Sayılmak…

Önce genç bir kızcağız çaldı kapıyı kargaların kahvaltı saatinde… “Kim o?” dedik, “Pazar sabahı, sabahın köründe kim bu” diye söylenerek…

Önce genç bir kızcağız çaldı kapıyı kargaların kahvaltı saatinde…
“Kim o?” dedik, “Pazar sabahı, sabahın köründe kim bu” diye söylenerek…
Halbuki bir gece yeğenlerle, kardeşlerle erken saatlerine kadar sabahın sohbet etmiş, yarın Pazar nasıl olsa istirahat ederiz demiştik…
Elden ne gelir, “Sayılacaksınız!” demiş birileri, biz de geçtik hazırola, açtık kapıyı, “Var say ya kızım, ne imişiz biz de görek” dedik…
Sayfalarca soru… Kızcağız iyi niyetli ama sıradan bir devlet memuru… Üstelik daha ilk soruları sormuştu ki telefon çaldı ve acı haberi aldı: “BM gözlemcisi yolda, senin oraya geliyor, aman ha dikkat!”
Eli ayağına dolaştı kızcağızın… Beti benzi attı.
Geldi az sonra bizim ailenin muhtarı ile birlikte BM gözlemcisi…
Meğer bizim aile muhtarlığını annemden devralan küçük kız kardeşim Sadiye de sayım görevlilerinin bizim mahallede görev yapanlarının elebaşı… pardon kontrolörü değil miymiş…
BM gözlemcisi kıl mı kıl…
“Yahu benim ikametgâhım burası” diyeceğim, adam lafı ağzıma tıkayıp “Ne iş yapıyorsunuz? Nerede hayatınızı kazanıyorsunuz? Yılın büyük kısmını hangi adreste geçiriyorsunuz? Gibi berber sorularını otomatik silahla tarıyormuş gibi aralıksız üzerime boca ediyor.
Sulandırayım, durumu idare edeyim diyorum, Azerbaycan’da 1994 seçimlerinde gözlemci olduğumu, seçimlerde yaşanılan benzeri görülmesi zor uygunsuzlukları falan anlatıyorum…
Adam oralı değil… “Siz burada ikamet etmiyorsunuz… Siz sadece misafirsiniz… Burası da şu yaşlı teyzenin evi” diyor başka bir şey demiyor… Çansı var BM gözlemcisinin. “Yaşlı teyze” sözünü tercüme etmiyorum, valide de İngilizce bilmiyor… Ailenin muhtarı da durumu idare ediyor, o da tercümeye yeltenmiyor BM gözlemcisinin facia çıkartabilecek sözlerini…
Nihayette “Pes” diyorum… Bir saat geçmiş, sayım memuru daha ilk adresinde takılıp kalmış. “Evet, ben bu evin oğluyum ama şu anda burada misafirim, asıl ikametgâhım Ankara’da” diyorum.
BM gözlemcisi zafer kazanmış Romalı komutan edasıyla gözlerinin içi parlayarak “Evet… Durum bu… Siz burada sadece misafirsiniz…” diyor.
Bir gece önce beni hizaya getirmeye çalışan ama bir türlü “Ben burada misafirim” sözünü ağzımdan alamayan aile muhtarı Sadiye de zafer kazanmış bir eda ile yüzüme bakıyor…
İçimden hiç de hoş olmayan şeyler geçiyor ama medeni tarafım vahşi tarafıma eğemen oluyor, kendimi kontrol edebiliyorum…
“Haydi hayırlar ola, daha çok işiniz var” deyip burnumdan soluyarak koyuyorum hem sayım memurunu, BM gözlemcisini ve bizim aile muhtarını kapının önüne…
Sonra düşünüyorum. Doğru diyor arkadaşlar. Ben Kıbrıs Türk nüfusu bir kişi daha fazla görünsün diye uğraşıyorum, o maksatla masraf edip Kıbrıs’a geldim ama o arkadaşlar da saygın bir nüfus sayımı yapmak için uğraşıyorlar. Ben burada ikamet etsem de etmesem de Kıbrıs Türkü olduğum gerçeği değişmez ama burada oturmadığım halde burada oturduğumu beyan etmem durumunda bu sayımın güvenilirliğini zedelenmesine katkıda bulunmuş olacaktım…
Bu sayımın sonucunu almak belki de üç ayı bulacak… Belki de önceki sayım gibi kesin ve tüm sonucu hiçbir zaman alamayacağız, sadece belli küçük siyasi ve bürokratik bir çevre bilebilecekler. BM gözlemcilerinin mevcudiyeti ne mana ifade edecek bu sonuçları biz kendimize, kendimin en mahrem çerçevesine kilitleyip kimse ile paylaşmayacak isek? Nihayette başkaları bilse de bilmese de, bu devlet ve Türkiye Cumhuriyeti ve istihbarat ağları bilmiyor mu bu küçücük devletin hangi milimetresinde hangi ayağın olduğunu?
Bu sayım neden öyleyse?
Kaçak sayısının ne olduğunu mu öğrenmek istiyoruz?
Sorulara bakarak aktif nüfusu mu tespit etmeye çalışıyoruz? Yoksa ikinci iş tutan emekli sayısını mı merak ettik de bu sayımı yapıyoruz?
Bu sayım, dostlar, BM’nin çözüme doğru hazırlıklarından birisi…
Rum tarafı da Türk tarafı da seçmen listelerini tazeleyecek, kendi bölgelerindeki de facto nüfusu tespit edecek… Referandumlarda oy kullanacak “ehil seçmen” tespit edilecek, kaçaklar belirlenecek ve belki en önemlisi nüfusun yakın geçmiş hareketleri ile birlikte mevcut kompozisyonu, demografik yapısı tespit edilecek. Dolayısıyla da çözüm için uğraş veren görüşmeci heyetlerine nüfusun mevcut durumu, kompozisyonu, turist sayısı, misafir sayısı ve sair bilgileri sağlayarak katkıda bulunacak.
Bilhassa Türk tarafı açısından, çözüm olsa da olmasa da öğrenilmesi şart olan mevcut nüfus demografisinin tespiti ve bir türlü yapılamayan, üzerinde iktidar partisi içinde bile görüş birliği tam olarak sağlanamayan sosyal reform paketi için gerekli “kaçak” sayısının belirlenmesi açılarından bu sayım elbette ki çok önemli.
Ancak, mutlaka vurgulanması bir ayıbı da es geçmek doğru olmayacak. Bu çağda hala daha insanları eve kapatarak sayım yapmak ilkelliktir. İnsanları eve kapatmadan sayım yapabilme alt yapısını hala hazırlamayan ve pişkin bir şekilde sanki her gün sayım yapılıyormuş gibi “bu son eve kapsanarak sayım olacak” gibi beyanatlar veren bir iktidar için en doğru tanım herhalde şu meşhur “hükümet olmuş ama muktedir olamamış” sözü kullanılmalıdır.
Bu çerçevede günün esprisini “Mangal dumanından uçaklar bugün inemeyebilir” açıklamasıyla herhalde TDP Başkanı Çakıcı yaptı…
Kabul etmeliyiz ki bu sayımı biz arzu ettiğimiz için yapmadık. Evet, hükümet istediği kadar alakası yok desin, bu sayım BM tarafından talep edildi ve amacı KKTC nüfusunun demografik haritasını görebilmek. Kaç kişi güney Kıbrıs kökenlidir; kaç kişi Kıbrıs Türk kökenlidir; KKTC-TC melez aileler durumu; TC kökenliler ve kaçaklar meselesi çözüm hesaplarında kullanılmak üzere öğrenilmek istenmektedir.
“Biz daha önceden seçimi düşünmüştük” falan gibi kandırmaca açıklamaları kimse yemez. Bal gibi de BM talebiyle sayımı yaptınız. Umarız sonuçları da BM’nin de talep ettiği gibi şeffaf bir şekilde açıklar ve bize KKTC’nin demografik yapısını artık sergilersiniz.
Bu haber 1843 defa okunmuştur
  • dogru teshis engin irfan  melbourne - 05.12.2011 Sizin Ankara'da yasayan bir Kibrisliturk olarak yasamaniza karsin bu makalenizi milliyetci bir gorusle ve duygusal olmadan yazmanizi takdir ettim.En buyuk ablam da tum ailesiyle birlikte tam 45 yildir Ankara'da yasamaktadir.

:

:

:

: