Fark var

Güney Kıbrıs da ekonomik krizle boğuşuyor. Yunanistan gibi olmasa da, Anavatanlarının yaşadığı sıkıntılar onları da korkutuyor. Güneyde ekmek peşinde olan bir insanla bir kahvelik sohbetim oldu.

Güney Kıbrıs da ekonomik krizle boğuşuyor. Yunanistan gibi olmasa da, Anavatanlarının yaşadığı sıkıntılar onları da korkutuyor. Güneyde
ekmek peşinde olan bir insanla bir kahvelik sohbetim oldu. Bu insan KKTC
vatandaşı ve kırk yaşından sonra güneyde çalışmaya başlamış. Sektör inşaat.
KKTC’deki ekonomik durum ve güney Kıbrıs’ta çalışma sebepleri üzerine cümleler
kurarken esnaftan, devlet olanaklarına
kadar çok ilginç yaklaşımlar seslendirdi. Güneyde de durum çok iyi değil. Bunu
sadece dolaşmak, alışveriş yapmak ve günü birlik ziyaretler gerçekleştirerek
anlayamazsınız.


Oradaki durumu anlayabilmek için, günlük hayatı orada
yaşayan, meydana gelen olumsuzlukları birebir tecrübe eden yani bir noktada
hayatının önemli bir zamanını güney Kıbrıs’ta harcayan insanlardan öğrenebilirsiniz.
Nasıl ki Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşamayan ve KKTC’ye sadece tatil yapmaya, kumar
oynamaya, dolaşmaya gelen insanlar bu ülkeyi ve bu ülke insanını anlamıyor ya
ayni durum. Bir ülkenin esas yükünü, o ülkenin ekonomisini, piyasasını
sırtlayan kesimler taşır. Bilindiği gibi güney Kıbrıs’taki ekonomik durgunluk
sebebiyle, kuzeyden güneye çalışmak için giden birçok Kıbrıslı Türk işsiz
kaldı. Nitekim güney Kıbrıs’ta özellikle inşaat sektörü nerdeyse durma
noktasında. Bunu bu sektörde çalışan bir Kıbrıslı Türk söylüyor ve devam ediyor
“Kuzey Kıbrıs’ta inşaatlar yavaşlasa da devam ediyor. KKTC’de belki tam değil
ama inşatta %50 durma var. Bu oran güney Kıbrıs’ta %80”.


Evet, güney Kıbrıs’ta ekonomik anlamda önemli bir dönemecin
eşiğinde. Yukarıda anlattığımsa sadece bir örnek. Krizler, beklenmedik durumlar
elbette olacaktır. Bu duruma çareyi tabi ki devlet mekanizması bulacak. Devleti
yönetenler bu gibi durumlara karşı ürettikleri politikalarla, buldukları
çözümlerle zararı en seviyeye indirmeyi başarmak zorundadırlar. Bu noktada
güney Kıbrıs yönetimi bir takım ekonomik önlemlerin alındığı üçüncü bir paket
açıkladı. İlk iş devlet memurlarına iki yıl süreyle maaş artışı ve hayat
pahalılığı(Eşel-mobil) uygulaması yapılmayacak. Özel sektörde özellikle üst
kademe yöneticilerine maddi kazanca göre bir kesinti yapılacak. Yerli firmalar
ek bir vergi ile vergilendirilecek. Güney bu tedbirleri alıp tasarruf
sağlamazsa Avrupa Destek Mekanizmasına girecek. Güvenilirliliğini kaybedecek.


Bu önlemlerin benzerleri ülkemizde de uygulanıyor. Mesela;
Hayat pahalılığı ödeneği. Yani Eşel-mobil. Çalışanları hayat pahalılığına karşı
koruyan sistem. Önce süre olarak uzatıldı. Daha sonra donduruldu. Maliye
Bakanımızın yaptığı açıklamaya göre de 2012 yılının Temmuz ayında sistem
yeniden düzenlenecek.


Peki, bu önlemlerde fark var mı? Fark var. Ama önlemlerde
değil. Uygulama yönteminde fark var.
Güney yönetimi bunları henüz hayata geçirmedi. Altı büyük sendika, yabancı
yatırımcılar ve muhalefet tepkili. Hatta AKEL bile bu paketin Bakanlar Kurulu
kararı yani“Kanun hükmünde kararname” ile uygulama düşüncesine karşı.
Sendikalar konu ile ilgili olarak görüşme masasına çağrıldı. Bizde sendikalar
ve muhalefet karşı olsa da uzlaşı aranması en son düşünülen nokta. Bir başka
fark ise bu paketi Rum yönetimi kendisi hazırlamış. Kimse gelip onlar adına
düzenleme ve uygulama haritası çizmemiş. Kendi eksikliklerini, kendi
ihtiyaçlarını yine kendileri belirlemiş. Güneyde durum ne olur bilinmez ama adanın
her iki kesiminde de tüm toplumu ilgilendiren konular da orta yol bulunması bir
gereklilik.
Bu haber 712 defa okunmuştur
  • sadık   - 23.11.2011 benim bu yazıdan anladığım kktc güney kıbrıstan daha iyi durumddaır

:

:

:

: