Etkileyici özel ve koskocaman ucu bucağı olmayan bir kainat içinde barındırdığı dünyamız, nefes alıp vermelerimiz ve güzellikler uğruna atılan adımlar upuzun yürüdüğümüz yollar bazen mutluluk pınarlarından içilen sular ve geniş kitlelere aktarılan ahıtlar.
Etkileyici özel ve koskocaman ucu bucağı olmayan bir kainat içinde barındırdığı dünyamız, nefes alıp vermelerimiz ve güzellikler uğruna atılan adımlar upuzun yürüdüğümüz yollar bazen mutluluk pınarlarından içilen sular ve geniş kitlelere aktarılan ahıtlar. Bu adımların içerisinde çok büyük güç, özveri, emek isteyen savaşlı adımları içerisinde öyle insanlar vardır ki, hiç bir kalem yazmaya anlatmaya cesaret edemez. Mavinin derinliklerinde Akdeniz'in ortasında küçücük bir ada ve hemen hemen sınırda sayılan yemyeşil şirin mi şirin küçücük bir köy. Beyarmudu 8 Haziran günü hayata “merhaba” der dünya tatlısı sevgili Cem Kafkas. Çok geniş bir aileye sahip, sevgi dolu, sevgi ile yoğrulan birbirine bağlı muhteşem bir aile beni hep sevgileriyle beslediler “Ne kadar minnettar olduğumu anlatmak mümkün değil” diyor sevgili Cem Kafkas. Annem, rahmetli babacığım, dayılar, teyzeler, halalar, amcalar, kuzenler, dede ve nineler ve canım kız kardeşim Cevher hayatımın en büyük zenginliği. Henüz çocukken çok büyük özelliklere sahipti sevgili Cem Kafkas... Köyün imamı olan dedesinin gür ve vakur sesi ile Kur'an okuması oldukça ilgisini çekerdi. Bu sesin hayatımda bu kadar etkili olabileceğini kim bilebilirdiki... Belkide Türk Musikisi'nin özünü bu gür sesle anladım... İlkokula başladığım andan itibaren derslerdeki başarılarım, sesimin güzelliği, sanatın hemen hemen tüm dallarında görülen yeteneğim sayesinde öğretmenlerimin gözdesi olmuştum. İlkokul 2. sınıfta iken ilkokul öğrencileri arasında yapılan ses yarışmasında katılmam benim için çok özel bir anıdır...Benden yaşça büyük öğrenciler çocuk şarkıları ile katılırken, Osman Nihat'ın nihavent makamındaki ölümsüz şarkısı “Bir İhtimal Daha Var” ile katıldım. Hocaların şaşkın bakışları arasında birinciliği kazanmam, benim için bir başlangıç oldu.Daha sonra müzik dersleri ve atletizim ile hayatım renklendi. Bu arada doğaya olan ilgim dayatsınamazdı. Doğa adeta bana Tanrı'nın adını fısıldıyordu. Doğaya aşıktım. Köyümüzün girişindeki tarlamıza her türlü meyve ağacını ekip her gün sulayarak büyüdüklerini görmek beni çok çok mutlu ediyordu. Yıllarca ağaçların bakımını büyük bir haz ile üstenmiştim. Ta ki askerlerin tarlamıza bölük kurmak için ihtiyaçları olduğunu ve bilmem şu tarihe kadar tarlayı terketmemiz gerektiğini bildiren resmi yazıyı alana kadar. Tanrım nasıl da üzülmüştüm. O tarihten itibaren her gittiğim yerde ağaç dikmek, çiçek yetiştirmek en büyük hobim oldu. Her fırsatta bu güzel uğraşımı gerçekleştiriyorum. Sanat, spor dersleri ve doğayla dolu dolu geçen orta eğitim yıllarından sonra Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesini kazanmama rağmen aynı üniversitenin Türk Müziği Konservatuarısınavına da girmek istedim. O dönemlerde ailem dışında herkes kararımın yanlış olduğunu söylüyorlardı. Fakat müzik benim bir parçamdı ve vazgeçemezdim ve en doğru yapabileceğim meslek olduğuna karar vermiştim.1991 yılındaki sınavı çok büyük bir başarıyla kazanmıştım. Çok değerli hocalardan istifade etme şansını yakalamıştım.Ve bunu değerlendirdim de...Ertesi yıl T.R.T. Radyolarının açmış olduğu ses sanatçılığı sınavını da çok yüksek bir puan ile kazanmam benim için dönüm noktası oldu...5 yıl boyunca hem T.R.T. Sanatçılığı yapıp hem okudum. Sanat müziğinin o engin denizinde kayboldum. Bütün bu başarılar bana İstanbul yollarını açtı. Master eğitimi için İstanbul'a yerleştikten sonra T.R.T.'deki görevime devam ettim. Master sırasında Türk müziğinin duayenleri ile çalışma fırsatını yakalamambenim kariyerimde çok etkileyici oldu. Aleaddin Yavaşça, Selahaddin İçli, Mutlu Torun, Cahit Atasoy, Erol Sayan ve daha niceleri İstanbul'a gittiğim yıldan itibaren sahne tecrübesi ve birazda maddi katkı amaci ile vokalistliğe başladım. Vokalistlik yaptığım sanatçılar arasında Muazzez Ersoy, Bülent Ersoy, Muazzez Abacı, Emel Sayın gibi büyük isimler vardı. Özellikle sahne duruşu ve imajım için bu büyük sanatçılar çok etkili oldular. Sayısız radyo ve televizyon programlarında yurt içi ve yurtdışı konserlerimde kendimi geliştirmeye çalıştım. Bu hayatım 2004 yılına kadar devam etti. 2004 yılında Kıbrıs için yapmış olduğum bir profosyonel koro projesi, B.R.T.'nin dikkatini çekmişti. Fakat bu projeyi gerçekleştirecek birisi olmadığı için Bayrak Radyo Televiyon Kurumu Müdürlüğü'nden bu projeyi gerçekleştirme teklifini aldıktan sonra Kıbrıs'a adım attım. Sevgili Cem Kafkas bugün bir yönetmen, bir şef, bir yorumcu ama herşeyden önce yüreği güzel mütevazi son derece yardım sever bir müzik adamı, bir duayen sevgili Cem Kafas'ı kendi anlattıkları ile Cem Kafkas'ı kendi anlattıkları ile anlatmaya çalıştım. Canım arkadaşım seni küçücük bir köşe yazısına anlatamamki Kıbrıs'ta bir ekol Kıbrıs insanının gururu... Yukarıda da belirttiğim gibi öyle insanlar vardır ki ne kalemler yazabilir. Be de diller anlatabilir. Sizi Seviyorum