Bir yürüyüşün ardından – 3

Kozanköy’den Karşıyaka arasındaki 12 kilometrelik dik yokuşlu asfalt yol, 10’uncu Orkide Yürüyüşünün evsahipliğini yaptı.. Mis gibi ilkbahar havası, papatya, gelincik , katır tırnağı, çiğdemlerle rengarenk doğa örtüsü..

Kozanköy’den Karşıyaka arasındaki 12 kilometrelik dik yokuşlu asfalt yol, 10’uncu Orkide Yürüyüşünün evsahipliğini yaptı.. Mis gibi ilkbahar havası, papatya, gelincik , katır tırnağı, çiğdemlerle rengarenk doğa örtüsü.. Ellerinde balonlarla bebek arabalarıyla yürüyenlere eşlik edenler, motosikletliler, bisikletliler.. Atlar, eşekler, köpekler..Yol boyunca ikram edilen şeker gibi portakallar.. Binden fazla yürüyüşçü ile şenlik havasında geçen bir yol...

2 yaşından 97 yaşına kadarki yürüyüşçüler finish hattına ulaşmak için her türlü gayreti gösterdi. Yokuşu tırmanamayanlar arabalarla düz yola çıkarıldı.. Ancak herkes, yorgunluğuna, acısına rağmen yürüyüşü tamamladı.. Yürüyüşün anlamı ne kadar büyükse, 97 yaşındaki Ali Rauf Naimoğlu’Nun bitiş dansı da öylesine görülmeye değerdi.. Londra’dan gelen 3 kızı ile yürüyüşe katılan Ali Rauf Amca, bitişten sonra yaptığı “gangnam” dansıyla güne damgasını vurdu..

Kanserden ölenler anısına durulan saygı duruşu, göğe bırakılan balonlar ve ardından söylenen “ You never walk alone” (Asla yalnız yürümeyeceksin) şarkıları, Orkide Yürüyüşü’nün neden düzenlendiğini bir kere daha yüzlerce kişiye hatırlatmaya yetti.. Hüzünlü dakikaları izleyen neşeli anlar ise hayatın herşeye rağmen yaşamaya, mücadeleye değer olduğunun göstergesiydi


Pazar günü gelmişti..Bir haftadır adadaydık ve buraya 10. Orkide Yürüyüşü’ne katılmak için gelmiştik.. Otobüslerle dağ yolundan Kozanköy’e ulaştık.. Yol boyunca hepimizin neşesi, coşkusu görülmeye değerdi.. Otobüsümüzün baş konuğu, Londra’dan 3 kızı gelen ve onlarla 5’inci kez yürüyüşe katılan 97 yaşındaki Ali Rauf Naimoğlu idi..
Gülen yüzü, dinamizmi, neşesi , torunu yaşındakilere bile sirayet etmeye yetiyordu.. Hele 8’i kız,9 çocuğundan aramızda olan bir Nesrin Nevzat vardı ki, tanımaya değer.. Hepimizin gönlünü zaten almıştı.. Babasını tanıyınca bu enerjinin, dinamizmin , neşenin nereden geldiğini daha iyi anlıyorduk....

Üzerimizde ana sponsorumuz THY’Nın Orkide Yürüyüşü için hazırlattığı T-Shirt ve şapkalarla Kozanköy’e vardık.. Ortalık bayram yeri gibiydi.. Ellerinde balonlarla bizi bekliyorlardı.. Yürüyüş başlama saati 10.30’du..Ancak dar köy yolunda ne bizim, ne de otobüslerin duracağı yer yoktu.. Ayrıca Lefkoşa, Girne’den yüzlerce kişi daha bekleniyordu..
Bu arada mis gibi portakallar da bizi bekliyordu.. Lefkeli bir üretici, arabasına doldurduğu kilolarca portakalı soyup, herkese ikram ediyordu.. Bu ikram, yol boyunca da sürecekti ve hepimizin susuzluğunu alacaktı.. Sağolsun bu gönlü bol üretici..
Kimseyi beklemeden köy yolunda yürümeye başladık.. Kırmızı kıvırcık peruklu dansçılar, İskoçya’dan gelenler, adada yaşayan İngilizler, üniversite öğretim görevlileri, 2 yaşındaki pusetdeki bebekler, köpeklerle yola koyulduk..

Tecrübeli yürüyüşçüler belli oluyordu.. Ellerinde ya baston, ya da onun yerine geçen dallar taşıyorlardı..İlk anlarda düz yollarda yürümek doğruyu söylemek gerekirse kolaydı.. Yol arkadaşım ve Londra’dan komşum Nilüfer Pyper ile birlikte yürümeye koyulduk.. Gurubumuzun en genci 13 yaşındaki Eren Ramadan, Nazan Değirmendereli ve İrem Goulding ile hızlı şekilde yürüyerek, gözden kaybolmuştu bile..
Eren demişken , yürüyüşe babası ATCA (Yurt Dışı Kıbrıslı Türkler Derneği) Başkanı Çetin Ramadan, anneannesi Şeniz Cemal ile katılıyordu. Highlands School’da öğrenciydi. Okulun ara tatilinden yararlanıp, gelmişti.. Bu ikinci yürüyüşüydü..

Konuşa konuşa ilerliyorduk. Doğa tüm cömertliğiyle önümüzde, ardımızda bizi kucaklıyordu.. Kıbrıs’ı ilk kez böylesine yeşil görüyordum.. Neden “yeşil ada” dendiğinin kanıtı heryerdeydi.. Yeşilin her tonu mevcuttu.. Yanımızdan geçen otomobiller bizi destekleyici işaretlerle gidiyordu.. Yolumuz giderek tırmanışa geçmiş, bizim bacaklar da ağrımaya başlamıştı.. Yavaş yavaş tırmanışımızı sürdürüyorduk.. Yol adeta yılan gibi kıvrıla kıvrıla ve tepelere çıkmaya başlıyordu.. Nasıl bu yokuşu çıkacağız derken, kendimizi bir anda en tepede buluverdik.. Bir de arkamızı dönüp baktık ki .. Yüzlerce kişi geçtiğimiz yollarda..
Tırmanışımız biterken bir saati de geride bırakıvermiştik.. Şimdi artık inişteydik.. Kolay olur sanırken, inişin de aynı diklikte olduğunu unutmuştuk.. Dikkatlice yürümeye devam ettik.. Yol üzerinde konaklama yerinde hellim, çörek, su, çay satıyorlardı.. Hareketimizi yavaşlatmasın diye durmadan yola devam ettik..

Bu arada eşekler, atlar da sürücüleriyle bize eşlik ediyordu.. Ambulanslar ise birkaç bayılan yürüyüşçüyü taşıyordu.. Onların durumu da iyiydi.
Saatimiz 11.30’a yaklaşırken karşıdan tek tük evler görülmeye başladı.. Yaklaştıkça bahar çiçekleri açmış ağaçlar, evler, uzaktan gelen canlı müzik sesiyle finish’e yaklaştığımızı anladık.. Karşıyaka köyü bizi karşılıyordu.. Kırmızı kurdelelerle gideceğimiz yol işaretlenmişti..

Arkamızda küme küme insanlar bizi izliyordu.. Müzik sesi yaklaştıkça, biz de yürüyüşün sonuna geldiğimizi hissediyorduk..Hem sevinçli, hem hüzünlüydük.. Başlamıştık ve bitiriyorduk..Ama yolculuğumuz da sona eriyordu..
Alkışlar arasında Karşıyaka Merkez İlkokulu’Nun bahçesine girdik.. Ve yerde duran finish kurdelesine basıp, yürüyüşümüzü tamamladık..Eren , Nazan, İrem bizden önce gelmişlerdi.. Kucaklaştık.. Hemen Özerlat Kahve ile Telsim’in ikramı su ve kahvemizi aldık.. Arkamızdan sıra sıra yürüyüşü bitirenler geliyordu.. Ter içindeydik, ancak yorgunluğumuza değmişti.. Londra grubumuzdakiler birer birer geliyordu.. EN büyük alkışı ise ruhu en genç, nüfus kağıdı en eski Rauf amcamıza ayırmıştık.. Kızları ile O da finish hattındaydı..

Bizim gelişimizden yaklaşık 2 saat sonra tüm yürüyüşçüler okul bahçesindeydi..Bu arada Antika Otomobil Kulubü de arabalarıyla okul bahçesine gelmişti.. Kıbrıs’ta geçen Pazar büyük bir kurultay vardı.. Tüm siyaset, ülke sanki oraya kilitlenmişti.. Ancak siyasetin dışında da bir yaşam vardı ve bini aşkın kişi açık havayı, kansere karşı yürümeyi tercih etmişti..
10’uncu Orkide Yürüyüşü tamamlanmıştı.. Ancak kanserden ölenler anısına saygı duruşu yapılacaktı.. Hepimiz kolkola girip, halka olduk.. Bir dakikalık saygı duruşunda herkesin aklında kanserden ölen yakınları, eşi, dostu, gözlerinde yaş vardı.. Saygı duruşu bir İngiliz sanatçının söylediği “You Never Walk Alone” şarkısıyla sona ererken, biz de elimizdeki balonları gökyüzüne bırakıyorduk.. Bu anlamlı yürüyüş böylece “resmen” sona eriyordu..

Ama hayat devam ediyordu.. Gözlerimizden süzülen yaşlara rağmen..
İngiliz DJ, bu kez bilgisayara son ayların fenomen müziği “Gangnam” dansını koyuyordu..
En önde Ali Rauf amcamız, yanında kızı Nesrin ve diğer yürüyüşçüler, Prof. Mustafa Camgöz, Sabire Camgöz bu dansa ayak uydurmaya başlıyordu.. Ama tüm gözler 97 yaşındaki Ali Rauf amcadaydı.. Yüzünde gülümseme ile her figüre uyuyordu.. Evet 10’uncu yürüyüşün maskotu Yeşilköylü Ali Rauf amcamızdı..
Prof. Camgöz’ün başta ana sponsor THY olmak üzere kendilerine destek, sponsor olan kişi, firma, kuruma teşekkür konuşmasıyla yürüyüşümüz de bitiyordu..
Aslında bitmesini istemiyorduk.Ama her güzel şeyin bir sonu vardı..
Aynı gece otelimizde Londra grubuna yarışa katıldığı için sertifikaları verildi.. Yine ilk sertifika Ali Rauf amcanındı.. Beşinci kez yürümüştü.. Dileğimiz, önümüzdeki yıl da aramızda olup, katılmasıydı..
Ertesi sabah yolculuk vardı. Erkenden yola koyulacaktık..Odalarımıza yorgun, ama bir o kadar da mutlu gidiyorduk..
Kıbrıs’ta 10 yıldır düzenlenen , benim ilk defa katıldığım bu yürüyüşten çok güzel dostlar kazanarak döndüm.. Onların hikayelerini dinledim, insanların nelere katlandığını, nelerle yaşayabileceğini, herşeye rağmen başkalarına yardım etmenin yüceliğini, onun verdiği hazzı hiçbirşeyin veremeyeceğini öğrenerek döndüm.. Hayat öyle ya da böyle devam ediyordu...Ve çok güzeldi.. Her tünelin sonunda bir ışık vardı ..

PCRF ailesiyle geçen bir haftamın özeti kısacası buydu..
Seneye yeniden yeşil adada buluşmak dileğiyle.. Şimdilik hoşçakalın..

YAZARIN ÖZEL NOTU
Yürüyüşle ilgili haber ve yorumlarda, özellikle gökyüzüne bırakılan “balonlarla” ilgili, haklı eleştiriler geldi.. Konuyu PCRF Yönetimine ilettim.. Onlar da çevre kirliliğine yol açan balonlara bir alternatif bulma arayışında olduklarını, çözülebilir balon aradıklarını bildirdiler.. Balon yerine önerilen “ lantern”lerin de mahsurları var.. Yangın çıkartabildiği gibi uçaklar için de tehlike yaratabiliyormuş.. Bu konuda önerisi olanlar varsa bekliyoruz..

 

 

 

 

 

 

 



Üc nesil bir arada, Anneanne Seniz İzzet, Cetin ve Eren Ramadan

 

 

 

 

 

 

 



Ali Rauf Naimoglu ve yürüyüsçüler

 

 

 

 

 

 

 



 

En genç Eren Ramadan, en yaşlımız Ali Rauf Naimoglu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber 1429 defa okunmuştur
  • LONDRALI U.K ince  NY - 04.03.2013 LONDRALI U.K: Ne ekonomi, ne politika, ne egitim, ne dunya ne ic ne is politikasini vs vs bana sormazlar, sana sorarlarsa bilemem. Ama burada bir ses bir nefes dedik ve sesimizi birilerine iyi kotu duyurmusuz. Tamam sen da var sin demisler ve digerleri gibi okuz yerine koymamislar ta is isten gecsin bu ancak anlar diye. Sayin Mihrisah hanim bu yazinizi sakliyorum gelen yilki etkinlikte soylenenler goz onunde bulundurulmus mu diye. Yani bu yazinin ve aciklamanin takipcisiyim. Insallah dilime dusmezsiniz. Gorsel guzellik uzerine onerim: Doganin renklerini temsilen renkli kiyafetler gorsel guzelligi saglayabilir uzerinde cesitli mesajlar ile. Basarilarinizin devamini dilerim. Saygilar.
  • LONDRALI  U.K - 04.03.2013 INCE GARDASCIGIM . TAKDIN KAFAYA BIR BALON BALON BALON DA GIDEN !!! KKTC DENILEN YERE BAKTIGINDA HER SEY DAG TAS INSANLAR HALK IDARE TRAFIK OKULLAR HASTAHANELER HUKUMETLER MILLETINVEKILLERI BIRER BALON DEGIL MI ?
  • Anlayisiniz icin tesekkurler ve Tesadufe Bakin ince  NY - 04.03.2013 Dun bir ispanyol arkadasim (Okullu degil ) bana youtub'dan kendisine cevreye birakilan bu tur balon, denizlere atilan copler'den zarar goren kuslarin midesinden neler ciktigini gosteren bir video gosterdi ve boyle basit seylerin zavalli hayvanlar ve cevre icin felaket yarattigini ve kendisini uzdugunu soyledi. Bu vesile ile oda bu videoyu arkadaslari ile paylastigini ve benim de dikkatli olmami salik verdi. Pekbirsey soylemedim sadece dusundum. Bende sizler ile simdi o vidoyu paylamak istedim iste adresi, Sesimi duydugunuz ve dile getirdiginiz icin doga ve cevre adina tesekkurler: https://www.youtube.com/watch?v=YhXurJFdG-o

:

:

:

: