Devlet adaletli ise kimin yönettiği ayrıntıdır

Hangi işi, yüzümüze, gözümüze bulaştırmadan layıkıyla yapacağız.

Hangi işi, yüzümüze, gözümüze bulaştırmadan layıkıyla yapacağız.

Yarım yamalak bu memlekette, sorunlarla, saçma sapan konularla uğraşmaktan hayatımızı, yaşamın güzelliklerini, ülkemizin imkânlarını olumlu yönde kullanıp yaşayamıyoruz.

Partizanlık, iktidar hırsı, hep bana anlayışı ile harmanlanmış bir ülke.

Vatandaşlık veriyorsunuz. Üstelik tanınmamış bir devletin vatandaşlığını.

Ki tanınmamışlık, bizi engelleyen en önemli sorun.

Bundan şüphemiz yok.

Ama isteyen için de bu bir avantaj olabiliyor.

İstediğini yapmak ve kılıf bulmakta zorlanmamak gibi.

İktidar için etkili etkenlere iyi görünmeniz gerek. Bu sizden istenmese de.

Sevdiğiniz sanatçıya, hatırlı vekilin yakınına, tuttuğunuz takımın başkanına tercih size kalmış.

İstismarda son noktaya gelen vatandaşlık konusu kanamaya devam ediyor.

Arsa, tarla, arazi dağıtmakta vatandaşlık vermek gibi kullanılan bir yöntem.

Tamamen keyfi. Tamamen menfi.

İstediğiniz yeri istimlâk ediyorsunuz. Mal sahiplerinin rızasını bırakın, haberleri bile olmadan.

Yabancı sermayeye takdim ediyorsunuz.

Mal sahipleri mallarını satsalar suçlu duruma düşüp belki de mahkemelik olacaklar.

Nedir istimlâk etmek? Neden yapılır?

Elbette kamu yararı için. Ve tabi ki bedeli ödenerek. Peki, nerde devlet ciddiyeti?

Devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan bir başka mesele;

Tamamen gereksiz.

“Bir cenazeyi bile beceremediler”. Damgasını vurdular bu halka.

Yok, faturaydı yok gurdelaydı, yok komisyondu.

Yazık, çok yazık.

Üstelik söz konusu cenaze, Kıbrıs adasının son altmış yılına damgasını vurmuş, adı Kıbrıs Türkü ile anılmış, dünyanın önde gelen siyasetçilerinden olan Merhum Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Denktaş’ın cenazesi.

Bir devlet, kurucu Cumhurbaşkanının cenaze törenini dahi tartıştırıyor.

Dillere düşürüyor. Sakız gibi çiğnetiyor.

En başta insani, vicdani değerler hiçe sayıldı.

Her meselemizi konuşturmaya, gündem yapmaya “Siyaset” deniyor.

Bir manken devlete istihdam edildi. Türkiye de bir gazetede manşet oldu. Bakanın sevgilisi dendi.

“Bizim kadınlarımız evde otururken, Türkiye’den gelen kadınlar ev işlerine gidiyor” sözleri yine haber oldu.

Şimdi de cenaze masrafları.

Bir usulsüzlük varsa, kendi içiniz de çözersiniz. Başka merkezlere malzeme yapmazsınız.

Bundan siyasi kazanç elde etme peşine düşmezsiniz.

Bu kadarı da ayıp.

Altmış yıl öncesine dayanan ve hal daha “Faili meçhul” olarak kalan olaylar var.

Bunlara bir yenisi daha eklendi.

Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu, yani Kıbrıs Türk Futbolu kundaklandı.

Şu ana kadar faili meçhul.

Sebep her ne olursa olsun.

Bu olaya cesaret edenler mutlaka bulunmalı.

KKTC Milli futbol takımının, Kürdistan milli futbol takımı ile maç yapması bazı kesimleri rahatsız ediyorsa, hemen altını çizelim Türkiye spor kulüplerinin Güney Kıbrıs spor kulüpleri ile maç yapmasından bende rahatsız oluyorum.

Bu durumu çözebilen varsa çözsün.

Ve yine geliyoruz devlet ciddiyetine.

KTFF’un kundaklanması olayı basite alınacak bir olay değil. Bu ülkenin ambargoları delmesinin birilerinin rahatsız etme durumudur. Bu derece bir organizasyondan bile korkuyorlar.

Devlet tüm birimleri ile ciddiyetini ortaya koymalı. Bütün kurumlar tam anlamıyla çalıştırılmalı ve sorumlular yargı önüne çıkartılmalı.

Devlet her konuda üzerine düşeni eksiksiz ve adaletli yerine getirirse, kimin yönettiği sadece ayrıntıdır.


Bu haber 628 defa okunmuştur

:

:

:

: