Yaşam ve biz…

ADA TV. de yayınlanan 'AYŞE TURAL'LA SANAT' programımın yayın saatleri değişmiştir. Bundan böyle her cumartesi 15.30 da yayınlanacaktır... Tekrarları da cumartesi gece yarısından sonra sabaha karşı 3.30 ve çarşamba gece yarısından sonra 3.30.dur...


DUYURU...

Sevgili Dostlar,

ADA TV. de yayınlanan 'AYŞE TURAL'LA SANAT' programımın yayın saatleri değişmiştir. Bundan böyle her cumartesi 15.30 da yayınlanacaktır... Tekrarları da cumartesi gece yarısından sonra sabaha karşı 3.30 ve çarşamba gece yarısından sonra 3.30.dur...

Bizi izlediğiniz için teşekkür ederiz....
GÜLÜŞLERİN

gülüşlerinin ta içinden
koşmak geliyor...
ağzının içinden alıyorum
sözcükleri...
gülerek bana dönüyorsun
sırlarının içine
bir de BENİ saklıyorsun...

Ayşe TURAL
KOŞUCU GİBİ...

Yaşamın içinde savruluşumuz var ya hani... kendimizden geçişimiz... İşte o noktada, gündelik koşuşmacaların arasına sıkışıp kalmış anları yakalamak güzel...

Nasıl mı? Aydınlık yüzle tanımadığımız birine ' günaydın...' demek belki... Ansızın sevdiğimizi arayıp sesini duymak, delice çarpan kalbimizi dinlemek belki... Hoşlandığımız bir şeye dokunmak... Bir çiçeği koklamak...Tadını damağımızda hissedeceğimiz bir parça çikolata yemek...

Koşarken bir an durup çevresine bakan, görmeye çalışan bir koşucu gibi... Yaşamın koşucusuyuz hepimiz... İyiliklerin, güzelliklerin yanımızdan geçip gitmesine izin vermeden farkına varmak …Sahip olduklarımızın değerini bilmek gerek...

Unutmayınız:
SANATLARIN EN BÜYÜĞÜ YAŞAMA SANATIDIR... Hem de her şeye rağmen...

ÇOCUK

oyna bebeklerinle doyasıya
gül yanakların çukurlaşsın
üzülme, elbisen kirlendi diye...
saklambaç oyunlarında sobelendiysen
OYUNBOZANLIK etme...
bırak oyunlar
EN TATLI yerinde kalsın...
...
çatma kaşlarını çocuğum
kahkahaların çınlatsın
şimdi ortalığı...
doya doya sev bebeklerini
DÜŞLERİN sınırsız olsun...
çocukluğunun DÜŞ olduğu
zamanları da göreceksin...

Ayşe TURAL (Farklısınız, 1997)

MASAL ÜLKEM

Masal ülkem (St. Hilarion’a ben o adı taktım. Gece ışıklar içinde gerçekten de bir masal ülkesi kadar gizemli…) henüz uykuda, heybetli görünüşüne bayılıyorum... Disneyland'ı hazırlayan kişinin bu dağdan esinlendiği yazılıymış... Ne mutlu bize...

Ona her gözüm takıldığında yaşamın doruklarına tırmanma isteğim çoğalıyor... daha... daha... neler yapabilirim, neleri hayata geçirebilirim ... diye düşünüyorum... Hayatıma hangi renkleri davet edebilirim?

Bir serçe konuyor az öteme… Alacalı renkleriyle doğrusu pek sevimli. Çakılların arasında bir şeyler bulmuş olmalı; belki bir tohum, belki de bir böcek… Gagalayıp duruyor. Servilerde kuş cıvıltıları…

Doğadaki her şey, çoktan nefes alıp vermeye başlamış. Her ağacı, her çiçeği tek tek inceliyorum. Geçen hafta yan yatan karabiber ağacını dün sağlamlaştırmıştım. Demir kazıklar çakıp, dallarını gemici ipiyle bağladım. Köküne de bol toprak koyup çevresini daire biçiminde ağır tuğlalarla süsledim. Artık yeni bir fırtınaya göğüs germeye hazır...

O daha pek küçük… Bu nedenle, tıpkı bir çocuk gibi destek istiyor. Henüz bir yaşında ama boyu üç metreyi buldu... Tıpkı çocuklarımız ve gençlerimiz gibi... Desteklenmesi, yüreklendirilmesi gerekiyor... Daha çok ilgi ve elbette daha çok SEVGİ ve ÖZEN istiyorlar...

ÇOCUKLUĞUM

kapı önünde
tembihleri annemin
beyaz kurdelem
kokulu kalemlerimle
BEN...
hayallerimi çizdim
bir demet de UMUT
resim defterimde......
aferinleri öğretmenimin
hala kulaklarımda...

Ayşe TURAL (Benim Adım Şiir,2000)


YAŞAM ENERJİSİ
Yaşamın içinde bizim davranışlarımıza göre hareket eden bir enerji olduğunu biliyorum. Kimse çekildiğiniz köşede sizi aramaya kalkmaz. İstediğiniz şeye doğru siz hareket ederseniz, istediklerinizi daha kolay elde ettiğiniz göreceksiniz...

HÜZÜN AKŞAMLARI BAŞLAR

Hüzün
Akşamları başlar
Gecenin tülü
Örterken evreni
Yalnızlığımda üşürüm...
Gecekuşu çığlığında
Bir yürek atar
Kendi kendime ......
Sarılırım...

Hüzün
Akşamları başlar
Birer birer
Kapanır kapıları seslerin
Bir burukluk
Bir kırıklık
Bana kalır güceniklik...

Hüzün
Akşamları başlar
Titrek mum ışıkları
Olmayanı çağrıştırır
Gölgeler devleşir
Yalnızlık
Ta içime yerleşir...

Hüzün
Akşamları başlar
Bir damla gözyaşı
Yol alır yüreğime....

Ayşe Tural
(Sevgileri Yarına Bırakma)

YAŞAMAK VE BİZ
Hepimiz, yaşamın bir ucundan tutuvermişiz uçurtma misali… Bir o yana bir bu yana uçarak hatta savrularak yaşama tutunmaya çalışıyoruz. Ne kadar insan varsa, neredeyse bir o kadar da yaşama bakış ve yaşamı farklı algılayış var.

Yaşarken içinde bulunduğumuz toplumun kurallarını, sosyal yapısını ve öz değerlerini hiçe sayamayız. Onlara da olabildiğince saygı göstermek zorundayız. Öte... yandan yaşamımızın güzellikler içinde geçmesi için, huzur ve maddesel zenginlik arayışımız da sürüyor...

İşte bu noktada hem kişisel değerlerimizi geliştirerek çalışkan, paylaşımcı, dürüst bireyler olmalıyız hem de sosyal yapıdaki insan olarak kültürlü, sorumluluk bilinci yüksek, farkındalıkları çoğalmış, evrensel düşünceyi de içimize sindirmiş bireyler olmalıyız...

Hiç de kolay değil... Zaten önemli olan da zoru başarmak değil mi?

OLSUN

çok param olsun
diyorsun...
çok arabam olsun
yazlığım olsun
kışlığım olsun
dağ evim olsun
bağ evim olsun
olsun da olsun......
ama
KEFENİN CEBİ YOK
haberin olsun...

Ayşe TURAL

YAŞAMIN YANKISI...

Bir baba, oğlunu yanına alarak ormanda yürüyüşe çıkar. Oğlunun ayağı takılır ve yere düşer. Canı yandığı için 'AHHH.' diye bağırır. Sesinin yankısını duyunca anlamaz, öfkeyle 'kim var orda, çık ortaya' diye bağırır... Gelen ses de öfkelidir...

Çocuk babasına dönerek ne olduğunu sorar. Baba da ona: DİNLE VE ÖĞREN,der.

Dağa doğru seslenir: HAYRANIM SANA... ses aynı şekilde yankılanır... SEN MUHTEŞEMSİN... aynı sözler kendilerine döner... Çocuk çok şaşırır...

Baba açıklar:
Dinle oğlum... Yaşam, daima sana senin verdiklerini geri verir... Çünkü YAŞAM yaptığımız davranışların aynasıdır.

Daha fazla SEVGİ istiyorsan daha ÇOK SEV...
Saygı istiyorsan önce sen insanlara SAYGI DUY...
Şefkat istediğinde ŞEFKATLİ OL...
İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan SABIRLI OLMAYI ÖĞREN...

' Yaşam bir TESADÜF değil, yaptıklarımızın aynada yansımasıdır...' der.


(Öykünün kime ait olduğunu bilmediğim için yazamadım, özür dilerim... Anonim olabilir.)

HERCAİ

hercai menekşesisin
hercai...
sendeki de gönül mü yani
SEÇ birini
SEV birini
SAR birini
bu gidişle EVDE KALACAKSIN...

Ayşe TURAL (Farklısınız)

(BÜYÜK USTA'ya saygıyla...)

BİZ KÜÇÜKKEN...
Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken.
Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, lükstü, zenginlikti. Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda. Koşa koşa eve varana dek nefes almazdık ve nerdesin sen sorusunu duymadan cevabı verirdi...k.

Biz bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı. Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayı...rmasın diye, teneffüse kadar konuşmazdık. Not yazardık birbirlerimize. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu.

Sonra mı? Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.

Nâzım Hikmet
ALIŞ VERİŞ

aşklar
tıpkı bir alışveriş
uzay çağında...

ölesiye bir tükeniş
parçalarcasına
bir tüketiş...
...
şehvet
dişlerini geçirmiş hırsla tenlere
şeytana pabucunu ters giydirme
yarışında...

almış başını gidiyor cinsellik
sevdalar yer bulamamış
bir oturumluk...

bakışlar bulanık
yüzler maskeli
destansı aşklarsa masal...

Ayşe Tural

ÇOCUKLARIMIN DÜNYA TATLISI DÜŞÜNCELERİ…
(Karaoğlanoğlu İlkokulu)

Ben hayatımda ilk defa bir şair gördüm. Okulumuza ilk defa bir şair geldi. Bize şiirler okudu. Çok mutlu olduk, onu alkışladık… HULİSİ KAYIŞKANAT

Benim okuluma bir şair geldi, adı Ayşe Tural… Bize şiirler okudu, çok güzel sesi vardı…. UĞUR YEŞİLYÜZ sizi tanıdığıma çok memnun oldum. Gene gelin. Siz bize şiir okudunuz, bizi tan...ıdınız. İnanın çok çok memnun oldum. Şiirlerinizi çok akıcı okudunuz. Teşekkür ederim. ÖZEN POLAT (5-A)

Ben sizi çok sevdim. Siz çok iyi bir ŞİİRCİSİNİZ… Sizin çok güzel sesiniz var. Çok güzel de şiirler yazıyorsunuz. Ben de büyüyünce ŞİİRCİ olacağım. DİLARA KAYNAKÇI (5-B)

Bakar mısınız, küçük Dilara’nın buluşuna: ŞİİRCİ… Doğrusu hiç düşünmemiştim ve bu isim çooook hoşuma gitti. Ben bir ŞİİRCİYİM… Evet şiir yazana çok yakışan bir sıfat bu… Teşekkürler bir tanem…

Akdeniz Çocuğu

ben
Akdeniz çocuğuyum
avuçlarımda portakal kokusu
saçlarımda limon çiçekleri...

barışı severim
kocaman güneşimle
zeytin dalları yüreğimde bir çelenk ...
turuncular durur dal uçlarında...

ben
Akdeniz çocuğuyum
geçmişim düşlerde dinlenir
yaseminlerim, gece tütenlerim
yağmurunda ıslanır
sevgi denizlerim...

Ayşe TURAL
İSVEÇ’TE YAŞAMINI SÜRDÜREN BİR İZLEYİCİMİN YORUMUNDAN

Günaydın Ayşe Hanım,
Yazılarınızı ve şiirlerinizi zevkle takip ediyorum. Bu kadar karmaşık hale getirilmiş yaşamımıza sevgi ve umut katıyorsunuz...

Ben biraz daha yaşlı olmanın verdiği cesaretle 15 değilde, şöyle bir 30 sene öncesine gideceğim.

Ne yazık ki o dönem, gençliği manevi değil maddi değerlerin bağımlısı yapmaya başladı ve bu durum artarak günümüze kadar devam etti.

Hayatınız boyunca böyle olumlu ve sağlıklı kalmanız dileğiyle...

TC Nese Fägnell

SEVGİYLE, HUZURLA VE MUTLULUKLA YAŞAM YOLUNUZA DEVAM ETMENİZİ DİLERİM….

Bu haber 2884 defa okunmuştur

:

:

:

: