerin en iyisinin yapılması için denetim görevini etkin ve yapıcı bir şekilde yerine getirmeli. Yıllarca uygulanan “Ben yaparım olur” mantığı artık yerini şeffaf, paylaşımcı, ortak karar ve fayda unsurlarına bırakmalı. Muhalefet etmekte iktidarın her adımını eleştirmek olarak düşülmemeli. Muhalefet yapılırken en basit yol “Ben olsam nasıl yapardım?” sorusunun cevabı ile kesişmeli. Sağlıklı bir siyasi sistem için muhalefet de iktidar gibi gelecek seçimleri düşünürse ve iktidarın yıpranmasını güç kaybetmesini bir avantaj olarak görürse, bu çıkmaz bir yolda hep ayni yöne gitmeye benzer. İşte bu yüzdendir ki böylesi çürük temel üzerinde yükselen Kıbrıs Türk siyaseti yıkıldı. İktidar hırsı gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen bir sistem yarattı. Şimdi bunlara ve geçmişte yapılan hatalara bağlı kalma zamanı mı? Kesinlikle hayır. Yeni anlayışlar, yeni ufuklarla yol alacak bir hareketlenme, Kıbrıs Türk siyasi hayatı için gelinen aşamada bir zorunluluktur.

İktidar bildiği yolda kulaklarını halkına tıkamış ilerlerken, birileri öneri sunmadan eleştiriyor. Birileri de başka hesaplar içerisin de her yapılana destek belirtiyor. Önce önermek, üretmek gerek. Bunlar yapılmazsa mevcut durumdan farklı bir noktaya gelinebilinir mi? Bu noktada Demokrat partinin diğer siyasi partilerden bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz. Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş’ın sağlık durumu nedeniyle, Demokrat Parti Genel Başkanı Sayın Serdar Denktaş partisel işlerini bir süreliğine mecburen ikinci plana aldı. Buna rağmen “Son Şans” isimli bir kitapçık hazırlandı. Hatırlanacağı üzere daha önce de “Bir Taykacık” isimli bir kitapçık yayınlanmıştı. Bu kitapta Kıbrıs Türk halkından, sendikalara, siyasi partilere, sanayi kesimine, hükümete, meclise ve de Ankara’ya eleştiriler ve öneriler yapılmıştı. “Son Şans” kitapçığında ise Kıbrıs Türk siyasi hayatına yön veren siyasi görüşlerin, partilerin eksiklikleri ve değişimin zorunluluğu anlatılıyor. Bana göre en önemli tespit; Toplum ve toplum ihtiyaçlarının her gün için değişmesine rağmen, bunları sağlayacak siyasi yapının toplumsal değişime ayak uyduramamış olması gerçeğidir. Özeleştiri hataları görme ve giderme için en önemli yöntemdir. Bu yöntem ayni zamanda önemli bir eksikliğimizdir.
Bu haber 847 defa okunmuştur
  • şirvan   - 30.09.2011 Bu siyasileri hem yerden yere vurursunuz hemde medet umarsınız bu ülke bu şekilde bu hale geldi doğru bir tespitse öz eleştiri yeteneğimizin olmaması
  • bedirhan   - 30.09.2011 yok birbirimizden farkımız

:

:

:

: