Hangisine benziyoruz?

“Bu yeni teşvik sistemi hükümetimizin yaptığı 4. Paket olacak. Ekonominin geldiği yer açısından yatırımların görülmesi büyük önem arz ediyor.

“Bu yeni teşvik sistemi hükümetimizin yaptığı 4. Paket olacak. Ekonominin geldiği yer açısından yatırımların görülmesi büyük önem arz ediyor. Yatırımlardaki artış Türkiye’ye olan güvenin ve istikrarın sonucudur. Yatırımcı siyaset ve devlete güveniyor. Güven var. İstikrar var.” Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan hükümetinin “Yeni Teşvik Paketini” açıklarken konuşmasına bu cümlelerle başladı.

KKTC her anlamıyla Türkiye’deki gelişmelerden etkileniyor. Siyasi yönetimlerden, ekonomik gelişmelere kadar Türkiye’de yaşanan her olay bizde de hissediliyor. Yani hep söylendiği gibi Türkiye hapşırsa biz nezle oluyoruz. Ama sanki içinde bulunduğumuz süreçte durum biraz farklı. Türkiye’de ekonomik olarak bir istikrar var. KKTC’de hiçbir alanda istikrar yok. İstikrar olmamasının en önemli sonucu güvenin olmaması. Büyüdüğü söylenen KKTC ekonomisi sadece devletin bütçe açıklarının azalması, yani devlet giderlerinin kısıtlanması ve yapılan zamlarla devlet kasasına giren paranın oluşturduğu bir durumdur. Yine altını çizerek söylemek isterim, Ekonomist değilim yada ekonomiden anlamak gibi bir iddiam yok. Ama çarşıdayım, sokaktayım, alışveriş merkezlerindeyim. Elektrik faturasını ödeyemeyen, alacağını tahsil edemeyen esnaf var. En önemlisi bu örnekler her geçen gün artıyor. Ekonomik büyümenin en belirgin göstergesi toplumsal refahın artmasıdır. Yatırım olanaklarının ve yatırımcıların daha çok yatırım imkânı elde etmesidir.

Hükümet yetkililerimiz her daim şunu seslendirir; “Türkiye ile ekonomik olarak entegre durumdayız”. Ayni zamanda Yunanistan ve İspanya’da yaşanan krizlerde bizde en çok örneklenen ekonomilerdir. Türkiye ile entegre durumda isek Türkiye’de ekonomik olarak yaşanan ilerleme bize neden yansımıyor? Neden bizde tam ters bir durum söz konusu?

Türkiye de yaşanan ekonomik ilerleme ve özellikle Yunanistan da devam eden krizden yola çıkarak önümüze iki tablo çizelim;

Türkiye hükümeti 4. Teşvik Paketini açıkladı. Paket 4 unsurdan oluşuyor.

1. Genel teşvik uygulamaları.
2. Bölgesel teşvik uygulamaları.
3. Büyük ölçekli yatırımların teşviki.
4. Stratejik yatırımların teşviki.

Yeni paket genel olarak, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, asgari ücret üzerinden sigorta primi işveren hisse desteği, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopaj desteği, KDV iadesi gibi olanaklar sağlayacak. Organize sanayi bölgelerinde yapılacak yatırımlarda ödenmesi gereken sigorta pirimi, işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmı 12 yıl boyunca devlet tarafından karşılanacak. Yine sigorta pirim desteği, öncelikli bölgelerde yapılacak yatırımlarda 10 yıl devlet desteğinden faydalanacak.

Türkiye hükümetinin yeni teşvik paketi özetle böyle. Daha çok ayrıntısı var. Fakat bu köşeye bunları yansıtmak istedim. Türkiye de başka konularda başka sıkıntılar var. Ama özellikle ekonomiye, yatırıma yapılan önemli bir destek de söz konusu. Mesela KKTC’de devlet olanakları partizanlığa, popülizme, iktidar kavgasına değil de Karpaz’a, Güzelyurt ve Lefke’ye, yıllardır yolu aşındırılmayan en ücra yerleşim yerlerine adaletli olarak dağıtılsa KKTC gerçek anlamda kalkınır.

Bu durumda yaşanan gelişmelere baktığımızda Türkiye ve KKTC’yi kıyaslayamayız. Önümüzde ikinci bir tablo daha var. Yunanistan. Bu noktada ancak KKTC ile Yunanistan’ı kıyaslayabiliriz. Yunanistan da önemli bir bunalım, ekonomik anlamda bir kriz yaşanıyor. İnsanlar canından bezmiş. Kendi canına kıyıyor.

Ve KKTC. Ayni tablo. Canına kıyanlar, kendini yakmak isteyenler var. Ekonomik koşullardan oluşan bir bunalım, toplumu önemli derecede etkiliyor. Devlete, hükümete, siyasete küçümsenmeyecek bir güvensizlik var. Şimdi sormak lazım. Biz içinde bulunduğumuz durumda entegre olduğumuz Türkiye’ye mi, yoksa toplumsal buhran anlamında Yunanistan’a mı, hangisine benziyoruz?
Bu haber 694 defa okunmuştur

:

:

:

: