Seçim sonuçları ne mesajlar verdi?

Seçimlerden üç hafta önce memleketten ayrılmıştım.

Seçimlerden üç hafta önce memleketten ayrılmıştım. Yurt dışında yaşayan evlatlarımız ve torunlarımızla zaman geçirme tatilindeyiz eşimle. Internet dünyasında Seçimleri yurt dışından takip ediyordum. Sonuçlar gerçekten ilginç. Temizlik harekatına başlanmış gibi. Bir başlangıcı olarak memnuniyet verici buldum. Yeterli mi ? Şimdilik 'doğru bir tepki gösterisi sergilendi' diyeceğim. Halkın sergilediğ tavırın temelinde yatanlar hakkındaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
SONUÇLARIN ÇİZDİĞİ MANZARA NELER ANLATMAKTADIR?
Nedir anlamı bu DEĞİŞİMi gündeme getiren tepki ve çizdiği manzara nın? Bir temizlik harekatının başlangıcı mı diye soruyorum kendime çünkü prensipleri içeren konseptler, düşünceler müspet olarak yansımış sonuçlarda. Ben öyle görüyor öyle algılıyorum.
HANGİ TEMEL PRENSİP VE DÜŞÜNCELER DİYECEKSİNİZ?
Bu soruyu cevaplarken gerçekten çok düşündüm doğru mu algılayorum. Yoksa, sonuçların çizdiği resme, idealist bir bakışla yıllar yılı benim gibi daha çok kişlerin haykırışlarını okur gibi olmamın etkisindemiyim diye sorgulayorum kendimi.
'Ne' tepkiymiş? 'Ne' tavırmış bu tavır? İçinde birikmiş, bastırılmış hangi hisler ve duygular haykırışa dönerek bireyin rasyonel davranışlıyla kulladığı seçmen oyundan çıkan oklar büyük oranda isabetli olmuş, hedefini targetini bulmuş? Nelerin mesajı verilmek istenmiş ve verilmiş? Neler hatırlatılmak istenmiş?
Çıkan resimden okuduklarım şu:
Her yönüyle dibe vurmuşluğu topluma yaşatanlara, bilhassa son iktidar UBP adaylarına , unutamayacakları bir ders verme zamanı gelmişti. Hem de öyle bir ders ki, bundan böyle politik arenada bulunmak isteyenlere de ibret olacak bir ders sergilenmeliydi.
ERKEN SEÇİM BİR İMDAT ÇAĞRISI MIYDI?

Haksızlığın yolsuzluğun bitmek tükenmeyen usülsüzlük ve sahtekarlıkların gözlemlendiği, yaşatıldığı; adaletsizliğin halka alıştırıldığı, insan haklarıyla kişi haklarının vijdansızca çiğnendiği, hesabı verilmeyen baş döndürücü çeşitliliğiyle utanç verici, toplumu aşağılayıcı, hesabının verilmesinden dahi kaçınılan usulsüz ve yolsuzluklarla yoğunlaşan kirlenmiş kokuşmuş politik düzenin yarattığı sağlıksız, dayanılmaz yaşanılmaz hale gelen Sosyal Düzene SON VERMEK zamanı gelmişti erken seçimle.
Halk acaba erken sürede toparlanabilip rasyonel davrananilecek mi diye kuşkulanıyordum.
Yani, seçmenler olarak halk bu kısa sürede,
etik -ahlak kurallarının yok olduğu, değer yargılarının sulandırıldığı, güvenilirlikten çok uzaklaşmış bu sağlıksız yok edici sosyal düzeni değiştirebilecek tepkisini, oylarını rasyonel bir şekilde kullanarak SONUÇLARA YANSITABİLECEK mi kuşkusu içimde yoktu dersem yalan söylemiş olurum.

