Sanatsal buluşmalar…

Yaşamın içinden ışık olup bana akan her şeye mutlulukla cevap vermeye hazırım her zaman… Biliyorum ki severek beklenen her neyse güzel oluyor.

Yaşamın içinden ışık olup bana akan her şeye mutlulukla cevap vermeye hazırım her zaman… Biliyorum ki severek beklenen her neyse güzel oluyor. İster tanışma olsun ister yapılması gereken etkinlik…
1. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Sanat Çalıştay'ıbaşladı...

Bu amaçla ülkemize gelen sanatçılar seramik, fotoğraf ve resim sanatı dalında eserler üretip Mağusa Kültür Sarayı'nda sergileyecekler.
Bir hafta sürecek etkinliğe Almanya, Azerbaycan, Arnavutluk, Kosova, Gürcistan, Türkiye ve KKTC'den 19 sanatçı katılıyor.

Etkinliği hazırlayan Zühre Özkaraman'a, onu destekleyen İpek Denizli Karagöz'e, eşi... Erman'a konuklarını Girne'ye getirip bizlerle tanıştırdıkları için kendi adıma teşekkür etmek isterim. Kültür adına attığınız her adımda yanınızda olmaktan onur duyarım... İnanıyorum ki sanat adı verilen ülkenin sınırları yok... Orası hepimizin...

Yemekte bizi yalnız bırakmayan Girne Belediye Başkanım Sayın Sümer Aygın'a da da sonsuz teşekkürlerimle...
YÜREĞİ AYDINIM

bir güzel bakışın var ki
sanırsın gökler aydınlık...

bir güzel gülüşün var ki
güneşli gün ortası...

bir el tutuşun var ki
mahşere yürünür......

bir yüreğin var ki
binlerce yürek taşır...
gök gözlüm
açık sözlüm
şirin dillim
tatlı sözlüm
yüreği aydınım benim...

(Ayşe Tural, Girne)

GİRNE BELEDİYE BAŞKANIM SÜMER AYGIN
Geçen haftalarda ressam Zühre Özkaraman beni arayıp 1. Uluslar arası Ressamlar Buluşması Çalıştay’ı hakkında bilgi vermişti. Ardından İpek Denizli Karagöz (İpek kızım) ile grubun Girne’ye gelişlerinde yemek organizasyonun nasıl yaparız diye konuştuk. 22 kişilik grubun yemek parasını Lapta Belediyesi ile Girne Belediyesinin ortaklaşa bölüşmesinin daha uygun olacağı konusunda karar verdik. Neyse ki başkanlarımız bizi hiç üzmeden evet dediler…
24 Eylül Salı günü Eziç’in deniz kenarındaki lokantasında buluştuk. Rüzgarlı ve serin havaya rağmen konuklar çok mutluydu… Girne’ye bayılmışlardı… 7 Ülkeden gelen sanatçılar arasında daha önceden buluşup görüştüklerim de vardı.
Yemeğe, yoğun programına rağmen, Başkanım Sümer Aygın da katıldı. Bize sadece kahve içerek eşlik eden başkan, sanata ve sanatçıya değer verilmesi ile ilgili güzel bir konuşma yaptı. Festivallerimizi anlattı. Bir çevirmen de yabancılara anlatılanları aktardı.
Güzel bir zaman dilimiydi. Fotoğraflar çektirdik, ayaküstü şiirler okuduk. Girneli olarak, sanatçılara kentimi tanıtmaktan, onlarla kısa da olsa sohbet etmekten büyük mutluluk duydum. Kendilerini Bellapais’e uğurlayıp evime döndüm… Bir yerde yaşamak hepimize bazı sorumluluklar yükler… Bunun bilincinde olmalıyız diye düşünüyorum… Orayı temiz tutmak, güzelleştirmek, gönüllü turizm elçisi olmak gibi…
KENDİMİZ İÇİN YARATTIĞIMIZ DÜNYAMIZ...
Zaman zaman iç dünyama dönüp iyisiyle kötüsüyle kendimi sorgularım... Olumsuzluklar beni fazla üzmez. Sadece durup düşünürüm. Çözebilir miyim, diye bakarım. Onlardan hangi dersi çıkarmalıyım acaba, diye de düşünürüm...

Yaşamın bir KELEBEK ömrü kadar olduğunu bilirim. Genellikle kendim için yarattığım dünyamdan hoşnutumdur... Yaşadığım her anın tadının damağımda kalmasına izin veririm.Düşüncelerim, duygularım, yaşamdan aldığım zevk beni kolay mutlu eder. Çünkü hoşlanabileceğim olayları başlatabileceğimi, buna gücüm olduğuna inanırım.

Yaşam, güçlü ve sağlam yere basanlara güzel ve iyi yüzünü gösterir. Doğru düşünmek, gayret etmek, sabırlı olmak, paylaşmak... Bütün bunlar, bence yaşamın güler yüzünü görme şansı verir insana...

UMUTLA, MUTLULUKLA ve SEVGİYLE...
GÜZ SEVDALARI
ben
güz sedalarına vurgunum
hüzün çiçekleri dermeliyim
solgun bahçelerden...

ikindi güneşleri benim olmalı
gönlüm
hüzzam şarkılara yangılı...
erguvan renkli suda...
rüzgarın eli...

gökkuşağı gülümseyişli sevgili
dokununca tenime
ürperişler diz boyu...

(Ayşe Tural, Girne)
GÜNEŞ YAĞMURLARI...
Bu sabah, açık pencereden kulağıma kadar gelen küçük pıtırtılarla uyandım. Evetevet işte mevsimin ilk yağmuru... Yataktan sevinçle kalktım, dışarda pırıl pırıl bir güneş var... İnce damlalar halinde binbir pırıltı, yaprağa, çiçeğe ve toprağa dokunarak her şeyi öpüyor...

Alev ağacının tül gibi yapraklarına değen her damla birbiri ardına dökülerek, adeta bir kavuşmanın keyfini çıkarıyor... Çocukluğumda biz buna 'güneş yağmur' derdik. Hala öyle söyleyenler var mıdır, bilmiyorum. Hemen sokağa koşup saçımızın, yüzümüzün ıslanması için kollarımızı açıp etrafımızda dönerdik...

Bir de yağmur tekerlemelerimiz vardı:

Yağ yağ yağmur
Teknede hamur
Ver Allahım ver,
Sicim gibi yağmur...

Hatırlayanlarınız mutlaka çıkacaktır. Çocukluk, güzel anılarımızın bohçasında sakladığımız kurutulmuş çiçeklere benziyor.

Yağmur yağıyor
Seller akıyor
Arap kızı
Camdan bakıyor...

Çocuk aklımla evlerin pencerelerinden bakanların hangisinin Arap kızı olabileceğini düşünürdüm.

Güzel ve bereketli yağmurlar olsun... Evreni yıkasın, arıtsın... En çok da kirlenen ruhlarımızı temizlesin... GÜZEL İNSAN yapsın bizi...
(Ayşe TURAL, Girne)
BİRİSİNE AŞKLA YAZILMAK...

' Merhabalar Ayşe Hanım,
Bendeniz teşrif ettiğiniz UKÜ'de Bilgisayar Mühendisliği öğrencisiyim. Dürüst olmam gerekirse, şu yaşıma kadarşiir ve edebiyatla ilgilenmedim. Fakat hep duygusal bir insan oldum. Okulumuza geldiğiniz gün, arkadan beşinci sırada oturuyordum. Sağ yanımda sevdiğim insan oturuyordu...

Siz mikrofonu elinize aldığınızda, konuşmaya başladığınız an, şi...ire başladığınızı düşünmüştüm. Şiir gibi konuşuyorsunuz çünkü... O gün, sevdiğimle aramız biraz buruktu... Bu yüzden fazla bir şey söyleyemiyordum, söyleyecek söz bulamıyordum. Fakat sizin ağzınızdan dökülen inci taneleriyle, sayenizde, şiirlerinizden yakaladığım birkaç kelimeyi fısıldadım...

Ben bugüne kadar şiir yazmadım ama ben bugün onun gözlerine baktığımda, kendi mısralarıma yavaş yavaş yazılıyorum... AŞKA YAZILIYORUM... Sevgiyle kalın... '
Mustafa METİN/ 31 Mart 2013

Bir şair olarak beklediğim de işte bu... Etkilenmeniz... Teşekkürler... İyi ki varsınız...
KARARSIZ
seviyorum, diyorsun
yalan söylüyorsun...
özledim, diyorsun
gelmiyorsun...
seninim, diyorsun
aklın başkasında...
SUYUN ISINDI
haberin olsun...
(Ayşe Tural, Girne)

MAĞUSA KALE LİONS KULÜBÜ
Geçen haftalarda Mağusa Kale Lions Kulübünün bu dönem başkanı sevgili Süheyla Hanımdan bir telefon aldım. Çarşamba akşamı Salamis Oteldeki aylık toplantılarına beni davet ediyordu. Önce programıma baktım, evet, uygundu, olabilirdi…
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Karşınızdakini telefonda reddetmek her zaman çok kolaydır. Ancak yüzüne karşı HAYIR diyebilmek zordur. Herhalde “ yüzü tutmamak” deyimi de bundan çıkmış olmalı… Yine de ben çok önemli olmadıkça telefon tekliflerini de geri çevirmemeye çalışırım. Bilirim ki hiç kimse hayır cevabını almaktan hoşlanmaz, ben de…
Saat 17.30 civarı yola çıktım. Yemek 19.30 daydı. Yavaş yavaş yolculuk yapmaktan, işin keyfini çıkarmaktan yanayımdır her zaman. Bu arada müzik dinlerim, neler konuşacağımı düşünürüm ve çevremi seyrederim.
Önceden Beste Sakallı ile haberleşiyoruz. Kızım beni görüp bir kahve içmek için o saatlerde otele gelecek. Ne güzel… Sizi görmek için can atan birisinin olması… Bende, her yörede birkaç kişi mutlaka bulunur… İyi ki varlar…
Sözleşmiş gibi otelin park yerindeyiz, hatta telefona sarıldığımda onu arkamda buluyorum… Sarılıp kucaklaşıyoruz. Otelin deniz manzaralı terasında neskafe içiyoruz. Derken Süheyla Hanım geliyor yanımıza… Onları tanıştırınca mutlaka aramızda olması, yemeğe kalması konusunda ısrar ediyor. Çok mutlu oluyorum… Küçük şeyler belki ama ilişkilerde o kadar BÜYÜK anlamlar taşıyor ki… Değerbilirlik, insana, sanata saygı oluyor o zaman…
Hoş bir akşam… Kapılarda karşılanıyoruz, hepsi beni tanıyor, içten sarılmalar, sevgi alışverişleri… Program gereği sunumlar bitiyor, yemeğimizi yiyoruz ve ardından konuşmaya başlıyorum…
Sevgiye, saygıya, paylaşmaya dair her ne varsa kısaca İNSANa ait her şeyi dakikalara sığdırmaya çalışıyorum. Gözlerindeki ışıklar bana yansıyor, biliyorum ki onları tam ON İKİ’den vuruyorum… Doğru yoldayım yani…
Küçük hikayeler anlatıyorum, şiirler okuyorum… Evlilik, aile- çocuk ilişkisi, dostluklar… Aklıma gelen her şeyi kısacık zaman sığdırıyorum…
Ayrılmak gelmiyor içimizden… Bu kez GÜLE GÜLE kucaklaşmaları daha sıcak, daha tanıdık, daha içten… Tanıştık ya, paylaştık ya… Yüreklerimiz aynı duygularla çarptı ya…
Bir başka toplantıda buluşmak için sözleşiyoruz. Telefon numaraları alınıp veriliyor, mail adresleri yazılıyor… Birkaç saatöncesine kadar sokakta karşılaşsak, yüzümüze bakmayacağımız YABANCI kişiler birbirimize tanıdık yüzleriz artık… İŞTE SEVGİNİN GÜCÜ…
BEN GELDİM...
SEVGİLERİNİZE...
GÜZEL DİLEKLERİNİZE..
BENİ ÖZLEYİŞİNİZE...
HAYRAN KALDIM... TEŞEKKÜR EDERİM... 28 EYLÜL, 2013 GİRNE



Bu haber 2982 defa okunmuştur

:

:

:

: