Saat onsekizi gösteriyordu. Güneş henüz batmıştı, günün yorgun ışığı vardı birçok insanın üzerinde. Yollar kalabalık bir trafik akışında. Herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Ben çok şık bir mekanda önceden randevulaştığım çok değerli iz bırakan , herşeyden önce binlerce öğrenciyi yetiştiren, topluma kazandıran ve öğretmen denildiği zaman akan suların durduğu, kutsallığı simgeleyen çok üstün onurlu niteliğe sahip bir kariyer . Bir güneş, bir ışık, ısıtan, aydınlatan, nesillerden nesillere ısıttığı güneşle bir ışık gibi hiç durmadan aydınlatır, ırmak olur, yol olur, zirve olur, akarda akar. En büyük denizlerde deniz derya olur. Sunduğu bilgelik dallanır, budaklanır, katmer katmer sevgiye dönüşür. İçinde tınılar, melodiler, notalar süslenir, piyanonun dokunduğu tuşlar içinde taşıdığı tertemiz ruhu ile harmanlanır, gökyüzüne doğru kainatta yankılanır. Kapı önünde büyük bir sevgi ile karşıladım çok değerli sevgili Lale Atamtürk Aköl'ü. Bu bizim ilk karşılaşmamız. Başarılarını , tertemiz yüreğini topluma olan yardımlarını ve engin bilgeliğini, bir çok yetiştirdiği öğrencisinden, yüreğim beynim ve kalemim insanımı yazmak anlatmak siz değerli okuyucularımın arasında çok güzel bir köprü oluşturmak benim mutluluğumdur.
Kendimizi koyu bir sohbet içinde bulduk, yudumladığımız içeceklerimizin bir başka oldu tatları, zamanın nasıl akıp gittiğini karşımda oturan çok değerli sevgili Lale Atamtürk Aköl sanki uzun zamandır tanıyordum. Her sorduğum soruya bazen güler yüzle bazen ise buğulu gözlerle cevap veriyordu. Özellikle öğrenciler ve vatan sevgisi karşısında bir başka hüzünleniyor, bir başka anlatıyor o sıcacık yüreğinden kopan duygularla....
Sevgili Lale Atamtük Aköl mısra mısra, duygu duygu tıpkı notalar, şarkılar gibi... Limasol'un saygın ve varlıklı ailelerinden olan hassas, sosyal yönü güçlü ve çocuklarını yetiştirme konusunda son derece titiz bir anne ve babanın ikinci kızı olarak, sıcak bir 13 Ağustos günü dünyaya geldim... Henüz 7 yaşında iken piyano ile tanıştım. O yıllarda Fikret Özgün öğretmen ile başladığım piyano eğitimimi daha sonraları, Ermeni asıllı müzisyen bir ailenin kızı olan bayan Luis ile sürdürerek “Royal Academy of Music”in tüm sınavlarını yüksek bir performans ve başarı ile tamamladım...
Geniş bahçeli, kırmızı panjurlu, çatısı kiremitli olan evimizde piyano nağmeleri yıllarca sürdü. Kıbrıs Harekatından sonra ailem ile birlikte Magosa'ya göç ettik... Çocuk denecek yaşta başlamış olduğum müzik yolculuğuna kararlı adımlarla ilerliyor, saatlerce piyano çalıyor, çalışıyordum. Yüksek öğrenimimi piyano müzik üzerine yapacaktım. Ankara Gazi Eğitim Ensitütüsü Müzik Bölümü yetenek sınavlarını üstün bir başarı ile geçtim. Öğrenciliğim süresince müzik bölümünün tam bir fenomeni olarak eğitimimi tamamladım. O yıllarda “Gazi Eğitim Müzik Bölümü” denince ilk akla gelen kıymetli öğretmenlerimiz Necati Gedikli, Erdoğan Özdemir, Aydın Ilık, Muammer Altınokve burada sayamayacağım bir çok değerli öğretmen ile çalıştım ve onlardan eğitim aldım. Kıbrıs'a döndükten sonra ilk öğretmenlik deneyimimi Lapta Yavuzlar Lisesi'nde yaşadım. Başarılı ve çok sevilen bir öğretmen olarak yol alırken, öğretmenliğimin birinci yılında yüksek inşaat mühendisi olan eşim Adem Akil ile evlendim. Eşimin işi nedeniyle Bağdat'a gittim. Bu süreçte müzik ile olan yoğun çalışmalarım Bağdat'ta da üstün bir performansla sürdü. Bağdat Üniversitesi Müzik Bölümü'ne devam ederek bir çok “Onur Belgesi” ve çeşitli sertifikalar alarak oradaki eğitimimi tamamladım.
Kendi vatanıma döndükten sonra çeşitli orta dereceli okullarda görev yapmanın yanı sıra özel piyano dersleri ile de bir çok öğrenci yetiştirdim. Öğretmenliğim süresince görev yaptığım okullarda bir çok müzik enstrüman dinletileri müsamereleri, Türk müziği koroları, Batı müziği koroları gibi etkinliklerde rol aldım. Doğaya, çiçeklere, böceklere, hayvanlara en önemlisi insana çok değer veririm.Doğada yürüyüş yapmak, kitap okumak, farklı farklı ülkelere gitmek, araştırmak, değişik kültürleri yakından izlemek beni son derece mutlu eder. Dünyanın bir çok ülkesini yakından gördüm, birebir yaşadım. Amerika benim için bir başka orada yaşayan oğlumun yanına sık sık gider, kıtadaki eyaletler arası yolculuklar yaparım. Bana bir çok insanların kültür yaşama tarzları yapı olarak mimari yönleri coğrafyadaki herşeyi gördükçe, yaşadıkça bir o kadar daha görmek yaşamak istiyoruö. Bu yolculuklarımda inanılmaz keyif alıyorum, bir başka tutkulara bürünüyorum.
Botanik bahçeyi andıran otantik çok sevdiğim evimde minik kedilerim, balıklarım, kuşlarım ve kaplumbağalarımın arasında meditasyon yaparak güne başlarım. Benim ile bütünleşen piyanomun nağmeleri arasında eşim ve kızımla birlikte düetler yaparak, şarkılar söyleyerek geçmişin anıları, geleceğin o hiç tükenmez hayal ve umutlarıyla birlikte dolu dolu güzel, romantik, keyifli bir yaşam sürdürmekteyim.
Bir insan bu kadar mı güzel olur. O sıcacık yüreği, bilgeliği beni o kadar çok etkiledi ki anlatacak kelimelere karşı kilitlendim. Müzik öyle bir unsurdur ki, her şeyi içinde sevgiyi, saygıyı, paylaşımı, romantizmi, güzelliği barındırır. İnsanı rahatlatır güzelleştirir, dünyaya, hayata olan bakış açısını hep güzel kılar. Sizi seviyorum.