Mümine Özdemirağ Yağlı (Seramik Sanatçısı)

Bizim ülkemizde sanatçı olmak, sanat eğitimi almak gerçekten zor değildir. Aileler destekler, çevreniz yüreklendirir; ta ki para kazanma aşamasına gelinceye kadar... Ondan sonrası şansa kalmıştır.


Bizim ülkemizde sanatçı olmak, sanat eğitimi almak gerçekten zor değildir. Aileler destekler, çevreniz yüreklendirir; ta ki para kazanma aşamasına gelinceye kadar... Ondan sonrası şansa kalmıştır. Karın doyurmak, iş bulmak gerçekten çok zordur... Ailelerin desteği ile birkaç adım atarsınız ama köklü bir başka mesleğiniz ya da şirketiniz yoksa yandınız. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de ülkemizde sanatçı sayısı gerçekten çoktur. Gönüllülük işidir bu...
ZİYARET
Bugün sanatçı bir ailenin konuğuyum. Enver Yağlı ve eşi Mümine Özdemirağ Yağlı ile Girne'deki evlerindeyiz. Doğanın ortasında, şirin evlerinde ziyaretim onları çok sevindiriyor. Enver'le Levent Kolejinde iki yıl birlikte çalışmıştık. Bazen iki yıl da bir insanı tanımak için yeterli bir zaman dilimidir. Enverciğim, her zaman son derece saygılı, düşünceli ve nazik biri olmuştur. Boş saatlerimizdeki kahve sohbetlerimiz hep bir anne- evlat sıcaklığı ile geçmiştir.

Mümine'yi tanıyalı da epey oldu. Sanırım kızları Özgü Işık henüz annesinin karnındaydı... İkisini gördüğümde, sonra doğdu müjdesini verdiler... Yıllar çok çabuk geçiyor... Özgü şimdi 5 yaşında... Sarı uzun saçlarıyla harika ötesi güzel bir çocuk... İnce yüzü, duygusal anlamlarla yüklü... Aklından geçenleri yüzüne bakıp anlayabilirsiniz... Çocukluk, hayatımızın en özel zaman parçası...

Biz sohbet ederken o yere oturmuş, ona hediye getirdiğim halı şeklindeki pazılı bozup yapıyor. Aynı renkte olanları diziyor... Anne babanın genleri onda daha bir görünür olmuş.
Kahvelerimizi yudumlarken sorularıma geçiyorum...
- Mümineciğim, nasıl bir çocuktun? Nelerle oynardın?
Büyüdüğüm yıllarda, şimdiki gibi her yerde oyuncakçılar yoktu ve içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar da çok oyuncak sahibi olmamıza engeldi. Genellikle kendi oyuncağımızı, evdeki artık maddelerle kendimiz yapardık. Haliyle bu durum, yaratıcılığımın gelişimine katkı sağlamıştır.

- Seramik sanatçısı olacağına dair ipuçları var mıydı o yıllarda?
Ortaokul yıllarımda iken ailemle gezdiğimiz bir fuarda, izlediğim çamur tornası ustası, beni çok etkilemişti. Çamurun çılgınca dönen bir tabla üzerinde, dans eder gibi şekil alması büyüleyiciydi. Sanırım o gün ne olursa olsun seramiği öğrenmeye ve yapmaya karar verdim.

- Liseyi nerde okudun? Seni etkileyen hocaların oldu mu?
Liseyi, doğup, büyüdüğüm şehir Lefkoşa'da 20 Temmuz Lisesinde okudum. Orada beni etkileyen, hocalarımdan ziyade, okulumuzun karşısında bulunan Atatürk Kültür Merkezi olmuştur. Burada açılan sergileri gezer, yapılan işlerle ilgili birbirleriyle sohbet eden sanatçılarla, sanat izleyicilerini gizli gizli dinler, kimi zaman da bu sohbetlere katılırdım. O dönemde AKM, gerek kütüphanesi gerek sergi salonu, sürekli uğrak yerimdi. Bu mekanın, gelişimimde ve sanat eğitimine yönelmemde çok etkisi vardır.

- Sonra üniversite eğitimine Türkiye'de devam ettin. O yıllar seni ne kadar geliştirdi ve yönlendirdi?
Yüksek öğrenime İzmir'de başladım ve Ankara'da devam ettim. Büyükşehir yaşam koşullarına ayak uydurmak kişiliğimin gelişimine ve çalışmalarıma katkı sağlamıştır. Buralarda çok değerli sanatçılardan derslar almak, onlarla birlikte atölyelerinde çalışma imkanı bulmak elbette hem yaşam hem mesleki bilgi, görgü ve deneyimlerimin artmasına neden olmuştur.

- Ada'ya dönüşte neler yaptın?
1998 yılında Hacettepe Üniversitesi'nden mezun olup adaya döndüğümde iş bulamadım. O sırada Marmaris'te bulunan bir okul arkadaşımın orada atölye açma teklifi beni oraya sürükledi. 5 yıl boyunca Marmaris'te her yaştan kişiye seramik kursu verdim, kent seramikleri ürettim ve sergilere katıldım. 2003 yılında oradan ayrılıp, master yapmak için İstanbul'a gittim. Burada yeni sanatçılarla tanışmak, onlarla çalışmak ve İstanbul'un gizemlerini, gündelik yaşam koşuşturmacalarını yaşamak büyük bir deneyimdi.
2005 yılında adaya kesin dönüş yaptım. 3 yıl boyunca Levent Eğitim Kurumlarında, resim ve seramik öğretmeni olarak çalıştım. 2009 yılından bu yana ise, Çatalköy'de evimizde oluşturduğum atölyemde seramik çalışmalarımı yapıyorum ve kızımız Özgü Işık'ı büyütüyorum.

- Enver’le tanıştınız ve evlendiniz. İki sanatçı kişiliğin anlaşması daha mı kolay? O nasıl bir insan?
Enver, sanat eğitimi almış ve sanatçı bir kişiliğe sahip... İyi ki de öyle... Sanırım sıradan biri olsaydı beni anlayamazdı, evin içinde çamurlarıma katlanamaz ve olur olmaz saatte çamurla uğraşmamı kıskanırdı. İyi ki onunla tanışıp, evlenmişiz.

- Şu anda Duet Academy'de çalışıyorsun... Sen zaten işini çok seven birisin ama buradaki duygularını alalım. Seni ve öğrencilerini gördüm. Hatta birlikte resim yaptık. Yakında seramik kurslarını da başlatacaksın. Neler hissediyorsun?
Burada çok güzel bir ortam var ve çocuklarla olmak çok güzel. Şimdilik sadece resim derslerimiz var. Dediğiniz gibi yakında seramik kurslarımız da başlayacak, bundan dolayı çok mutluyum. 7'den 70'e herkesi buraya davet ediyoruz…
-Özgü Işık güzel bir başarıya imza attı. Radyo Güven’in düzenlediği resim yarışmasında ödül aldı. 16 Nisan 2013’te törene katılacaksınız. Bu nasıl bir duygu?
Kızımızın başarısıyla Enver ve ben büyük gurur duyuyoruz. Sanırım en büyük eserimiz o olacak. Sağlıklı, mutlu büyümesi, başarılı olması en büyük dileğimiz… Sanatçı yaşantısının zorluklarını biliyoruz. Her zaman kızımızın yanındayız, ona bir ömür destek olacağız…
- Son sorum, resim ve seramikle uğraşan, bu sanatla birkaç saatini geçiren insanın psikolojisi nasıl oluyor?
Pek çoğumuzun bildiği gibi toprak, vücudumuzdaki elektriği alır, bedenimizin hem ruhsal hem de fiziksel olarak rahatlamasını sağlar. Kavga ve kızgınlık dürtülerini, öfke ve kin duygularını yok eder.
Dünyada yapılan pek çok araştırmada, orta yaşta resim, seramik gibi hobileri olan kişilerin, yapmayanlara göre daha sağlıklı oldukları ve alzhemier gibi hastalıklara daha az yakalandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca depresyon, şizofren vb birçok psikiyatrik hastalığın tedavisinde de resim, seramik gibi uğraşlar kullanılıyor.
Resim ve Seramik kişilerin kendilerini ifade etmelerine olanak tanıyarak, daha mutlu olmalarını sağlar.
Çocuklarımızın gelişimlerine de yadsınamayacak kadar çok katkısı vardır. Örneğin; kişilik gelişimine, yaratıcılık ve hayal gücüne ve sosyalleşmelerine yönelik birçok olumlu faydası vardır. Büyümekte olan çocuklarımızın da kendilerini ' kaptırabilecekleri', kendilerini bulabilecekleri alanlardandır resim ve seramik…
Son olarak, hayata anlam ve heyecan katmak için, her yaştan kişinin bir hobisi olsun diyorum ve burada birlikte üretmeye, güzelleşmeye davet ediyorum.

- Bana ayırdığın zaman için çok teşekkür ederim. Bu güzel gün için de ayrıca teşekkür ederim.
Biz teşekkür ederiz. Her zaman, sizi, evimizde görmek bizi onurlandırır.

Onlardan ayrılmadan önce bir çevre gezisine çıkıyoruz. Enver, kendi limon ağacından limonlar toplamış, çevreden de üşenmeyip adaçayı yaprakları toplamış benim için... Bir de kır çiçekleri... Çok teşekkür ederim çocuklar... İYİ Kİ VARSINIZ... 






DUET ACADEMY’NİN KURULUŞU
Eğitim merkezimiz 2007 yılında IQ Şirketler Grubu’nun da kurucusu olan Vedat Mısırlısoy tarafından bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında kurulmuştur. Duet Academy, kurulduğu tarih itibariyle ülkemizin ilk Güzel Sanatlar Eğitim Merkezi olmuştur ve sürekli gelişerek güzel sanatların hemen her alanında eğitim veren büyük bir kurum haline gelmiştir. Eğitime bale ve müzik olarak başlayan okulumuz, bugünkü gelişen son haliyle bale ve müzik eğitiminin yanında, salon dansları, resim, dil kursları, jimnastik, pilates, yoga ve ilkokullara yönelik etüt bölümleriyle eğitim vermeye devam etmektedir.
FAALİYETLER
Okulumuz her yıl, yılsonu gösterisine hazırlanmaktadır. Bir yıl boyunca okulumuzda yapılan aktiviteleri ve verilen eğitimleri sergilemek amacıyla Haziran ayında yıl sonu gösterimiz vardır. Okulumuzda geçen yıl başlattığımız ve geleneksel olarak her yıl yapmayı planladığımız Duet Academy Resim Yarışması yılda bir kere bahar döneminde yapılmaktadır.

ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ FAYDALARI
Bu eğitimler çocuklarımızda liderlik, özgüven ve yaratıcılıklarını geliştirerek, grup içerisinde iletişimi ve ekip çalışmasını güçlendirir. Sosyal aktiviteler sayesinde diğer öğrencilerle iletişime geçmesi kendini daha iyi hissetmesini kendisine olan güven duygusunun artmasını sağlar. Bunun yanında sosyal aktivitelere katılan öğrenciler birbirlerine saygı duymayı, aldıkları sorumluluklar ve edindikleri deneyimler sayesinde birlikte çalışmayı öğrenirler. En önemlisi çocuklara ve gençlere kendilerini ifade etme özgürlüğü ve daha iyi tanıma fırsatı verir. Bunlara ek olarak bale ,jimnasitk ve dans gibi aktivitelerin çocuklar üzerinde fiziksel faydaları bulunmaktadır. Bu aktiviteler vücudun uzatılarak çalışılması, kas yapısının düzgün bir biçimde gelişmesine yardımcı olur. Örneğin; taban düşüklüğü, içe basma, hafif dereceli omurga eğrilikleri ve bacak tedavilerinde destekleyici bir rol oynamakta, sırt ve bel ağrılarını hafifletmekte, eklemlerin maksimum dereceye kadar kullanımını sağlamaktadır.

ODUR
taş taştır elbette
ama RODİN'de keykeldir...

ses, sestir elbette
MOZART'ta müziktir işte...

renk de renktir işte
ama VAN GOGH'ta resimleşir...

söz de sözdür hani
ŞAİR'de şiirleşir...


UMUT

bugün akasyalar
tepeden tırnağa umut...
mor salkımlarsa
ruhumun kıyısında
deli dalgalar gibi...
dağların doruklarından
iner sevdan
gözlerim dolar bakışlarından
sana
bir daha
bir daha aşık olurum...

OLACAKSAN
olacaksan
bir nehir ol
ama nehir gibi NEHİR ol...

olacaksan
bir ağaç ol
ama ağaç gibi AĞAÇ ol...

olacaksan
bir ateş ol
ama ateş gibi ATEŞ ol...

olacaksan
bir insan ol
ama insan gibi İNSAN ol...

öleceksen
adam gibi öl
ama ADAM gibi...

Bu haber 2999 defa okunmuştur

:

:

:

: