Bir günde 50 bin TL kar mı, hizmet mi?

Devlet hastanelerinde yeni bir uygulama var. Bir süredir konu gündemde. Devlet hastanelerinde verilen hizmetler için ücret talep edilmesi.

Devlet hastanelerinde yeni bir uygulama var. Bir süredir konu gündemde. Devlet hastanelerinde verilen hizmetler için ücret talep edilmesi. Uygulamanın savunması yapılırken bunun “Bağış” olduğu herhangi bir zorunluluk içermediği ve gönüllülük esasına dayandığı ilgililerce açıklandı. Halen daha her yerden çelişkili sesler, açıklamalar geliyor. Yaşananlara ve hastaneler de uygulamaya tabi olanlara baktığımızda ortada gerçek anlamda bir karmaşa var. Kimi hastadan ücret talep edilirken, kiminden talep edilmiyor. Çalışanlarla hastalar karşı karşıya. Devlete, devletin sağlık kurumlarına yakışmayacak bir tablo ve acemilik durumu söz konusu. Ortada bir devlet, bir hükümet, bir otorite varsa çıkar ve yapılmak istenen neyse açıkça gerekçeleri ile anlatır. Bir keşmekeşe, bir kaosa sebebiyet vermez. Alınan kararlar her ne olursa olsun bu şekilde damdan düşer gibi uygulamaya çalışmaz. Yapmaz, yapamaz ama söylediğim gibi bunun için devlet, hükümet, bakanlık, otorite ciddiyeti gerekli.

Bu noktada yapılan açıklamalara bir bakalım;

Sağlık Bakanı Sayın Kâşif; “Ücretler Kuran Kelamı değil, gönüllülük esasına bağlı alınacaktır. Kimseden zorla para alacak değiliz”. Sayın Bakan konu ile ilgili ilk açıklamasında da şöyle demişti; “Evet zorlama olmayacak. Ancak vatandaş bu katkıyı yapmam derse bende bundan sonra sıra alamadım, ilaç yok, şudur, budur gibi şikâyetler duymak istemiyorum”.

Başbakan Küçük; “Sağlık hizmetlerindeki ücret konusu basına eksik intikal ettirildi. Vatandaş mağdur edildi diyorsunuz. Öyle bir mağduriyet yoktur. Bu ücret gönüllülük esasına göredir. Yıllardan beridir, Sağlık fonu yasasıyla birlikte az da olsa bazı ödenekler alınmaktır. Ve tamamen gönüllülük esasına göredir. Parası olmayan vatandaştan zaten alınmıyordu. Gene alınmayacak. Parası olmayan vatandaşın mağduriyeti söz konusu değildir”.

Ve sürpriz bir açıklama da Sağlık Bakanlığı müsteşarı Sayın Mustafa Akçaba’dan; “ Sosyal sigortalılardan alıyoruz ama kamu görevlilerinden alınmıyor. Biz bu durumu düzelttik. Anayasal bir sorun yok. Üç lira, beş lira ile bir günde 50 Bin TL topladık. 20 günle çarpsak, bu para aylık 1Trilyon yapar. Yılda 12 trilyondan bahsediyoruz. Bu parayla biz hastaneyi ayağa kaldırırız”. Bunların yanında Sayın müsteşar Sayın Kâşif’in ücret uygulaması için hastanelere talimat yolladığını da sözlerine ekledi. Özel hastanede 22 bin TL’ye yapılan bir ameliyatın yeni uygulamayla devlet hastanelerinde 1500 TL yapılacağını da söylüyor Sayın Akçaba.

Yani bu ücretler şu veya bu isim altında ödenecek. Paranız yoksa şikâyet etme, hatta hasta olma hakkınız yok. Bakanın açıklaması, personele talimatı ile ayni değil. Müsteşarı bir günde 50 bin TL toplandığını söyleyerek bir ticarethanenin karını hesaplar gibi bir gelir hesabı yapıyor. Sağlık hizmetlerinin yeterliliğini konuşan var mı? Yok. Özel hastanenin yaptığı bir ameliyat devlette 1500 TL’ye yapılacakmış. Peki, 1300 TL asgari ücretli ne olacak?

Anayasanın Sağlık hakkı ile ilgili 45. Maddesi de aynen şöyledir; “Devlet herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesi ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla ÖDEVLİDİR. Madde açık. Sağlık devletin görevi, ödevi, mecburiyetidir. Bağış elbette olacak. Olmalıdır. Ama buna kimseyi zorlayamazsınız. Bu karmaşaya biran önce son verilmesi adına ciddiyetle bağdaşan açıklama ve uygulamalar yapılmalı.

CTP VE UBP’NİN KOALİSYON HESABI VAR MI?

Siyasi kulislere her gün bir yorum damga vuruyor. Hükümet partisi mensubu bir siyasi Kıbrıs kuzeyindeki siyasi hayatı adeta “ŞOK” edecek bir yorumda bulundu. “Önümüzdeki Aralık ayında UBP’nin kurultayı var. Parti içi durumlar karışık. Bilmeyen yok. Muhalifler kurultaya doğru daha da atağa geçecek. Başbakan Sayın Küçük kurultayda kaybetme riskini görürse bu yılın ortaların da bir erken seçim kararı alabilir. Ayni durum CTP içinde geçerli. Sayın Özkan Yorgancıoğlu bekleneni veremedi. Ciddi bir muhalefetle karşılaşabilir. Eski Genel Başkan Ferdi Sabit Soyer geri dönüşe hazırlanıyor. Bu bakımdan CTP de bir erken seçime sıcak bakabilir. Hatta ve hatta UBP ve CTP bu noktada anlaştı. Bu kararın ardından bir koalisyon ortaklığı da olabilir”.
Ne kadar gerçekçi bilemem ama yorum bu. Burası KKTC her şey olabilir. Olabilir de UBP-CTP ortalığı denince bu tam bir “ŞOK” olur.

Bu haber 850 defa okunmuştur

:

:

:

: