Ülkemizde zaman zaman soygun ve benzeri haberlerle gündem değişse dahi günümüzün gerçek gündemi şüphesiz yaklaşan cumhurbaşkanı seçimlerinde adayların kimler olacağıdır.

Sağ cenah açısından esasen hiçbir problem yok gözüküyor. Sayın Dr. Derviş Eroğlu adaylığını açıklamadan Demokrat Parti ve Ulusal Birlik Partisi’nin mutlak desteğini almış durumda....

“Barış Vizyonu” kelimesini diline pelesenk eden sol cenahta sorun açıkça kendini kaos şeklinde hissettiriyor. BKP ve TDP tabi ki bu konuda net. Onların tartışmasız adayı Mustafa Akıncı...
Ancak tarihi bir sınavdan geçen solun en büyük partisi durumundaki CTP HEM
KURUMSAL HEM DE İDEOLOJİK YANGINLARLA BOĞUŞUYOR.
BİLİYORSUNUZ ÜLKEMİZDE SAĞ VE SOL AYRIMI ÖZELLİKLE KIBRIS SORUNU ODAKLI OLARAK İKİ FARKLI ARGÜMANA DAYANMAKTADIR.

Sağcı olmanın temel meşru zemini KKTC devletinin ve dolayısı ile mevcut statükonun korunmasının ve savunmasının her türlü çıkar ve beklentinin üzerinde tutulmasıdır. Bu olgu uluslararası hukukun dışında kalınması veya toplumsal refahın yara alması ile mukayese edilemez veya ikame edilemez. Herşeye rağmen KKTC olgusundan vazgeçilemez.

ANCAK, UBP’YE MENSUP KTFF BAŞKANININ NET BİR KAZANÇ ELDE ETMEDEN KOP’A MUTLAK YAMALANMAYI KABUL ETMESİ VE SAĞ PARTİLERİN BU KONUDA BEKLENEN DURUŞU SERGİLEMEMELERİ MAALESEF SAĞCI OLMANIN MEŞRU ZEMİNİNİ DİNAMİTLEMİŞTİR.

Gelelim CTP’ye... CTP’nin söylemde olduğu gibi sosyal demokrat ve emeğin yanında olmadığı ve hatta bu konuda UBP’nin dahi gerisinde olduğunu hükümet ettiği sürece üzülerek gözlemledik. Peki CTP’li olmanın meşru zemini bugüne kadar ne idi? Tabi ki, sosyal demokrat oluşu değildi. Temel unsur CTP’nin hiçbir şekilde taviz vermez göründüğü “BARIŞ VE ÇÖZÜM VİZYON”U idi. Maalesef ve maatteessüf CTP’de artık Barış ve Çözüm vizyonunun yerini güç ihtirası, makam ve çıkar beklentileri almıştır. Bunun bariz kanıtı CTP’nin yerel seçim serüvenidir.

Yerel seçim sürecini yönetmekte başarısız olan CTP aynı tavrı Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde de sergilemektedir. Bu tavır temel ilkeleri gölgede bırakan parti içi iktidar savaşıdır ve maalesef “BARIŞ VE ÇÖZÜM VİZYON”U unutulmuştur.
CTP, her şeyin üzerinde “BARIŞ VE ÇÖZÜM VİZYONU” geldiğine dair samimi midir? Yoksa sosyal demokrat kişiliğinde olduğu gibi bu konuda da mı takiye yapmaktadır. Yani resimde görüldüğü gibi vatanı kurtarmak için CTP bir Seyit Ali Onbaşı olacak bilecek midir?. Biliyorsunuz Çanakkale Zaferi deyince akıllara gelen ilk isimlerden biri de Seyit Ali Onbaşı’dır. 1889 yılında Balıkesir’de doğan Çanakkale kahramanı 275 kg ağırlığındaki top mermisini taşımasıyla bilinmektedir. Seyit Onbaşı için vatanı kurtarmak olduğu gibi CTP içinde barışa ve çözüme ulaşmak alternatifsiz hedef olmaya devam edecek midir?

CTP için Cumhurbaşkanlığı seçimi barış ve çözüm vizyonunu hareke geçirmek temel hedef ise bu vizyonu taşıyan ve seçilebilecek bir adayı demokratik ve bilimsel yollarla belirlemesi gerekmektedir. Burada kullanılacak yöntem ile parti içi hizipleşmeler ve ihlaflara rağmen tüm partinin üzerinde mutabık kalacağı ve yerel seçimlerin aksine tüm parti ve toplumdan oy alabilecek bir kişi aday üzerinde durulmalıdır.

BU SÜREÇ İŞLETİLİRKEN DE BAŞTA MEHMET ALİ TALAT OLMAK ÜZERE MUHTELETİF ADAYLARIN HİÇBİRİ YIPRATILMAMALIDIR.

Ayrıca, anayasa referandumunda yapılanın aksine bu süreçte neden tekrar Mehmet Ali Talat’ın veya başka birisinin aday olduğu başta partililer olmak üzere topluma anlatılmalı ve doğruluğu kavratılmalıdır.

Elbette CTP’nin oyu tek başına Barış ve Çözüm vizyonunu Cumhurbaşkanı makamına taşımaya yetmez. Bunun için de sol cenahın samimi ittifakı gereklidir.

BUNDAN DA ÖNEMLİSİ, CTP’NİN “BARIŞ VE ÇÖZÜM VİZYON”U TAŞIYAN PARTİ DIŞINDAN BİR ADAYI DESTEKLEME KARARI ALMASI SON DERECE DOĞAL OLACAKTIR. ÇÜNKÜ ONLARIN SÖYLEMİNE GÖRE ESAS OLAN BİR CTP’LİNİN CUMHURBAŞKANI OLMASI DEĞİL BARIŞ VE ÇÖZÜM VİZYONU TAŞIYAN BİR KİŞİNİN CUMHURBAŞKANI OLMASIDIR.

SON SÖZ: BARIŞ VE ÇÖZÜM BAHANE, MAKAM KOLTUĞU ŞAHANE…