“Olağanüstü yönetim usullerinin uygulanmasını gerektiren doğal afet, tehlikeli salgın hastalık, ağır ekonomik bunalım, kamu düzenini ciddi biçimde bozan yaygın şiddet olayları gibi durumlar. Olağanüstü hal rejimi yönetim makamlarının yetkisinin genişlemesi sonucunu yaratır. Belirli yaş aralıklarındaki vatandaşlar için çalışma yükümlülüğü, gerektiğinde para ve mal yükümlülüğü konulabilir. Olağanüstü hal önlemlerinin ortak ve en tartışmalı yönleri ise yaygınlaştırılması ve genellikle bunlara karşı yargı yolunun kapalı olmasıdır”. Bu satırlar olağanüstü hal kararının alınmasına yönelik geniş bir açıklamadır.

KKTC Cumhurbaşkanının, Bakanlar kurulu ile birlikte olağanüstü hal kararı alma yetkisi var. KKTC’nin içinde bulunduğu durum böyle bir kararın alınmasını gerektirir mi? Evet gerektirir. Bu açık bir şekilde ortadadır. Böyle bir karar alınır mı? Alınmaz elbette. Burası KKTC. Doğal afet durumu yaşandı mı ülkede? Genel olarak ülkede yaşanmadı belki ama Lefkoşa da yaşandı. İzleri halen silinmedi. Geçtiğimiz Cuma günü saat 15.00 civarıydı. Yoldaydım. Lefkoşa’dan kaçmanın telaşında. Ama Lefkoşa’ya girişte, çıkışta imkânsızdı. Sanki ayrı, kanton bir bölge. Başkente yakışmayan görüntüler. Caddeler, sokaklar, mahalle araları, yollar, sanayi bölgesi, işyerleri su altında. Çöpler, akan suyun götürdüğü her yerde. Yaşanan sıkıntılar yetmezmiş gibi bir de doğal güç vurdu Lefkoşa ve Lefkoşalıyı.

Tüm bunların yanında salgın hastalık tehlikesi de Lefkoşa için büyük tehdit. Ağır ekonomik bunalım. Tüm ülke için geçerli bir durum. Ve kamu düzenini ciddi biçimde bozan şiddet olayları. Tecavüzler, soygunlar, cinayetler, akıl almaz olaylar. Memlekette her şeyden fazlaca var. Peki, sorumlu konumunda olanlar. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan. Memleketi bitiren bir iktidar kavgasının kıskacında. Belediye çalışanları ve sendikalar Başbakanlığın önünde, Sayın Başbakan açılışta. Ülkenin ilerlediğinden, ekonominin üstün başarısından söz ediyor. Cumhurbaşkanı dış gezide. Devletin en üst düzeydeki makamları bir belediye sorununu hala çözemedi.

Olağanüstü hal durumuna dönecek olursak. Evet, ülkede fiilen böyle bir ortam vardır. Hatta daha iddialı bir yaklaşımı seslendirecek olursam; Türkiye de askeri darbelerin yaşandığı güvensiz, istikrarsız ve yönetim boşluğunun hakim olduğu ortama benzer bir durumdayız. Daha öncede söyledim hükümet çok şanslı. En başta sabırlı bir halk yaşıyor bu ülkede. Bütün bunlar normal bir ülkede yaşansaydı, bu yaşananların hiçbiri normal karşılanmazdı.

Anlatmak istediğim demokrasi dışı herhangi bir hareket değildir. Yaşanan olumsuzlukları gidermek, halk için bir şeyler yapmak ve bunun için ilk önce Lefkoşa’dan başlamak kaçınılmazdır. Hatta geç bile kalınmıştır. Gidişat daha fazla sıkıntı, daha fazla kaos, keşmekeş ve öfke patlaması durumuna doğrudur. Gidişat herkesin kendi adaletini yaratma noktasına doğrudur. Bu ihtimal gün ve gün güçlenmekte iken daha ne bekliyorsunuz?