Yaşama dair bir şeyler…

Merhabalar, güzel bir hafta sonu dileğimle söze başlamak istiyorum. Aralık ayında olmamıza karşın hala baharı yaşıyoruz. Her taraf yemyeşil… Havada çiçek kokuları… Cemileler yeniden açıyor, ortalık kasımpatılarla dolu… Kıbrıs’ın bitmeyen baharları bunlar… Burası BENiM CENNETİM demekte haksız mıyım sizce?

Merhabalar, güzel bir hafta sonu dileğimle söze başlamak istiyorum. Aralık ayında olmamıza karşın hala baharı yaşıyoruz. Her taraf yemyeşil… Havada çiçek kokuları…
Cemileler yeniden açıyor, ortalık kasımpatılarla dolu… Kıbrıs’ın bitmeyen baharları bunlar… Burası BENiM CENNETİM demekte haksız mıyım sizce?

Aman doğayı koruyalım da bize daha güzellerini versin. Ağaçları, kuşları bakıp büyütelim, çoğalsınlar… Suları, toprağı ve havayı temiz tutalım ki sağlıklı yaşayabilelim…

SİZ AKLINIZI NE KADAR SEVİYORSUNUZ?

Ben aklımı severim... En az sizin kadar... Hani derler ya AKIL PAZARI olmuş, herkes aklını pazara çıkarmış... Bakınmış bakınmış sonunda yine kendi aklını satın almış...

Keyif alarak yaptığım, düşünüp de hemen hayata geçirdiğim her şeyden sonra, kendime kocaman AFERİNLERim olur. Başkalarından onay beklemem, daha doğrusu yaptığım, her ne ise, önce ben beğenmeliyim, diye düşünürüm. Öyle ya bu, insanın kendini sevmesi ve sayması gibi bir şey...

Zaman zaman başkalarının fikirlerini de alırım elbette... Onları, kendi akıl süzgecimden geçirdikten sonra işime yarayanları kullanırım... Asla körü körüne bir düşünceye uymam...

ÇAĞRILI BAKIŞ

bir an
hem de kısacık bir an
gözlerini kısarak
bir bakış fırlatıyorsun
EROS'un oku misali...

on ikiden, tam on ikiden
vuruyorsun beni......
dudakların
günaha çağırıyor
ellerin sabırsız...

uzak diyarların fısıltısı
çınlıyor kulaklarımda
yüreğim
yangın yeri...
(Ayşe Tural, Girne)

ANILAR

Hangimiz çocukluğundan bir sahneyi hatırlayıp da mutlulukla gülümsememiştir. Çocukları izlemek bile insana huzur verir. Zaman zaman oyun oynayan çocukların oyununa katılmak istemişimdir, keyifle… Onlarla konuşurken de içim cıvıl cıvıl olur, yüzümde güller açar…

HİŞT

Hişt, çocuklar
Beni de alın aranıza
İp atlayalım
Top oynayalım
Yorulmazsam eğer
Saklambaç da oynarız…

Yaşamı öğrenir gibi, her olumlu ve olumsuz duyguyu da deneyerek, sınayarak öğreniriz. Bir köşeye çekilip somurtanlarımız, oyunlara küsenlerimiz olur… Hem de incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler için… Bugün bile yetişkin halimizle aynı hataları tekrarlar dururuz. Küçük çekişmeler, didişmeler, gereksiz kaprislerle hem kendimizi hem sevdiklerimizi hırpalarız.

SAHNE

uyu da büyü küçüğüm
mutlu sabahlara uyan
öğren iyiyi kötüyü
şimdi ufak bir rol sana
sahneye çıkmadan önce
aslında küçük bir deneme...

aman iyi çalış dersine
ezberle bir iyice......

asıl rolün büyüyünce
mesele
BAŞROLde olmak
yardımcı oyunculuk
herkesin harcı...


YAŞAMANIN ANLAMI…

Yaşam çok değerlidir benim için… Aldığım her nefese, içtiğim bir bardak suya, ağzıma attığım her lokmaya teşekkür ederim… Arabamla biraz uzunca bir yola çıkmışsam, çevremi seyrettikçe, var olanları gördükçe ilk işim Tanrı’ya şükretmek olur… Beni duyan, düşünen, hisseden bir varlık olarak yarattığı için…

Yaşam her zaman, bir gökkuşağı bilmecesi gibi gelir bana… Yaşamaktan keyif alırım. Olumsuz düşünenlere de kızarım… 'Mademki yaşam süremiz belli değil, onu en güzel şekliyle yaşamak varken, huysuzlanmanın, küçük şeylerle onu karartmanın bir anlamı olmaz ' derim.

HANİ OLUR YA...
HANİ MUTLULUĞUNUZU ANLATMAYA SÖZCÜKLER YETMEZ YA...
İŞTE O ZAMAN İNCİ TANELERİ SÜZÜLÜR GÖZLERİNİZDEN...
İYİ Kİ VARSINIZ... HAYATIMDAN EKSİLMEYİNİZ...

MUTLULUK İÇİMİZDE…
Yaşamı delice sevmemin genlerimle ilgili olduğuna inanırım. Bir sürü kişinin özelliğini taşıdığımıza göre gökkuşağı gibi olmalıyız her birimiz… RENGARENK yani… Doğal olarak da bu özelliğimiz, yaptığımız her işe yansır. Mesela, dediğinizi duyar gibiyim…
Evim rengarenktir mesela… Gül işlemeli perdeler, güllü yastıklar… Mor ve tonlarına bayılırım. Kahve ve çay fincanlarım çiçeklerle bezelidir… Onlardan çayımı ya da kahvemi yudumlamak bana inanılmaz haz verir…

MUTLU OLMAK İÇİN ALIN BİR NEDEN DAHA…
BİR ÖĞRENCİSİNDEN ÖĞRETMENİNE...

İZLEM GÜRÇAĞ Altuğra
Saygıdeğer Hocam sizinle tanıştığımda henüz öndört yaşındayım. Türk Marif Koleji II-C sınıfı. Her sabah sizden aldığımız ışıkla sizden aldığımız motivasyonla ve sizden aldığımız huzurla başladık günümüze. Hala bugün ilkgünkü gibi hatırlıyor ve hissediyorum okulumuzda bizlerle paylaştığınız sevginizi... Hep bizde önemli izler bırakan şuydu ki mutlaka bizlere daha ilk günlerden isimlerimizle hitap edişinizdi. Gözümüze tutmuş olduğunuz aydın yolun ışığında ilerlemeye devam ediyoruz hocam. Sizi her zaman olduğu gibi şimdi de saygıyla selamlamak istiyorum. Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun...

DOKUNUNCA ZAMAN SEN OLUYORSUN...

seninle olmak
ay ışığında yürümek gibi
günü soyunup geceyi giyiniyorum
dokununca zaman SEN oluyorsun...

gözlerine bakınca
derin bir nefes alıp
hayatın nabzını tutuyorum sevinçle......

ellerin ellerime dokununca
diniyor kalp ağrılarım
yasemin kokuları doluyor tenime
dokununca zaman SEN oluyorsun...

teryüz edilebilecek
her ne varsa hayatımda
bir kalemde siliniveriyor sanki...

bekleyişler bittiği anda
elemsiz saatleri yakalıyorum
biliyorum, duyuyorum
dokununca zaman inadına SEN oluyorsun...

(Ayşe Tural, Girne)

GİTMEK... GİDEBİLMEK...

Gitmek CESARETTİR: Hiç hesapsız, kimseye ya da kimselere hesap vermeden gidebilmektir... Hem de nereye olursa olsun çekip gidebilmektir... Arkana bakmadan gidebilmektir... Bir sürü şeyi göze almaktır...

Gitmek GÜZELDİR: Yeni bir umuda yürümektir belki... Yeni bir hayata adım atmaktır mesela... Huzura kavuşmaktır belki... Kanayan yaralara tuz basmaktır biraz... Unutmaya çalışmaktır çokçası da...

Gitmek KEŞFETMEKTİR: Yeni insanları, yeni hayatları, yeni yürekleri arayıp bulmak demektir... En önemlisi de KENDİNİ BULMAKTIR…

UZLAŞ KENDİNLE...

Küçük hesapların odak noktasında DUR...
Kendini DİNLE, yüreğini DİNLE...
En önemlisi sessizliğin türküsünü DİNLE...
Kentlerin kalabalığında nice YALNIZ insanların olduğunu GÖR...
Ve İNSANSIZ yalnızlıkları TANI...
Her şeye rağmen
Bu DENGELENEMEYEN TERAZİde becerebilirsen UZLAŞ kendinle...

DEĞİŞMEYE NEREDEN BAŞLAMALI İNSAN?

Yaşamın içinde karşımıza çıkan her insan, her olay soru işaretleri bırakır yüreğimize... Hatta aklımızı karıştırır, durup dururken...

Hiç düşünmediğimiz konulara kafa yormaya başlarız. Yavaşça seçimlerimiz değişir, hayata dair çizdiğimiz çizgiler farklılaşır... Zevklerimiz başkalaşır usulca... Sıkı sıkıya bağlandığımız değerler çöker... Onun ya da onların göz...leriyle bakmaya başlamışızdır, hayata çoktan.

İşte o zaman dönüp arkanıza bir bakın... İyice bakın... Dünden bugüne kimleri davet etmişsiniz? Etrafınızda kimler ağ örmüş?

O da ne? Davetsiz misafirleriniz de mi var hayatınızda? Farkında olmadan sizi kendilerine benzetmeye başlamışlar mı bile? Üzüm üzüme baka baka kararmış mı, bile...

