(PavlosKsanthulis, Brüksel-Fileleftheros gazetesi)
“Kıbrıs’ın Dönem Başkanlığıyla ilişkilerinin donmasına ilişkin AB’nin derin üzüntüsü”
“Kıbrıs’ın Dönem Başkanlığıyla ilişkilerin donması merkeziyle Ankara’ya karşı sözlü önerilerin seferber edilmesinin ve AB tarafından üzüntü ifadesinin, bugün 27 üye ülkenin Dışişleri Bakanlarının yayınlacağı Hükümlerde yer alması bekleniyor. ‘Fileleftheros’ gazetesinin elde ettiği bilgiler, Hükümler metninin, Konsey’in, 2012 yılının ikinci yarısında, uluslararası platformlarda AB’nin açıklamalarıyla ve tezleriyle hizaya gelmeyen Türkiye’nin sırayla yaptığı açıklamara ve AB Dönem Başkanlığıyla ilişkilerinin donmasına ilişkin derin üzüntüsünü ifade edeceğini belirtmesinin beklendiğini ifade ediyorlar.
Bu raporun ötesinde, 27 üye ülkenin egemenlik hakları ve Kıbrıs Türk farklılıklarıyla ilgili geçen yıl değiştirilmeyen paragrafları muhafaza edecekleri değerlendiriliyor:
AB’nin, Deniz Hukukuna ilişkin BM Sözleşmesini içeren Uluslararası Hukuk ve Avrupa Müktesebatına göre, üye devletlerin ikili anlaşmaların kabul edilmesini ve doğal kaynakların araştırılması ve değerlendirilmesini içeren tüm egemenlik haklarını bir kez daha vurgulayarak, bir üye devlete karşı yapılan herhangi bir tehdit veya faaliyetin önlenmesine ilişkin ‘klasik’ teşvikini ve endişelerini yineleyeceği beklenmektedir. Ayrıca, AB’nin, Türkiye’nin Protokolü uygulamamasından dolayı derin hayalkırıklığını ve Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerinin düzene girmesine ilişkin ilerleme kaydetmediğini ifade ederek, sabit tezini yineleyeceği değerlendiriliyor. Konsey’in, Türkiye’den, Güvenlik Konseyi’nin kararları ve BM çerçevesinde Kıbrıs sorununun adil, kalıcı ve kapsamlı çözüm müzakerelerini aktif bir şekilde desteklemesini beklediğini yinelemesi bekleniyor. ‘Fileleftheros’ gazetesinin elde ettiği bilgiler, Hükümlerin, güçlü ekonomisi ve stratejik önemiyle ortak-kilit olarak nitelendirilen Türkiye’ye birçok sözlü hediyeleri içereceğini ifade ediyorlar. Türkiye’nin önemli bölgesel rolü biliniyor ve 27 üye ülke, aday ülkeyle siyasi diyaloğun güçlenmesinde bağlanıyor. Ayrıca, Hükümlerin, katılım sürecinin desteklenmesi için, AB müktesebatıyla hizaya getirilmeye ilişkin teknik çalışma gruplarının oluşturulması ve Pozitif Gündemin uygulanmasındaki özel bildiri ile Türk katılım müzakerelerindeki momentumun kurtarılması gerektiğini belirtmesi bekleniyor.”
“Kriz fonuyla planlamalar”
(Kostas Venizelos- Fileleftheros gazetesi)
“Türkler, Kıbrıs’taki ekonomik krize ve Memorandum ve krediler nedeniyle ülkenin dışa daha da bağımlı olmasına yatırım yapıyorlar. Lefkoşa’dan yapılan hareketlerin marjının bundan böyle sınırlı olacağı ve Türkiye’nin katılım süreciyle ilgili olarak itirazlarda bulunma olanağına sahip olmayacağı değerlendirmesini yapıyorlar. Dahası, Lefkoşa, Kıbrıs sorununa ilişkin baskılarda Türk tarafına karşı daha savunmasız olacak. Türk Milliyet gazetesinin ‘Kıbrıslı Rumların iflasının Türkiye’nin AB’ye katılım çabasını güçlendirecek’ başlığı altında yayınladığı haberi, Ankara’nın niyetlerinin ve değerlendirmelerinin bir göstergesidir. Haberden net bir şekilde, Ankara’da siyasi ve stratejik avantajları sağlamak için Kıbrıs ekonomik krizine kumar oynayabileceklerini düşündükleri net bir şekilde ortaya çıkıyor. Ayrıca, gözlemci statüsüne sahip ülke olarak Filistin’in BM tarafından tanınması gibi, uluslararası alanda diğer gelişmeleri de değerlendiriyorlar ( Filistin Cumhurbaşkanı resmi ziyarette bulunmak üzere dün Ankara’da idi). Sahte devletin durumunu Filistin’in durumuyla ilişkilendirme girişiminde bulunuyorlar. Ankara’dan yayınlandığı üzere, Türk yetkililer Filistin’in durumunu siyasi açıdan inşa edecekler ve Abbas’tan yardım etmesi istenecek. İki farklı durum söz konusudur, ancak bu, Türk Dışişleri Bakanlığının teknokratları için hiçbir öneme sahip değildir. Türk Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin daha çok argümanlarla tartışması beklenen şey, Kıbrıslı Türklerin sözde izolasyon konusudur. Bu, Filistinlilerin de meşgul olduğu bir konudur. Kıbrıs sorunu Cuma günü Ankara’da bulunan BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un da görüştüğü konulardan bir tanesiydi. Bu Görüşmenin bir diğer temel konusu da Suriye’deki kriz idi. Sahte devletin sözde Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, yaptığı açıklamada, işgal rejiminin, ihtiyaçları olduğu zaman Kıbrıslı Rumlara elektrik verdiğini söyledi. Özgürgün, şu an ekonomik yardıma ihtiyaçları olduğunu kaydederek, Türk tarafının koşullar altında yardım sunabileceğini belirtti. ‘Sadece, bizi tanımaları halinde kendilerine yardım edeceğiz’ dedi.”