Görüşmeler yine gölgede başladı demek aslında çokta abartılmış olmaz, çünkü görüşmeler iki halkın gelecek yaşamını belirleyecek anlaşmayı yada çözümü hedeflemektedir ancak her şey bir sır perdesi gibi gizlenmektedir ve bunun adına da demokrasi ve insan hakları denmektedir. Kimse halkı aldatmasın aslında halklara da soran yok ya, bu çağda yöntemin doğruluğu tartışma kaldırır. Kıbrıs’ta anlaşmayı gerçekleştirecek iki halk var Kıbrıs Türk ve Rum halkları ve görüşmeleri yürüten toplum liderleri sn Talat ve sn Hristofyas ve BM Genel sekreteri gözlemcisi sn Alexander Downer. Halkların liderleri herhangi bir açıklama yapmazken sn Downer; 'bulunacak bir anlaşmanın acı faturasını iki halk da ciddi şekilde ödeyecek' diye bir açıklama yaptı. Bana göre sn Downer tehdit kokan bir açıklama yaptı ve liderlere de siz konuşmayacaksınız ben konuşacağım diyerek tüm süreci kontrolü altına almaya çalışıyor. ben özellikle halkımıza soruyorum bu yaklaşımın neresinde insan hakları ve demokrasi var her fırsatta demokrasi havarisi kesilenler nerede şu an sesleri çıkmıyor mu, 34 yıldır bu adada barış hüküm sürüyor, bunu kimsede inkar edemiyor. peki BM sizce ne düşünüyor ki iki halk da acı fatura ödemeye hazır olsun tehdidinde bulunuyor. ben iki halkı da göz önünde bulundurarak şunu düşünüyorum, bu halkların ödediği acılar kaybettikleri canlar yetmedi mi ki sn Dovner daha da acılar yaşatacaksınız bu küçücük adada ve de kimlerin menfaatlerini koruma altına almak için. Eğer AB standartları varsa halkın nereye doğru sürükleneceğini de bilme hakkı vardır. Yok ki her şeyi bir oldu bittiye getirip sn TALAT ve HRİSTOFYAS'a imzalattıktan sonra halka yutturmaya çalışasınız, bu çağda böyle bir yöntem kabul edilemez, bunu ne TÜRK'ler nede RUM'lar kabul eder. CUMHURBAŞKAN'ı sn TALAT herhalde bu oynanmak istenen kötü oyuna kızdı ve kısmen karartmayı bozup açıklama yaptı, kendisini tebrik ediyorum ve her zaman halkına karşı dürüst olmasını nelerle karşı karşıya olduğumuzu bizlere anlatmasını veya mesaj vermesini bekliyoruz. Sn TALAT İngiliz üstlerinden iki halkın da rahatsız olduğunu demeye kalktı İngilizlerden cevap gecikmedi 'kimse İngiliz üstlerine karışamaz tartışma konusu yapamaz' cevabı gecikmedi. Neticede her taraf kendi menfaatlerini gözetmek zorundadır, bu çokta aşağılanacak bir olgu değildir. Ancak bizde KIBRIS TÜRK toplumu olarak kendi geleceğimizi teminat altına almamız şarttır. Bana göre acil olarak çözüm isteyen ORTA DOĞU'dur ve kan akan her yer savaşın açlığın katliamların olduğu bölgelere yardım elleri uzatılıyor mu? yardımı bir kenara koyun, IRAK'ta ki katliamlar DÜNYA gündeminde yer almamaya başladı. K.K.T.C.'de 1980 doğan çocuk şimdi 28 yaşında evli ailesi çocuğu ve de kurulu düzeni var oynanan bu siyasi oyunlarda ne suçu var ancak BM temsilcisi sn DOWNER'in söylemi üzerine kurulmuş düzeni bozulacak hayatı altüst olacak ve günün sonunda 34 yıl aradan sonra hiç yaşamadığı göçmenliği de yaşayacak, inanınız ki benzer endişe de Rum halkında da var biz diyor Rum halkı '34 yıldır güneye geçtik iş kurduk ev sahibi olduk ve düzenimizi bozup kuzeye gitmemiz söyleniyor bunu kabul etmek güç' ümidimiz liderler baskı altında kalmadan görüşmelere devam eder karartmayı bozar ve referandum'dan çok önce var olacak tehlikeleri ve tehditleri halklarına anlatırlar baskı altında herhangi bir plana imza koymazlar o zaman işte gerçek insan hakkı demokrasi ve adaletten bahsedebiliriz.