BENİ ÜMİTLENDİREN NE İDİ?
Rasyonel DAVRANMAMAnın bedelinin kendini yok edeceğinin , imha edeceğinin idrakında mı halkımız diye kendimi sorgularken, tek güvencem,
İNSANOĞLUNU, DİĞER CANLI YARATIKLARDAN AYIRAN özellikleri ve hususiyetleri idi.
Kısacası, onun,Aklını kullanabilme, hatalarından ders alabilme, öğrenme ve öğrendiğini gelecek nesillere devredebilme özelliği idi. Diğer bir değişle, insan olan seçmenin,
AKLINI KULLANABİLME, TERCİH YAPABİLME RASYONEL DAVRANABİLME ÖZELLİĞİ idi beni ümitlendiren.
Kendini diğer canlı yaratıklardan yani hayvanlardan ayıran bu özelliklerini elbette ki kendi hayatı ve geleceğine sahip çıkmak için, koşulların dikte ettiği şekilde bütün yeteneğiyle sergilemesi beklentisini de şuurunda, vijdanında tutarak elinden gelenin en iyisini yapmayı amaçlamış belli ki. Tahsilli nüfusuyla iftihar eden bir toplum, yıllar yılı baskılarla susturulmuşluğunu da unutup umursamadan, silkinerek, bireyler olarak oyunu kullanırken aklından geçenin,
' Ben aklı olan, aklını kullanmasını bilen, tercih yapabilen, rasyonel davranabilen bir yaratığım' düşüncesi olduğu inancındayım.
Birey olarak seçmenin, tercih yaparken kişisel egemenliğinin verdiği güçe güvenerek, son iktidar hükümeti adaylarına verdiği mesaj da anlamlıdır ve önemlidir. Anlamlı ve yerinde olduğu kadar da kişi olarak KENDİNE OLAN SAYGINLIĞINI KAZANMA ÇABASININ ve SAVAŞININ BİR ZAFERİ GÖSTERGESİDİR. Olumlu gördüğüm ve önem verme nedenim de bu yüzden zaten.
OYUNU KULLANIRKEN target aldıklarına adeta ,
'Egemen bir yaratık olduğumu, Aklımın da kendim gibi egemen olduğu yanında egemen davranabilen kişliğe sahip olduğumu, sana unutturmamak, hatırlatmak istedim'
dercesine bu affedilmez suçu paylaştığına inandığı adayları target alabilmiş ve küçümsenmeyecek oranını ekarte edebilmiş, sandıktan çıkmalarını önleyebilmeyi başarmıştır. Bu da iz bırakan diğer bir olumlu husustur.
Bazı büyük balıkların aradan sıyrılması önemli değildir. Esas olan mesajın verilmişliğidir.
Bu mesajın yankıları yansımaları da ileride müspet sonuçlara yola açacağı inancındayım.
Seçmenin verdiği çök önemsediğim diğer mesajı, HÜKÜMETİN ESAS GÖREVİNİN NE OLDUĞU İLE İLGİLİ olanıdır.
Varolma sorumluluğunu üstlenebilme olgunluğuyla, Varoluş'un 'olmazsa olmaz'ı olan rasyonel davranabilme yeteneğini de sergilerken, bunun aksini yapmanın yani rasyonel davranmamanın , kendini 'YOK OLUŞ'a sürükleyeceğini idrak ederek, yankıları işitilen, gözlemlenecek ve iz bırakacak bir haykırışla 'YETER ARTIK' diyebilmiştir.
Varoluş mücadelesindeki kararlılığında, insan ve insanlık hakkına saygıda kusur kabul edemeyeceği ısrarına, hükümetlerin temel görevinin ne olduğunun unutulmuşluğunu hatırlatarak bunun kabul edilmez olduğu mesajını da verbilmiştir. Sonuçlarda bunu görebiliyoruz.
HÜKÜMETLERİN, bilhassa son hükümetin yasaları çiğneyerek partizanca almış olduğu kararlarını, kişi haklarına bir tecavüz olarak değerlendirmiş ve SON HÜKÜMET'i GÖREV İHLALİ suçuyla cezalandırmıştır.
HÜKÜMETLERİN GÖREVİNİN, KİŞİ HAKLARININ KORUYUCUSU YÜKÜMLÜLÜĞNÜ ÖNEMSEMEYİP UNUTARAK, YASALARA RAĞMEN VE DE HALKINA RAĞMEN O HAKLARA TECAVÜZ EDER DURUMA GELMESİ NASIL HABUL EDİLEBİLİR, BEDELİ ÖDENMEDEN TOPLUM SİNESİNE ÇEKİLEBİLİNİR MİYDİ?
Bu, kişiliğini ve saygınlığını geri kazanma mücadelesini veren için YOK OLMAKLA EŞ ANLAMLI OLMAZ MIYDI?
O zaman elbette 'Yıkılın karşımdan ' dercesine parti yetkililerinin en kıdemlileriyle birlikte vekilliğe yakıştırmadığı bazı şaibelileri de birlikte sandıktan çıkarmamıştır. Çıkarmaması, çoğu insanımızın , çok sevdiğim bir felsefe hocamın tabiriyle gizli 'terennümüdür' (içinden söylediği şarkı).
Esas iş şimdi bundan sonra. Değişim kendiliğinden gelecek değildir.
Yeni vekiller içerisinde DEĞİŞİMi gündemde tutacak ve değişimi tümüyle ele alarak bir DEVLET YÖNETİMİ ciddiyetiyle adaletin hakim kılındığı, hukuk üstünlüğünün işlerlik kazandığı gözlemlenebilir, şeffaf, güvenilir sosyal düzenin tasarım ve oluşumununun altını dolduracak donanımlı ve dik duruşlu Vekillerimizin var olması sevindiricidir.
BENCE SORUN,
Parti Başkanlarında ve eskiye doymamış değişimin kendine olumsuz yansıyacağını düşünen bazı kıdemli politikacıların bu gelişime takoz koyabilecek konumda olmalarıdır.
Bunda, medyaya ve bilhassa köşe yazarlarına büyük görevler düşer.
Politik Parti yetkililerinin almalar gereken dersi almaları gerekir.
Halk, kendini yönetecek olanın halkına hizmet etmenin ülvi bir görev olduğu inancıyla bu sorumluluğu üstlenebilecek donanımlı ve başarılılığını kanıtlamış olması yanında DONANIMLILIĞINI etik ve ahlaki tutumuyla KARAKTER BÜTÜNLÜĞÜYLE DE TAÇLANDIRMIŞ KİŞİLİKLİ ŞAHSİYETLERDEN OLUŞMASINI İSTER.
Yetkilendirdiği yöneticilerinde bu saygınlık meziyetlerini görmek ister. İstemesi de en doğal hakkıdır tabii ki.
Yetkilendirilenlerin, yetkilerini halktan aldıklarını; emreden amir değil tam ters emir alanlar olduklarını, yani esas amirin halkın kendisi olduğunu her halde bu sonuçlar hatırlatmıştır.
Son olarak basında konu edilen BAŞBAKANLIK GÖREVİ VE CTP-BG GELENEĞİ Konusuna değinmek isterim.
Her şeyden önce CTP-BG GENEL SEKRETERİNİN YAPMIŞ OLDUĞU BEYANATI KINADIĞIMI BELİRTMEK İSTERİM.
Şimdi gündem, ÜLKEYİ EN İYİ KİM YÖNETEBİLME YETENEĞİNE SAHİPTİR? EN DÖNANIMLI VE GÜVENİLİR ŞAHIS KİMDİR? ..... Sorularına cevap bulmak gerekir. Gelenek bu en yetenkli olanı bulma arayışı olmalı.
Bir avuç delegenin seçmiş olduğu PARTİ BAŞKANINA karşı SEÇMEN SAYISININ BÜYÜK BİR ORANININ yani halkın çoğunlukla seçmiş olduğu Geçici Hükümet BAŞBAKANI Sayın DR. SİBEL SİBER bu görevi üstlenebilirliğini kısa sürede kanıtlamışken CTP-BG olarak bu görevi Sayın Cumhurbaşkanı 'mızın Hükümeti kurma görevini sayın halkının da destek verdiği Sayın Sibel Siber'e vermesi kendisinden beklenilen olduğu inancındayım.
Bu haber 3279 defa okunmuştur

:

:

:

: