Hep bitti de helikopter mi kaldı?

Bu ülkede her daim tartışılan konular var.

Bu ülkede her daim tartışılan konular var.
Bu konular son yılların vazgeçilmez gündemleri oldu.
Kış aylarında, yağışlardan dolayı oluşan bildik görüntüler.
Koca koca şehirlerin sular altında kalması.
Bir çaresizlik tokadının yüzümüzde patlaması.
Sebep, sadece yağışlar değil tabi ki, sahiplenmediğimiz, sevmediğimiz, acımadığımız doğanın, karşısına diktiğimiz engeller.
Doğada kendince bu engelleri alıp götürüyor, yıkıp, geçiyor.
Neler olmadı ki bu topraklarda.
Bizler kendimizi yenilemiyoruz, değiştirmiyoruz, bilinçlenmiyoruz ama doğa ve de dünya kendi kendini yeniliyor bizlere inat.
Bizim memleketin bir diğer tartışması da, yaz aylarında oluyor genelde.
Yangın, bir de “yangın helikopteri” elbette.
İçinde bulunduğumuz süreçte tartışılacak konu “yangın helikopteri”.
Kısa bir süre önce, sevgili Ali Tekman ile ADA TV’deki programımda çevre konusunu ve “yangın helikopteri” meselesini yine gündeme getirmiştik.
İzleyicilerden gelen telefonlar ve mesajlarda konuyu destekler nitelikte olunca bu yazının yazılmasına, o günlerde karar vermiştim.
Geçen süre içinde şuna kanaat getirmiş olmama rağmen bu satırlara hayat vermeyi sabırsızlıkla bekledim.
Kanaat getirdiğim;
Elektrik sorununun kırk yılda çözülemediği ülkede yangına önlem istemek çok mu lüks?
Ya da elektrik ve internetin ne zaman ne olacağının bilinmediği ve yönetici konumda olanların laftan öte gidemediği bir ülkede hep bitti de helikopter mi kaldı?
Olsun, yinede yazalım, hatırlatalım, mesajı alması gerekenlere bir ses daha gönderelim.
Ve, bir ses daha var;
Bu ses Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, eski müsteşarı Hakan Oran’dan.
Sevgili Hakan Oran şöyle diyor;
“Yapılan bilimsel çalışmalarda ağacın değerinin, odun değerinin iki bin katı olduğu kanıtlanmıştır. Yalnız Beşparmak ve Yeşilırmak yangınlarında yanan ağaçlarla üç helikopter ve bir uçak alınabilirdi.”
Kısa ve öz.
Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir de konuyla ilgili, Star Kıbrıs’tan Suna Erden’e dün bazı açıklamalar yaptı.
“Tüm ormanlarımız tükendiğinde, bu ülke yaşanmaz hale gelecek. Ormanlar ekolojik dengeyi korur, ağaçlar ısı dengesini sağlar, erozyonu önler, yer altında suyun geçmesini sağlar, tozu filtreler ve havanın nemini dengeler. Bu fonksiyonların olabilmesi için de, bir ülkenin yüzde 30’nun orman alanı olması gerek. Ülkemizde bu oranın yüzde 10 civarındadır. Ağaçlarımız çok olsaydı, yazları bu kadar çok yangın çıkmazdı.”
Ve devam ediyor Sayın Doğan Sahir;
“Ağaçlara değer verilmiyor. Ormanlık alanlar, rant sağlama uğruna yok ediliyor. Her yaz ağaçlık alanlar yanıyor, ormanlarımız yok oldu. Ancak ekonomik açıdan külfet olacağı için helikopter alınmıyor. Bilim adamları bir araştırma yaptı. Bir ağacın insana ve doğaya olan yararı ölçüldü ve sonuç olarak bir ağacın 250 bin dolar değeri olduğu saptandı. Bir ağaç, hem maddi, hem de insana kattıkları açısından bu kadar değerliyken, yetkililer ekonomik açıdan yük olacağı için helikopter almayı reddediyor. Oysaki helikopter sadece yangın söndürme aracı değil, deprem durumunda ve su baskınlarında da kurtarıcı bir unsur olacaktır.”
Yani daha ne olsun, daha ne söylensin?
Seçimlerden fırsat bulursak, belki bunlarıda tartışırız.
Konuyla ilgili zarardan ve ders almamadan başka yapılan bir şey yok.
Ama ne gereği var, biz seçimlere ve günü kurtarmaya bakalım.
Bu haber 629 defa okunmuştur

:

:

:

: