Hristofas taktiği

Sayın Hristofyas, Kıbrıs sorununa çözüm bulma amacı ile başlamış olduğu görüşmeler sürecinde izlediği yolun ne kadar samimi olduğu tartışma götürür.

Sayın Hristofyas, Kıbrıs sorununa çözüm bulma amacı ile başlamış olduğu görüşmeler sürecinde izlediği yolun ne kadar samimi olduğu tartışma götürür. Türk tarafı her zaman çözüm istemediği gerekçesi ile suçlanan taraf olmuştur, bu şekilde suçlamaların adil olduğu söylenemez. Kıbrıs Türk tarafı her zaman yapıcı olmuştur ancak 1960 K.C. anayasasından kaynaklanan siyasi eşit haklardan vazgeçmeden. Hangi siyasi Türk liderin gücü yeter kazanılmış haklarımızdan vazgeçmek, eşitlik haklarını Kıbrıs Türk’ü yaklaşık bir asırlık mücadelenin sonunda kazanmıştır bunu da ilan etmiş devletiyle de taşlandırmıştır. Tanınsın veya tanınmasın KKTC var olmaya devam edecektir, Kıbrıs’ta toplumsal insan haklarımızı koruyan bir antlaşma imzalanıncaya kadar.

Cumhurbaşkan’ı Sayın Talat 2004 referandumundan sonra Hristofyas başkan seçildikten sonra yeni bir süreç başlattı,  hedef Kıbrıs sorununa çözüm, peki Rum tarafı Türk tarafının amacını doğru analiz etti mi? Gelişmelerden şüphe duymaya başladım çünkü Hritofyas 3 Eylül 2008’den sonra gerçekleştirilen her görüşmeden arkasından KKTC Başkan’ı Sayın Talat’ı,  AB’de ve özellikle BM yetkilileriyle New York’ta gerçekleştirdiği görüşmelerde çok ciddi şekilde suçladı.

----“Sn Talat benimle uzlaştığı tek egemenlikten vazgeçti”

----“Sn Talat iki devletli çözümde ısrar ettikçe anlaşmamız mümkün değil”

----“Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğüne ihtiyaç yok, Kıbrıs AB üyesidir”

----“Annan planındaki mülkiyet düzenlemesini kabul etmemiz imkânsızdır”

----“Annan planı ciddi şekilde revizyon ister AKEL Annan planını ret etti”

----“TC’li göçmenleri kabul etmemiz söz konusu değil”

----“Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkması şartımızdır”

----“Öncelikle bilinmesi gerekir ki Kıbrıs’ta işgal sorunu var”

Suçlamalar   bu   başlıklar   altında   gelişti,  Sayın Talat’la anlaşamıyoruz dedi durdu bunların  amacı yabancı güçleri adaya çekmekti. BM temsilcisi, şeytanın sağ bacağı ELDERS’ler (ihtiyarlar) geldi, yapılan açıklamalar da müdahale kokusu vardı. Önümüzdeki günlerde AB komisyon başkanı BARONSO’da gelecek tehditkâr açıklamalarla baskılar başlayacak, Annan planındaki gibi vaatler paketlerini merakla bekleyeceğiz herhalde çok uzun sürmeyecek.  

1 Ekim 2008 günü K.C.’nin bağımsızlığının kutlandığı güney Lefkoşa da Rum halkına konuşmasında ben diyor Hristofyas  “Kıbrıs Cumhuriyet’ini ortadan kaldıracak anlaşmaya asla imza koymam, bizim aklımızdaki anlaşma modeli K.C.’ni çalışır elastiki bağımsız bir federasyon modeline çevirip Kıbrıslı TÜRK,  MARONİT, ERMENİ ve LATİN’lerin temsiliyetini sağlamaktır,  AB  üyesi   bir  devletten   daha  fazlasını   kimin   beklemeye   hakkı var. Bu söylenenlerden sonra Hristofyas’ın ne kadar samimi olduğunu değerli okuyucularım değerlendirecektir.

                                             

Bu haber 681 defa okunmuştur

:

:

:

: