Bir yıl daha biterken…

Yaşamın hayhuyunda geçen bir yıl daha… Acısıyla tatlısıyla, hüzünleriyle, kayıpları ve kederleriyle geride bırakmaya sadece günler kalan kocaman bir 365 gün 6 saat daha…


Yaşamın hayhuyunda geçen bir yıl daha… Acısıyla tatlısıyla, hüzünleriyle, kayıpları ve kederleriyle geride bırakmaya sadece günler kalan kocaman bir 365 gün 6 saat daha…
Bir yılın her gününü, her saatini hatırlamaya imkan yok; bence gerek de yok… Bırakalım acılar küllensin… Hatalar unutulsun… Dostluklar, iyilikler ve güzellikler hep hatırlansın ama…
Yeni sayfalar açalım, gönül zenginliğiyle dolu günler yaşayalım. Her günün her sevincin değerini bilerek, farkına vararak nefes alalım…

SAĞLIKLI, MUTLU, NİCE YILLARA DİYELİM EFENDİM…
DEĞİŞİM...
Zaman değiştikçe, çağ atladıkça değişen insanoğlunun kendisi oluyor aslında. Farkına vardığımızda da iş işten geçmiş oluyor. Hal böyle olunca da “ Atı alan Üsküdar’ı geçmiş oluyor.” Geç kalmış oluyoruz uzun lafın kısası...

Gözünü sevdiğimin Türkçesi ne kadar zengin... Ana dilim benim... Hem zengin hem de çok renkli... Bir şey anlatmaya kalkıştığınızda ne kadar çok deyim bulabiliyorsunuz...
DEĞİŞİM
her şey değişti diyorlar
eski baharlar
eski yazlar kalmamış...
öyle ya
eski değerlerin olmadığı
onurun, gururun
para ile
değiş-tokuş edildiği dünyada
mevsimler değişmiş
çok mu?
(Ayşe Tural)
DEVİR NE KADAR DEĞİŞTİ...
İnsan denilen o çok akıllı yaratık, artık manevi değerleri önemsemiyor artık. Dini imanı para, mevki... Hep daha az çalışıp kolay yoldan para kazanma derdinde ne yazık ki! Çıkarı yoksa size selam bile vermiyor. Neyse ki toplumda iyiler de var...

İnsani değerlere önem veren, saygı, dayanışma, yardımlaşma, dürüstlük, sözünde durma, iyilik yapma gibi erdemleri ailesinden, çevresinden öğrenmiş, bunları onurla taşıyan insanlar da var... Neyse ki varlar da yüreğimize su serpiyorlar. Yoksa işimiz duman...

ADI SEVMEKLE BAŞLASIN...
Ne zaman içinde sevgi sözcüğü barındıran bir yazı görsem, bir dizeye rastlasam orada iniveririm yaşamın treninden... Ya da adımlarımı atmaktan vazgeçerim... Bir mola veririm hem de içten bir mola...
“ gülüş bir yanaşımdır öbür kişiye /
birden iki kişiyi dönüştürür bir kişiye /
anılardan kaleler yapıp sığınsa bile/
yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye...”
der, şiirinde Özdemir Asaf...
Ne de güzel söyler... Yalnızlık konusunda üç dizeyle ben de düşüncelerimi şöyle dile getirmişim. Ne zaman karaladığımı bilmiyorum.
“ Ben yalnızlıkları sevmem... / Ben yalnızlık olduğunu bilmeyen yalnızlıkları severim...” Neden mi ? Aslında yalnız bırakılmanın kötü olduğunu ama kendi isteğinizle yalnız kalmanın bir ruh dinginliğine kavuşma isteğinden kaynaklandığını düşünüyorum da ondan...
MOR HÜZÜNLER

'mor
en çok kadına yakışır'
derdiniz hani...

gözlerinizdeki hüzün
eteklerinize yapışıp kalmış
mahzun çocuk yüzleri gibiydi...

resimleriniz
niçin siyah-beyazdı sahi
yalnızlık sadece
puslu camlarınızda mı asılıydı...

siz
sizsiz mi sevmiştiniz
ötekileri...

içinizdeki yürek yakısı
ne zaman küllenmişti
bu çan da neyin çağrısı...

dar vakitlerin
köşesine sıkışıp kalmıştı da
kalp çarpıntısı...

hala
bir umuda ayak direyen
hüzün
kirpiklerinizden düştü düşecekti...

en onulmaz mevsimde
filize durdu akasyalar
size inat
duyuyor musunuz? ...
Ayşe Tural
KÜÇÜK ŞEYLER...

Yıllar önce ayrıldığınız sevgilinizin bir hareketini çağrıştıran bir şey olur. İçiniz nasıl da burkulur, yanar... Onun yüzünde hatırladığınız bir çizgi burnunuzun direğini sızlatır. Bak şu kadın, nasıl da onun gibi başını yana eğerek gülüyor, diye geçiverir içinizden... Küçücük, gereksiz bir ayrıntıdır aslında... Ya da şu erkeğin yürüyüşü aynı o...
Yılların ötesinden şimşek hızıyla gelir yüreğinize bıçak gibi saplanır. Kıymet bilmeyişiniz kafanıza dank eder belki... Aslında alışkanlıklar hayatımızı oluşturur ve gidenin yeri inanın kolay kolay dolmaz. Hatta benzerlerinin peşine düşersiniz farkına varmadan... Küçük şeylerdir aslında... Küçük şeyler...
ÇARPIKLIK
gözgözü görmezliğinde
yaşamın çarpıklıklarında
SEN...
boşuna didinme
kurtulamazsın
yapay yollarında çözümler...
parmakların akortsuz seslerde
sen benimle nereye kadar?
sorgulanmış mıdır sence yaşamın...
tükürememişsen YALANı
VARlarla
YOKlar cetveline...

(Ayşe TURAL)

İLLE DE İNSANI SEVMEK
Sait Faik “ İnsanı sevmekle başlar her şey...” demiş. Ne kadar kapsamlı, derin anlamlı bir söz değil mi? Bence sızlayan yerinden sevmeye başlamalı insan... Bizi duygulandıran her neyse, yüreğimizi kıpırdatan kimse ordan başlamalı sevmeye...

Sevmek nasıl bir şey sizce ?
Şöyle bir şey olabilir mi? Nejat Saydam’ın “Şükran’a Mektup” şiirindeki gibi bir şey mesela...
“ seni k...onuştular dün gece muhallebicide / saçların sarı / gözlerin yeşilmiş / seni bir nefeste çiziverdim / camların buğusuna...”
gibi bir şey mi mesela?

Tanımadığımız bakışlarda içimizin ısınmasıdır belki... Bir MERHABAda yakaladığımız içtenlik de olabilir... Size uzanan sıcacık bir el belki...
DOSTLUKLARINIZIN DEĞERİNİ BİLİN LÜTFEN...
NEHİRLERİM SANA AKAR
ne zaman
bir kuş ötse dalında
kocaman bir çınarın...
yaşamın öyküsü düşer aklıma
SEN düşersin...

ne zaman
bir yaşamak düşünsem
gözkamaştıran güneşler
konuk olur
gönül bahçeme...

güzellikleri çağırınca
melekler adına
sevgiler yağar evrenime
içimin nehirleri
durmadan sana akar, bilirim…
Ayşe Tural

İNSANIN VAROLUŞU VE RUH YAPISI
İnsan, varoluşunu sık sık sorgulamalı bence. Bugün varsam, bunu benden önce evrende yaşamış insanlara borçluyum.Sadece yaratılanlar değil, duygu ve düşünceler de zaman denilen çarkın dişlilerinde öğütülmüş oluyor. Değişiyor, gelişiyor, yenileniyor...

Gelecek zamanların neler sakladığını, yeni insanın hangi özelliklerinin ön planda olacağını düşünmeden edemiyorum.
...
Bence gelecek yüzyıllarda insanın sezgileri çok önemli olacak... Beynini daha mükemmel kullanıp konuşmadan iletişim kurabilecek düzeye gelecek. En azından bazı kişilerle... Evrenin bir köşesinden diğerine mesajlar iletebilen, bunun yolunu bulan insan, en mükemmel aygıttan daha mükemmel bir yapıya sahip kendi beynini neden tıpkı bir aygıt gibi kullanmasın. Elinde var olan en donanımlı araç o...

Bir de algılamanın ruhu... Yüksek algılamanın bir ruh işi olduğunu düşünüyorum. Sevgi dolu bir ruh hem de... Sevgi dolu...
Sevgi sonsuz, sınırsız bir güç... Doğru kullandığınız zaman, size ne isterseniz getiriyor. Onun sayesinde güçlükler aşılıyor, bedenler ve ruhlar iyileşiyor. İnsanın enerjisi sevgide açığa çıkıyor. Tıpkı bir volkan patlaması gibi... Öyle ki bu enerji, sizin başkalarını etkilemenizi sağlıyor.

Yaşamınızda sevgi konulu olayları hatırlayın... Çevrenizde sizden daha coşkulu, daha sevecen insanlar yok mu? Bakışları, gülümseyişleri bir başka... Onları inceleyin. Rol mü yapıyorlar. Sanmıyorum... Yüzleri içten gelen bir ışıkla aydınlanmış gibi durmuyorlar mı sizce de? Bakışları aklınızdan geçenleri, içinizi okur gibi olmuyor mu?


SİZ SİZ OLABİLİYOR MUSUNUZ?

Yapılan her söyleşi, söylenen her merhaba, hayatınıza birilerini getirir. Bildiklerinize birilerini daha katar. Bu yüzden değil midir ki, her ' MERHABA' diyeni gönülden selamlayışım...

Çoğunu nereden tanıdığımı unuturum. Sadece öğrencilerimle ilgili ayrıntıları, yıllar geçse de üstünden, sevgiyle hatırlıyorum... Ne mutlu bana ki onların yüreklerinde parmak izim kalmış...

Eğer siz siz olursanız, maskeler kullanmadan, en duru halinizle ve doğal görünürseniz ve elbette o halinizden önce siz hoşnutsanız... Mesele kalmamış demektir. Güzel dostluklarda buluşmak dileğiyle...

EKMEK KAVGASI
Şu yaşam
Hiç de kolay değil senin için
Küçük adam…
Gün boyunca
Ya simit satmalısın “ gevrek”
Ya da çifti
Bilmem ne kadar olan çorap…
O da olmazsa
TARTI başında
Çiklet parasına
ADAM tartmalısın…
(Ayşe Tural)


PAZARA GİTMEYİ SEVER MİSİNİZ?

Sevmek ne kelime! Ben bayılırım... Her çarşamba Girne'de PAZAR kurulur. Çok önemli bir programım yoksa mutlaka beni pazarda görürsünüz. Günün hangi saatinde gittiğimin pek de önemi yoktur. Çiçek almaya niyetim varsa sabahı tercih ederim. Çiçekler seçilmeden en güzellerini almak için...

Aslında beni pazara çeken şey: Binbir çeşit insanın bir arada bulunmasıdır. Şehri...n kalbi orada atar, o gün... Giysiler askılarda sallanırken, sebzeler, meyveler tezgahlarda arz-ı endam eder... Çok renklilik içimi açar... Her şeyi incelerim, bakarım. Özellikle insanların esnafla diyaloğu beni ilgilendirir... En çok da malını satmak için avazı çıktığı kadar bağıranlar, karşılıklı neşe içinde birbirine sataşanlar ilgimi çeker.

Bu hafta biraz sebze, meyve aldım. Çiçek ekme zamanı değil, çünkü havalar soğudu. Alışveriş yaptığım tezgahın birinde satıcı kıza bir lira yerine elli kuruş verdiğimi, diğer tezgahta alışveriş yaparken fark ettim. Üşenmeyip pazarın başına kadar yürüdüm. Beyefendiye bir lirayı uzatırken yanlışlık yaptığımı anlatıp özür diledim. O da anladığını ve bana helal ettiğini söyledi. Gereği yokken domates ve turp da aldım...

Küçük gibi görünen böylesi düşünceler, aslında bizim VİCDANımızın ölçüsüdür. VİCDAN: Bir şeyi yapmak ya da yapmamak konusunda danıştığımız iç sesimizdir. Ailemizden, büyüklerimizden ve yaşadığımız çevreden öğrenilen, kurallarını bizim koyduğumuz bence en güzel ERDEMdir...Başkasının hakkını yememek düşüncesinden kaynaklanır.

Satıcı /davranışım onu etkilemiş olmalı ki/ oradan ayrılırken olayı başkalarına anlatıyordu... Öğretme ve öğrenmenin en güzel yolu yaşayarak öğrenmedir...
PAMUK ŞEKERİ
yorgun rüzgar yavaşça gelip
kapı önünde dinleniyor...
bir çocuk çıkıyor
hoplaya zıplaya
kapı eşiğinden sokağa...
bembeyaz kurdelesi başında...

birden
çocuk rüzgar oluyor
rüzgar da çocuk...
çocuğun elinde PAMUK ŞEKERİ…

(Ayşe Tural)


ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR HARİKA (?)

Bu sabah Lefkoşa'daki arkadaşlarımla sabah kahvesindeydim, Şenay'da buluştuk.. Onlar benim 38 yıllık arkadaşlarım. Dile kolay... Sohbetlerimiz her zaman harika geçer. Şenay'ın torunları ikizler Eliz ve Lal'e uzun ömürler diliyorum... Sonra Khora Kitapcafe'ye uğradım. Ardından balıkçı, derken Girne'ye doğru yola koyuldum...

Arabamda radyo hep açıktır. Bir radyo kanalında çocuklarla söyleşi var. Hiç kaçırır mıyım, onların hayata bakışı beni çok şaşırtıyor. Dikkatle dinliyorum.

Spiker 4- 5 yaş aralığındaki çocuklara büyüyünce ne olmak istediklerini soruyor. Birisi ' Ben MARKETÇİ olacağım.' diyor. Nedeni sorulunca da orası her şey satıyor, hepsini alabilirim diye cevap veriyor. Diğer çocuğa aynı soru soruluyor, hemen cevabı yapıştırıyor. ' BANKACI olacağım.' diyor. Neden sorusuna gelince kendinden gayet emin, ' Onlar durmadan para veriyor, parayı çok seviyorum...' diyor.

Hem kahkahalarla gülüyorum bir yandan da kara kara düşünüyorum... O yaşlarda bizim paradan puldan haberimiz yoktu, sokakta MUTLU MUTLU oyun oynardık...


DİLEĞİM...
HER YENİ GÜN BİZİ YENİ SINAVLARA TAŞIR...
YAŞAM BİR KEZ DAHA ŞAŞIRTIR...
UMMADIĞIMIZ OLAYLARLA YA DA KİŞİLERLE KARŞILAŞIRIZ...
BEKLEMEDİĞİMİZ ANLAR YAŞARIZ...
DİLERİM
HER AN YÜREĞİMİZİ UMUTLARLA,
SEVİNÇLERLE,
MUTLULUKLA VE
HUZURLA DOLDURSUN...



Bu haber 2780 defa okunmuştur
  •    - 31.12.2013 bizi oyaladilar firuzan
  • osman hamdi   ozanköy - 31.12.2013 o kadar güzel ifade etmişsinizki bu yalan dünyayı sadece alkışlıyorum yorumunuzu hatice hanım tebrikler
  • salih   girne - 31.12.2013 aşkı hepimiz arıyoruz ama öyle aramakla bulunacak bir şey degilki bir avm ye giripde tart bakalım 3 kilo sevda diyemiyorsunuz megerki rast gele isteyen herkeze rast gelmesini diliyorum dünyadaki bu en güzel duygunun sevgilerimle
  • İyi Seneler ince  NY - 30.12.2013 İyi Seneler : bari bir bayan yada erkek adi yazaydin da ona gore dua edeydin yoksa bole isin zor :))
  • AHMET   GİRNE - 30.12.2013 SİZİN İÇİN DUA EDECEGİM........
  • İyi Seneler   - 30.12.2013 Yeni yılda bol para, aşk, (bana da bir eş) diliyorum sevgili okurlar . Dualarınızı sevgi enerjinizi eksik etmeyin.
  • HATİCE   BAF - 30.12.2013 ASLINDA YAŞAM DURUYOR SİZ YÜRÜYORSUNUZ HEMDE O MALUM SONA DOGRU ROTA BELLİ HERŞEY AYANBEYAN EEEE HAL BÖYLEYKEN BU HIRS BU İHTİRAS NEYİN NESİ KİM NE GÖTÜRMÜŞKİ İKİ KAPILI BİR HAN BİR KAPI GİRİŞ BİR KAPI ÇIKIŞ BU KADAR SADECE BU KADAR HEPSİ BU SANKİ SOSUZA KADAR YAŞANACAKMIŞ GİBİ BİTMEK TÜKENMEK BİLMEYEN ARZULAR İSTEKLER NEDEN HAYATI KENDİMİZE ZEHİR ETMEK NİYE DOSTLAR HİÇ BİR ŞEY İÇİN DEGMEZ KİMSE BİR DARI TANESİ BİLE GÖTÜREMİYOR BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ OLACAK DEGİLMİYİZ ŞU GÖK KUBBEDE BİR SEDAMIZ BİLE KALMAYACAK HAYDİ O ZAMAN BU GÜNE KADAR YAPMAMIŞ BİLE OLSAK BUNDAN SONRA DAHA BİLİNÇLİ BİR HAYATA BAŞLAMAK ÜZERE YUNUS EMRENİN DEDİGİ GİBİ SEVELİM SEVİLELİM BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ GERÇEK OLAN SADECE BU

:

:

:

: