Balkonlardan sarkan saksı içinde mis kokulu karanfiller,hanımeller,kapı önünde ekili yaseminler,dize dize ellerde gerdanlarda akşam serininde nasıl da yayılırdı mis kokular.
Balkonlardan sarkan saksı içinde mis kokulu karanfiller,hanımeller,kapı önünde ekili yaseminler,dize dize ellerde gerdanlarda akşam serininde nasıl da yayılırdı mis kokular. Bir de muhallebici geçti mi kapının önünden keyiflere diyecek yoktu. Ayşe,Fatma teyzeler, Hüseyin, Süleyman amcalar anlatır dururlardı. Lefkoşa'nın mis kokulu günlerini. Ah anektotlar! Ne de güzeldi o günler can cana göz göze. Belki para pul yoktu ama dayanışma vardı. El eli yüz de yüzü yıkardı. Şimdilerde dubleks evler, havuzlu villalar, çifter çifter arabalar,sayısız iş yerleri adını festival koydukaları şenliklerde su gibi harcanan paralar,her gece patlatılan maytaplar ışıl ışıl gökyüzünde duran yıldızlarla dans eden ışık oyunları ve daha buna benzer bir yığın harcamalar.Aylardır Lefkoşa kan ağlıyor.Kıbrıs'taki bu kadar belediyeler nerelerdeler?Hani birlik ve beraberlik hadi Başbakanlık duyarsız davrandı ki buna hakkı yoktur işletmeciler onlar da mı duyarsız?Kaymakanlık ilk gün neredeydi?Peki Kaymakamlık'ın görevi miydi bu konu?Halkın iradesi ile getirilen Başkan'ı ve Belediye Meclis üyelerini 90 gün izne ayırmak şimdi mahkemeliktir.Hemde konu Anayasa Mahkemesi'ne taşınmıştır.Bir başkente yakışır mı bu çirkinlik abidesi?Başkentler ülkelerin aynasıdır.Sorunlar yaşansa bile Başbakanlıklar'ın görevi halka hissettirmeden sorunları çözmektir.Bu sıcak günlerde yayılan pis kokuların içerisinde çoluk çocuk nasıl yaşar?Bu nasıl bir mantık?Aylardır kalemler yazdı da yazdı.Elim yüreğim yazmak istemedi.Şu an bile bu çirkinlikleri kalemim yazdığı için içim sızlıyor.Arap Ahmet Mahallesi'ni,Sarayönü'nü,Girne Kapısı'nı,Kumarcılar Hanı'nı,Büyük Han'ı Selimiye Camisi'ni,Arasta'yı Bandabuliya'yı ve daha bir çok güzellikleri anlatmalıydı kalemim.Bundan önceki köşe yazımda şunları belirtmiştim.Meclislere girebilmek için önce kendilerini çok sevecekler,beyinlerini kültürlerle eğitecekler,bedenlerini sporlarla yenileyecekler ve sonrasında insan ayrımı yapmadan ülkelerini,içinde yaşayan her şeyi büyük bir sevgiyle saracaklar sarmalayacaklar her türlü kötülüklerden olumsuzluklardan koruyacaklar.Çalışanlar günlerce maaşlarını alamadılar.Kimbilir ne acılar ne sıkıntılar çektiler.Bunun acısını o kadar iyi biliyorum ki kıyamam insanıma,benim güzel insanlarım.İki gün önce Allah'tan maaşların verildiği söylendi.Çöpler de yavaş yavaş toplanıyor.Güzel peki bu bunalıma giren bir çok insanımızın yanında kimler var?Bu açılan yaralar kapanabilecek mi?Kolay mı?Kırılan kaplaerim tamiri olmaz ki.Günler,haftalar,aylar geçse de insanın içinde ta derinliklerinde hep bir uhde olarak kalır.Lefkoşa'nın bugünkü görünümü dillere destan olmalıydı.Tanınmamış bir ülke olmamıza rağmen her gün yabancı yüzlerce insanın ellerinde objektifler adımadım karelerde yaşatıyorlar Lefkoşa'nın coğrafyasını iyisi kötüsü,güzeli çirkini ile.Ne utanç verici Kıbrıs Türk toplumu için.Bizler hak etmiyoruz bu çirkinlikleri.Gözlerimiz her zaman güzellikleri seyretti.Burunlarımız mis kokuları kokladı.Politika içinde kendi kavgaları varsa bizler halk olarak insan olarak çekmeye mecbur değiliz.Yıllar boyu Kıbrıs Türk'ü bir çok zorluklar yaşayarak bu günlere geldi.Bu saatten sonra insan gibi yaşamak en doğal hakkıdır.Sizi seviyorum.