Işığımız hiç sönmesin

Dünyamızın üstüne çöken kaos aklı mantığı yerinde olan herkesi derinden yaraladı. Oysa ki güneş hergün bütün parlaklılığı ile dünyamızın üstüne büyük bir enerjisi ile doğar ve ışığımız olur.

Dünyamızın üstüne çöken kaos aklı mantığı yerinde olan herkesi derinden yaraladı. Oysa ki güneş hergün bütün parlaklılığı ile dünyamızın üstüne büyük bir enerjisi ile doğar ve ışığımız olur. Bize düşen görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirirsek yorgun düşen beynimiz, kalbimiz ve bedenimiz azda olsa derinden bir nefes alır. Yaşam felsefemizin içine mutlaka beden eğitimini sokmalıyız. Beynimizin bize ihtiyacı olduğu kadar bedenimizinde ihtiyacı vardır.

Hergün evimin çok yakınında olan spor salonun etrafındaki yürüyüş yolundaki yolda bir saat yürümeye çalışırım. Oraya giderken yolumun üzerinde olan ilkokul bahçesindeki otuz yıllık ağaçları, yapraklar voleybol sahasını kirlettiği için acımadan kestiler. Bu mantıkla hareket eden insanlar bu kadar geniş alana sahip olan okulun sanki ötesine yapılamazmış gibi bizler gibi canlı varlık olan güzelim ağaçlara acımasızca kıydılar. Ordan geçerken kalbime derin sızı saplanıyor, içim acıyor kalbimi rahatlatmak için derin derin burnumdan nefes alır biraz tuttuktan sonra ağzımdan veririm. İlkokulların görevleri çocuklara güzellikleri öğretmektir. Bir ağacın faydalarını uzun uzun anlatmaktadır. Henüz öğrenmeye aday olan o küçücük beyinlere ağaç katliamını öğretirlerse, gelecek yıllarda ağaç kalmayacak etrafımızda. Ağaç olmazsa temiz enerjide olmaz. Sonrasında yağmur olmayacak ve bunu takip eden birbirinden değerli unsurlar yok olup gidecek. Tertemiz oksijenlere ihtiyacı vardır her insanın.
Yukarıda da belirttiğim gibi vücudumuza yapılan egzersiz bizleri daha sağlıklı üretmemize neden olur. Doğru düşünmek, doğru nefes almak, doğru hareket etmek, doğru beslenmek zincirleme birbiri ardına doğru yol almaktır. Daha önce yazıp (yazmadığımı hatırlamıyorum) inancım doğrultusunda çok sevdiğim dansla ilgili yazılan bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum; Bir zamanlar Wu'lar denilen bir grup bilge Şaman Klanı yaşardı. Yüzyıllar boyunca danslarıyla yer ile gök arasındaki dengenin korunmasını sağlarlardı. Tavsiyelerini dinleyen tüm hükümdarlarının halkı barış ve mutlulukiçinde yaşadı. Danslarını sürdürdükleri sürece evrenin ışığı yerden ve halklarının üzerinden uzak kalmadı. Ne zaman danslarını bıraksalar o kudretli ışık dünyadan uzaklaştı. Tanrı herşeyi bilipde yarattı... Doyumsuzluklar, acımasızlıklar, saygısızlıklar maalesef dünyamızı çok farklı boyutlara taşıdı. Enerji yüklü ve mantıklı hareketler insanın kendi ışığı olur.

Üç bin nüfuslu şehirde her yürüyüş veya yüzme günlerimde sayılı on veya onbeş yüzle karşılaşıyorum. Konuyu açtığımız anda insanların cevapları “spor yapmaya zamanım yok” diyorlar. Peki yemek yemeye nasıl olurda zaman vardır. Benimde mantığım bunu almıyor. Bir canlı varlığa uzatılan bir bardak su insana bir şekilde geri dönecektir. En büyük bereketli nimetle bedeninize sunulan hareket sizi bir başka güzelleştirecek, geliştirece, büyütecek ve zenginleştirecektir. Yaşam felsefemde sporu ve bilgeliği harmanladım. Kendi yolculuğumda beni bir öğrenciden bir öğretmene dönüştürdü. Ama aslında daha çok daha fazla öğrenecek çok şeyin olduğunun bilincindeyim ve herzaman aklımda tuttuğum ve hergün kendime hatırlattığım şu iki, üç kelimelik cümleyi tekrar tekrar beynime yüklerim “Hiç bir insanın bir dalda uzmanlaşmaya ömrü yetmez”

Bilinçli hareket eden her insan etrafıma inanılmaz güzellikte ışık saçar. Büyük Britanya Birleşik Devletleri arasındaki denizde her yıl yaz aylarında dünyanın birçok yerinden gelen turistler bu denizde yaşayan kambur balinaları görmeye gelirler. Aslında ilkbahardan sonbahara kadar sık sık Newengland açıklarına uğrayan muhteşem kambur balinaları gören ışıklarla yüklenirmiş. Bu balinaları görebilmek için küçük teknelerle ve ellerde bulunan dürbünlerle görülebiliyor. Erkek kambur balinalar hayvanlar aleminin en uzun ve karmaşık şarkılarını söylerler. Her bir şarkı en az yarım saat sürer. Bu şarkılar dişileri baştan çıkartmak ve rakip olan erkekleri korkutmak için söylenir. Bu nağmeler suyun altından yüzlerce mil öteden duyulabildiğini açıkladı bilimadamları. Oraya balinaları görmeye giden herkes balinalara olan saygılarından müthiş bir sessizliğe bürünür herkes. Sessizlik ışığını algılayan balinalar insanlar için inanılması zor olan şovlarını yaparlar. Su yüzüne çıkıp takla atarlar ve suyun içine dalıp dalıp kuyruklarını sallarlar. Bu canlı varlıkların birbirini anlaması ve saygılı olmasıdır. Ağaçlarda öyledir.Sevdikçe konuştukça yeşerirler ve bizi afetlerden korurlar ciğerlerimize temiz tertemiz oksijen depolarlar. Bunun bilincinde olmalı her insan.

Büyük ozan,Gönül evi,Gönül dağı,Gönlüm hep seni arıyor, Neredesin sen toprağın sesi toprakla kucaklaştı. Bir gönül dostu olan biricik babası ile Muharrem Ertaş'la kucaklaştı Neşat Ertaş. Toprağı bol olsun. Gidenlerimize Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsınlar.
Sizi Seviyorum
Bu haber 6781 defa okunmuştur
  • sibel  istanbul - 29.09.2012 canım cok güzel yazmıssın istanbul ane zaman geliyorsun
  • tuna  giresun - 28.09.2012 çok güzel yazmıssınız
  • alev düzyol  bursa - 28.09.2012 sizi kısa süredir takip ediyorum yazılarınız sevgi yasama sevinci dolu basarılar dilerim.
  • handan  istanbul - 28.09.2012 süpersinnnnnnnnnnn
  • mithat  ankara - 28.09.2012 O kadar güzel yazmıssınız ki çok şaşırdım tebrikler
  • nurgül  lefkoşa - 28.09.2012 çok güzel yazmişsınnnnn sizi seviyorumm
  • ali  güzelyurt - 28.09.2012 fahriye hanım bitanesiniz
  • ayse  istanbul - 28.09.2012 canım benim eline koluna saglık
  • can  kıbrıs - 28.09.2012 Tesekürler agzına saglık tatlım yine ufkumuzu genişlettin

:

:

:

: