Eylem ve ceza

Yerel bir Bankanın Lefkoşa merkez şubesinde idim. İşlem için sıra numaramı alıp, vaktin gelmesini beklerken yanıma orta yaşlı birisi geldi.

Yerel bir Bankanın Lefkoşa merkez şubesinde idim. İşlem için sıra numaramı alıp, vaktin gelmesini beklerken yanıma orta yaşlı birisi geldi. Selamlaştık. İngiltere’den geldiğini anlattı. “Kıbrıs çok değişti” dedi. Sohbet sürerken işlemini bitiren on sekiz yaşlarında bir genç elinde gizlemeye hiç gerek duymadan bloklar halinde para ile bankanın dışına çıkmak için kapıya doğru yöneldi. Yanımda oturan adam birden yerinden fırladı. Elinde hatırı sayılır miktarda para ile bankadan çıkmaya çalışan genci yakaladı ve “Dışarıya böyle çıkamazsın” dedi. Başta ben olmak üzere herkes şaşırdı. Şaşkınlığımız adamın bu tepkisine idi. Ve fark ettim ki yaşanan olaylara gerekli zamanda, gerekli tepkiyi vermekten gittikçe uzaklaştık ki hala uzaklaşmaya devam ediyoruz.

Çocuk belli ki özel bir şirkette çalışan tahsilâtçı. Hiç tanımadığı birisi elindeki paraları güvenli olmayan bir şekilde taşımasına engel olmuştu. Paranın açık şekilde taşınmasına engel olan adam bir de nasihatte bulundu. “Sen hala daha Kıbrıs’ı eski Kıbrıs zanneden. Sen sen ol her adımına dikkat et. Başın belaya girmesin”. Ekonomik olarak sıkıntılarımız var. Bu doğrudur. Bu durum için bin bir mazeret yaratılabilir. Ama güvenden uzak bir yaşam için hiçbir mazeret geçerli değildir. Devlet toplumuna güvenli bir hayatı sağlamak için sadece güvenlik gücü istihdam etmekle çare bulmayı denememeli. Esas çare artan suçların sebebini, çeşitlenmesinin nedenlerini bulup kökten temizleme olmalıdır.

Ekonomik sıkıntılar geçici ve çözülebilir olabilir. Bunu söyledim. Ama güvenlik hiçbir şeye benzemez bunu da söyledim. Tüm olumsuzluklar ardı ardına gelmeye başlayınca ortaya çıkan tablo “Bardağı taşıran son damla” halini alır. Ekonomik olumsuzluklar; En başta olmazsa olmaz olan ev yaşamının parçası faturalardaki anormal artışlar. Akaryakıta gelenek haline gelen zamlar. Yıllardır ayni yerde duran maaşlar. Yok, edilen hayat pahalılığı yani Eşel-Mobil. Zamlanan harçlar. Ücretli hale getirilen sağlık hizmetleri.

Ekonomik olumsuzlukların dışında en önemli sorun elbette kriminal olaylardaki artışlardır. Ülkede olmadık şeyler oluyor. Yedi yaşında bir çocuk öz babası tarafından dövülerek öldürülüyor. Üç kişi genç bir kızın zorla ırzına geçiyor. Alacak verecek konusundan iki kişi bir taksiciyi canice katlediyor. Bir gece birileri ansızın kapınızı çalarak size sığınmak isteyebiliyor. Bu olumsuzlukların hepsi bir araya gelirse ortaya ne çıkar? Bardağı taşıran son damla. Buna bağlı olarak da elbette tepki. Tepki sonucu ortaya çıkan durumda “Eylem” adını alıyor. Bu tepki ve sonucunda eyleminde çeşitleri var tabi ki. Kimisi mahkeme önünde linç girişiminde bulunmayı tercih ediyor. Bu sebeple topluluklar oluşturuyor. Kimisi arabasını en işlek caddenin ortasın da bırakıyor. Kimisi Meclise bir eşek sırtında geliyor. Üstelik Meclisinin bir üyesi. Kimisi kendini yakmak istiyor. Kimisi yüksek bir binadan atlamayı deniyor. Kimisi de malum kendi canına kıyıyor. Hepsinin odağında tepkiye bağlı eylem var.

Tepki var. Evet, eylem de var. Peki, bunların karşılığı yok mu? Olmaz olur mu? Amaç tepkisiz bir toplum yaratmak değil mi? En baştan buyana öyleydi. Bu başarılmadı mı? Evet başarıldı. Her eyleme uygun bir ceza bulunmadı mı? Evet bulundu.

Başarılamayan ne kaldı? Halkın başaramadığı da, başarılamayan olarak kaldı. Nedir o? En başta hesap soramamak. Eylemde bulunan sadece vatandaş mı? Hayır. Eylemin alasını devlet imkânlarıyla hükümet yapıyor. Yeni araçlar alınacak mesela. Var mı cezası? Yok. Ekonomik sıkıntılardan, zorluklardan bahsedilirken daha kurulması muamma olan bir birime yüz bin TL ödeme çıkıyor. Var mı bu eylemin cezai karşılığı? Yok. Partizanca istihdamlar yapılıyor. Battı denen kurumlara personel alınıyor. Listeler parti örgütlerince hazırlanıyor. Batan kurumun müdürünün biricik kızı da listede. Bundan ala eylem mi olur? Hani cezası? Yok, oda yok. Petrol dolum tesisi yapılacak. Halkın müthiş tepki ve birlikteliği var. E ısrar da var. Bu ısrarlı eyleme ödenecek bir bedel var mı? Tabi ki yok. Bu ülkede bazılarının yaptığı, yanına kar kalıyor. Kurumlar batırılıyor. Çiftliğe dönüştürülüyor. Cezasını çalışan çekiyor. Çünkü eylemler halka ceza, bazılarına ödül veriyor.
Bu haber 613 defa okunmuştur

:

:

:

: