Koskoca bir hüsran...

Beklentiler yine karşılanmadı.


Beklentiler yine karşılanmadı.

Evet, ne siyasi istikrar, ne de hizmet anlamındaki beklentiler istenileni vermedi.

En azından şuana kadar tam bir hayal kırıklığı yaşanıyor.

Devlet yönetimini elinde tutan siyasi iradeden bahsediyorum.

Ülke anlaşılmayacak bir tutumla ve de ısrarla bir siyasi çıkmaz ve kaosa sürükleniyor.

Üstelik bilerek ve ısrarla.

Kişisel hırs ve düşüncelerin esir aldığı bir kırık yıldan sonra hala daha bitmedi.

28 Temmuz seçiminden sonra bugünkü hükümeti en çok destekleyenlerdenim.

Sebebi belli;

Artık siyasi anlamda bir rahatlama, istikrar, yarım bırakılan, unutulan, umursanmayan, yapılmayan her ne varsa yapılması ve zamanın, enerji ile eşdeğer olarak kazançlı kullanılması için.

Sonuç;

En sonda söylenmesi gerekeni en başta söylediğim gibi;

Koskoca bir hüsran.

Bu hükümet bu yılı zor çıkarır.

Bu bir temenni mi? Asla böyle bir düşüncem yok.

Fakat, iyi niyetli bir yaklaşımla “bir yıl” süresini ön gördüğümü söyleyebilirim.

Ama görünen ve sezilen gidişat bu.

Bir atama yapılacak, polis teşkilatına.

Ortaklardan birinin, diğerinden haberi yok.

Misilleme yapılıyor, yasa önerisi sunuluyor.

Bir diğer ortağın bundan haberi yok, üstelik diğer siyasi partiler de bu öneriyi destekliyor.

Yani bir mesaj vermek istercesine.

Öncelerini konuşmaya gerek yok.

Yasa değişikliği ile “vekil transferi” engellenmek isteniyor.

Ne güzel işte.

Verilen en sükse vaat bu değil miydi?

Sıra icraata gelince, yan çizmek niye.

Bunun mantığı nedir?

Demokrasiye aykırıymış.

Hadi canım sizde.

Demokrasi bir tek vekillerin keyfine mi kaldı.

İradesi çalınan seçmen için demokrasi yok mu?

Bunlara mı odaklanacaktınız?

Eşit yaşam ve fırsat eşitliği, adil yargı düzeni, şeffaf ve hesap verebilir yönetim düzeni, hiç kimsenin, hiçbir şey için kimseyi aramaya gerek duymadığı bir yapı, bunlar demokrasinin gerekleri değil mi?

Demokrasi işine geldiğince ve geldiği zamanda mı akıllarınıza düştü?

Peki, biz ne yapalım şimdi?

Sizlerin verdiği demokrasiyle mi yetinelim?

Ülke de başka hükümet modelleri de varmış, ülke hükümetsiz bırakılmazmış.

Gerçekten çok duygulandım.

Bir demokrasi gerçeği daha!

Hiç samimi değilsiniz.

Memleket yıllardır hükümetsiz.

Acı gerçeğimiz bu bizim.

Bu tablo;

Ülkesini bu kadar seven insanların oluşturduğu bir siyaset düzeninin komedisi.

Yani kesinlikle “kendim için birşey istiyorsam namertim” durumu.

Hükümet edenler, niyetiniz yoksa bugünden tezi yok bitirin bu işi.

Yok eğer devam edecekseniz, gündem değiştirerek değil, gerçek gündeme motive olarak, bu ülkeyi düzlüğü çıkaracak adımları hiç olmazsa atmaya niyetlenin.

Geleceğe dönük, yirmi, hatta kırk yıl sonrasını düşünerek vizyon geliştirin.

Kıbrıs sorununa odaklanın;

Plan, proje, manevra, olumlu adımlar tasarlayın.

İç sıkıntılar da samimi olun.

Cesur olun, radikal adımlar atın, sokak bunu zorluyor farkına varın.

Küçük hesaplarla bu ülkeyi karartmayın.

İntikam ve inatla ülke yönetilmez.

Yok, yapamayacaksanız, zorlamaya da gerek yok.

Böyle bir durumda yapılaması gereken belli.

O çok sevdiğiniz demokrasinin ğereğini yapmanız yeterli.

Bu haber 738 defa okunmuştur

:

:

:

: