Aylardır bütün yüreğim ile Hala Sultan'ı ziyaret edip, dua etmek istedim. Geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim ve değer verdiğim bir can arkadaşım ile birlikte ziyarete gittim. Bu benim üçüncü gidişimdi ve oradaki huzur anlatılamaz bir duygu. Hz. Ümmi Hiram yaşının ilerlemesine rağmen ordunun içinde girişimci savaşçı askerlerin sürekli feyiz alan büyük bir güç ile şehitlik mertebesini fazlasıyla önemser. Tek arzusu şehit olmaktı. Mısır'dan gelen islam askerleri ile birlikte büyük bir güç oluşturup, Kıbrıs Rumlar'ına müslüman olmalarını yoksa cizye vermelerini bunu da kabul etmezlerse savaşacaklarını bildirdiler. Savaş bütün şiddetiyle başladı. Çünkü Rumlar bu isteklerini kabul etmediler. Yenilgiye düşen haliyle Rum donanması İstanbul'a kaçtı. Çok yakışıklı olan Ümm-i Hiram yerinde duramıyor ve atının üstünde sahilde savaşmaya devam ediyordu. İslam askerleri Rumlar'ın kaçmasıyla islam askerleri Larnaka sahilinden içerilere doğru Tuz Gölü'nün olduğu yere geldiği an askerlerle ilerleyen Hazreti Ümm-i Hiram atının ayağının takılmasıyla atından düşerek o çok özlediği ve istediği şehitlik mertebesine kavuştu. Bu arada islam askerlerinin karşısında duramayan Rumlar barış arzuladıklarını ve cizye vermeyi kabul ettiklerini söylediler. Hz. Ümm-i Hiram kabri Güney Kıbrıs Larnaka şehrinin tuz gölü kıyısındadır. Osmanlılar 1571 yılında Kıbrıs'ı fethettikleri yıllarda kabrini yenileyip adını Hala Sultan koydular. Bir cami ve tekke yaptırdılar. Efsaneye göre şehit olduğu an gökten kabrine gölge yapacak büyüklükte bir taş düşmüş ve havada durup öylece koruyormuş. Bunu gören bir çok insan şoka girmiş. Önce bir beyaz çarşaf ile taşı örtmüşler. Günümüzde kabrin üstü bir beton ile örtülü tahta kafeslerin ortasında büyük bir ihtişam ile yatmaktadır Hala Sultan. Ümm-i Hiram alemlere rahmet olarak yaratılan iki cihan sultanı Peygamber efendimizin akrabası, Eshab-ı Kiramdan ve şehit olması gibi pek çok üstünlükler sahibidir. Fazilet ve kemali çoktur. Resulullah efendimize hizmetleri tarifsizdir ve tarifesiz sevgi, saygı gördü. Yüzyıllardır kabrinden feyz ve bereket saçar. Osmanlılar zamanında ve sonrasında gemiler Hala Sultan Türbesi tarafından geçerken toplarını çevirirler ve mübarek ziyaret maksadı ile selamlarlardı. Ümm-i Hiram'ın tam ismi bilinmiyor. Babası Halid annesi Mülkiye Binti Malik'tir. Hazrec kabilesinin beni Neccar koluna aittir. Hala Sultanı her müslümanın ziyaret etmesi inanıyorum ki çok büyük huzur bulacaklardır. Palmiye ağaçlarının arasında Mısır'ı andıran görüntüsü ile asırlık çitlembik ağacı camiinin yan tarafında inanılmaz bir güzellikle ziyaretçilere gülümsüyor. Çevre bakımsız susayan ağaçlar ve etrafta dolaşan bir çok kediler. Bu kutsal yer bir başka olmalıydı, bir başka gülümsemeliydi ziyaretçilere ve keşke biz Türklerin elinde olsaydı. Tarihi mekanlar ve bu denli kutsal yerler devletler tarafından korunmalı ve yaşatılmalı. Objektifime düşen kareler paha biçilemezler. Kapılar, pencereler dua edilen yerdeki duvarların üzerindeki asma yaprağı ile üzüm motifleri cami yapımındaki taşlar abdest alınan çeşmeler, yerlerdeki taşlar tabure yerine kullanılan.... Duvarlardaki asılı tabloların üzerinde el yazısı ile yazılan ALLAH ismi ve dualar. Her biri bir değer ve herşeyden önce bir huzur yuvası. Dua ettikçe içinizdeki rahatlamayı hissedersiniz. Ellerimi s,z çok değerli okuyucularım içinde açtım ve Yüce Rabbim'e dua ettim. Ama en çok dünyamıza huzur gelsin, boş yere kimse kimseyi öldürmesin, silahlardan, savaşlardan arınan bir dünya olmasını, insanlar sevgiye, saygıya paylaşıma soyunsunlar ve her canlı varlık huzur içerisinde yaşasın diye dua ettim. Bu güzel Şeker Bayramı'nda şeker tadında yaşamlar dilerim.
Sizi Seviyorum.