Tehlike çanları çalmadan elinizi çabuk tutun...
Kocaman bir aynadan bakın kendinize...
Resmi beğenmediniz mi?

İşte o zaman DEĞİŞMEYE BAŞLAMALI İNSAN...
kendine kızmadan... sevgiyle... umutla...

ÇIFIT ÇARŞISI

için durmadan
hep birileriyle uğraşıyor...
sen
kıskançlıktan
fesatlıktan başka şey
bilmez misin?
işte bu yüzden
çıfıt çarşısı gibisin...

(Ayşe Tural, Girne)

Neden böyle oluruz? Düşünelim ve çevremize bir göz atalım. Hatalarımız, bu boyutlarda değilse bile, yanlış yanlarımızı törpüleyelim. Yakınımızda böyleleri varsa uyaralım tatlı tatlı… Yoksa sevilmezler, gruplara alınmazlar… Haberleri ola…

GELECEĞİ DÜŞLEMEK...
Geleceği düşlemeye de bayılırım… Geleceği keşfetme adına çocuklarla daha çok zaman geçiririm. Onların düşünce tarzlarını öğrenmek isterim.
Gelecek hayallerinde neler var, merak ederim… Onlarla her şeyi paylaşmaya bayılırım. Yüzümdeki içten, çocuk gülümsemeleri onlardan armağandır bana…

Televizyonda bile onlara ait gençlik dizilerini seyrederim, onları daha yakından tanıma adına…Ola ki bir gün benden yardım isterlerse, yardım etme adına…

MASAL

Hep masallar
Varsılla yoksul üstüne
Cinler, periler derken
Devler....
Kollarını sıvarlar
Sonunda yoksullar varsıllaşır
Ne de kolay oluverir
Suçlular cezalarını buluverir... ...
Gözlerim kapanırken
Hayal meyal
Düşe yenilirken
'Hep böyle olsa,nine! ...' derim.

FARKINDALIKLARIMIZ...

Yaşamı anlamlandırmanın yoludur farkındalık…Elbette önce kendimi fark etmeliyim.Kendime ait duygularım, isteklerim neler ve ben bunları doğru anlatabiliyor muyum? Ben kimim, nelere gücüm yeter? Yeteneklerimi ve zekamı yeterince kullanabiliyor muyum? Nasıl bir gelecek düşünüyorum?

İkinci adımda da, benim dışımdaki insanların iç dünyalarını da fark etmem gerekir. Özellikle a...ile içiiletişimdebaşarılı olunduğunda gerisi daha kolay oluyor. Yaşamdan zevk almak, güzel anları paylaşmak, hedefler belirlemek… Gençlerimiz o zaman daha donanımlı oluyor, kendilerini daha güçlü hissediyor.Anne babalar olarak sizler, öğretmenler olarak da bizler bu konuda son derece duyarlı davranmalıyız. Bu hepimizin boynunun borcu…
SERÇELER

okuma kitabımızda
' Ayşe'nin Serçeleri' vardı
ne zaman kar yağsa
güç bela pencereyi kaldırıp
bir kolumu koyardım altına...
öteki elimle karları okşardım...

kolum acır...
parmaklarım donunca soğuktan
pencereyi indirir
döne döne uçuşan
kar tanelerini seyrederdim...

annemden gizli
bir parça ekmek alıp
serçeleri doyururdum...

şaşar kalırdım
serçelerin haline
bu soğukta
bu ayazda
nasıl ölmüyorlar, diye...


GÜL OLABİLMEK…

Ne zaman bir yerlerde öğrencilerden, gençlerden söz açılsa, hemen onları korurum. Biz anne- babalar, öğretmenler, gençlerden sorumlu tüm yetişkinler, her zaman doğru adımlar atmalıyız, derim. Aile, okul ve çevre üçgeninde olmazsa olmazları ararım. Onlarda gördüğüm her yanlış için de önce yetişkinleri sorgularım.

Yine sık sık kullandığım bir söz vardır: “ Gül ekenler ancak gül toplarlar…” derim. Aslında, Gül ekene yakışır bir gül olmak da ayrı bir gurur kaynağıdır elbette. Bu nasıl mı olur? Elbette, yanıtı siz zaten biliyorsunuz: İnsan olmak, insana yakışan duyarlılık ve sorumlulukları taşımak… Çalışkan olmak… Kendisine, ailesine, çevresine ve yaşadığı topluma, dünyaya emek verebilmek… Her şeyin en iyisini arayıp bulmak… Gücünün yettiği kadar aydınlanmak ve çevresini aydınlatmak… Görev ve sorumluluk bilinci taşımak… Hatta her şeyi koşulsuz sevmek…

Bu haber 2883 defa okunmuştur

:

:

:

: