Gazetemizde bugün yayımlanan bir haber, siyasetin her hükümet değiştiğinde attığı taklaları göstermek için ideal bir örnek.

Biliyorsunuz; Yedikonuk Belediyesi son seçimde 8 yıllık başkanına güle güle dedi. Halk tercihini bir başka adaydan yana kullandı, buna diyecek bir şey yok.
Ne var ki olan belediyeye iş yapan kişiler belediye başkanının değişmesiyle mağdur oldular.

Emek çekmişler yapmışlar, ödenmiyorlar.
Sebep, yeni başkanın ödemeleri usulsüz bulup, Sayıştaya havale etmesi!
Aklın vicdanın alacağı şey değil. Sezen yaptırdığı için muhatap o. Ancak kimse sormuyor Sezen bunları evine mi yaptırdı diye…
Zaten şikayetler üzerine Star Kıbrıs’ın aradığı Sezai Sezen de eğer yolsuzluk yapılmışsa cezanın kendisine kesileceğini, belediyeye ihale kazanarak iş yapan firmaların mağdur edilmesinin anlamsız olduğunu söylüyor. Yeni yönetimin intikam ve öç alma duygusu ile hareket ettiğini kendi maaşını dahi ödemediklerini savunan Sezen, mahkemeye başvuracağını vurguluyor.
Bu haklı, bu haksız demek yanlış. Şu an yapılan tezvirat her seçilmişin sabıkası aslında.
Birgün önce eleştirdiği ne varsa, seçildiği günden itibaren hayata geçiriyor seçilmişler.
Liyakata dayalı olmayan atamaların haksızlığından dem vuranlar, geldiklerinde bırakın balı tuttukları parmaklarını yalamayı, kavanoz kucaklarında geziyorlar.
Siyasi münhalleri kıyasıya eleştirenler, üç gün sonra alenen “kusura bakmayın. Biz bunlara –partililerimize- seçilirken söz verdik, işe alacağız” diyebiliyorlar.
Devlette devamlılığın esas olduğunu, birinin yaptığını bozmanın, diğerine çalım atmak olduğunu sananlar yüzünden geri gidiyor bu ülke. Sabah akşam düzeni eleştirenler, bu düzeni oluşturanların arasında olduğunu düşünemiyor nedense.
Değiştirmek mi? O zor işte… Böyle gelmiş böyle gidecek gibi görünüyor.
Ve her daim olan vatandaşa olacak gibi…