Gerçekler detaylarda saklıdır. Detaylara ve tüm bilgilere bakmadan edinilen algı sadece aldatıcı olur.
Bu düşünce ile okurumuzun bize gönderdiği değerlendirmeleri, araştırıp size aktarırken biraz uzun bir metin gibi görüksede, sadece yüzeysel bir iddia ve veya karalama olmadığının belirtisi içeriği korunup size aktarılan okuyucu metnindedir . Aşağıda metnin somn bölümüdür!
’İkinci perdenin açılışı ile birlikte gelelim Banka teminatı Konusuna.
Okuduklarımızdan öğrendik ki, 120.000 metrik ton olan arpa ihalesinin bir geçici teminat, bir de kati teminat kısmı vardır.
Yine öğrendik ki, şartnameye göre, katılımcı firmalar teklif verebilmek için 120,000 metrik ton X teklif fiyatı X %3 = ÇIKAN RAKAM kadar geçici teminat ve ihale sonuçlandırılırsa 120,000 metrik ton X teklif fiyatı X %5 = ÇIKAN RAKAM kadar kati teminat vermek zorundadırlar.
Okuduklarımızdan öğrendik ki, katılımcılar ikiye ayrıldı; kurumdan alacağı olanlar ve kurumdan alacağı olmayanlar.
Kurumdan alacağı olanlar , bu alacaklarını kuruma bloke ettirmek sureti ile kurumdan olan alacak , adını nerden buldularsa, ‘’onaylı belge’’ denilen bir belge ile geçici teminat yerine kullanabilecekler.
Kurumdan alacağı olmayanlar ise, Bankalardan temin edecekleri Banka Teminat mektubu vererek bu zorunluluğu yerine getireceklerdir.
Bu doğrumudur ? Doğrudur !
Ancak burada da Toprak Ürünleri Kurumu duvara tosluyor.
Okuduklarımızdan öğrendik ki , Firmaların bazıları bu alacaklarını Toprak Ürünleri Kurumuna bloke edemezler, çünkü bankalardan kullandıkları kredi limitleri için bu alacaklarını kreditör bankalara TEMLİK (devir) ettiler.
Bilindiği üzere temlik (devir) edilen alacak, artık devir edenin değil, devir alanındır.Bunu da bankalarmıza sorarak öğrendik, sağ olsunlar bilgi dağarcığımız biraz daha doldu.
Ancak, bilinmeyen bir sebepten, Toprak Ürünleri Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı, günlük yayınlanan bir gazeteye verdiği yanıtta, üç firmanın her biri ile 40,000 metrik ton arpa vermesi için anlaştıklarını ve teminatların da usülünde verildiğini söylerken bu teminatların 40,000’er ton için olduğunu ve 120,000 ton için olmadığını söylemeyi unutmuştur. Bu usülünde verildi kelimeleri ile neyi kast ediyor ?
Hade bu usülü belgeleri ile ispat et !
Basına , firmalara göre versin şu TÜK’ün borç miktarlarını. Yoksa vatandaş ,ya da Sayıştaylık mı bulsun diyorsunuz ? Hani şeffaftınız. Soralım bakalım KKTC’deki bankalara, ....bu firmalar müşterileri ise, TÜK’teki bu alacaklarının ne kadarını temlik ettiler ? Tamamını mı yoksa bir kısmını mı ?
Yine, unutkanlıktan olmalı, bu üç firmanın da kurumdan alacağı olduğu ve bu alacaklarının temlik edilmeyen kısımlarının 120,000 ton için bloke etmeye yeterli olmadığını söylemekten de kaçınmıştır.
Bunun için mi sadece 40,000 metrik tonluk miktarlara denk gelecek şekilde bloke alınıpgeçici teminat şartı usülüne uydurulmuştur ?
Yani, daha önceden kararlaştırıldığı açık olan bu şaibelerle dolu ihalede , teminat mektupları meselesine de bir kılıf uydurulmak istenmiştir.
İhaleye katılan veya katılmak isteyen diyer kişiler ve firmalar da bu kompasa alet edilerek istismar edilmişlerdir.Bu nedenle de meşru haklararına halel gelmiştir. Onlar büyük masraflar yaptırılarak dolgu maddesi olarak kullanılmışlardır. Sadece bu firmaların değil, tüyü bitmeyen yetimin, hayvancının, kırmızı et tüketenin, kasabın, vergi verenin, seçmenin velhasıl tüm KKTC halkının haklarına halel gelmiştir.
Kamu çalışanı olan efendiler, maaş ve itibar böyle mi hak edilir. Tacir olan firmalar, para böyle mi kazanılır? Kar böyle mi yapılır ?
Geçtiğimiz mubarek ramazan ayında, bazı takiyeci firma sahiplari ve kamu çalışanları oruç da tutuyorlar, iftar da açıyorlar, hatta iftar yemeklerine gidiyor ve hatta iftar yemek davetleri de veriyorlar.
Yukarıdakini bile aldatmaya çalışmaktan çekinmiyorlar.
Yukarıdaki gonnara mı yer, yoksa olup biteni dünya ve ahiret’te mi sonuçlandırır hep birlikte göreceğiz.
Saf ve temiz hayvan üreticilerimiz, vergi verenlerimiz, seçmenlerimiz ve partililer, daha görülecek çok şeyin olduğunu, Toprak Ürünleri Kurumu ve bunun gibi devlete bağlı , hangi partiden olursa olsun siyasi bürokratların yönetimindeki kuruluşlarımız vasıtası ile öğreneceğiz.
Yapay gündem yaratarak, sahte resimler öne sürerek, resmin arkasını görmemize engel olduklarını sananlar, çok yakında durumun böyle olmadığını başlarını duvara çarpa çarpa görüp öğreneceklerdir.
Allah razı olsun! KKTC’ deki pahalılığın nedenlerini ve aylık bütçemizi neden bir türlü denkleştiremediğimizi görüyor, öğreniyor ve anlıyoruz.
Öğreniyoruz ve öğrendikçe, halkın hizmetlisi olması gereken bürokrasinin bu kokuşmuş , yeteneksiz ve ehliyetsiz kanadından, kurtulmanın yolunu da arayacağız. Aradığımız için de bulacağız.
Hem de şimdi. Bunu , yani kurtulma işini dün yapmalıydık, yavaş davrandık ancak geç değildir, elbirliği, gönülbirliği , akılbirliği ve dayanışma ile yarın , belki de daha yakın bir zamanda yapmalıyız ,yapacağız.
imza
İSMİ SAKLI OKUR’’
Belli ki, okuyucu oldukça dikkatli hazırlamış yukardaki yazı ve değerlendirmelerini.
Evet, resim hem karışık, hiçbir kural uygulanmamış, hem de çok net!
Bu devlet 2 kuruş hesap olan bir yerde işi yüzüne gözüne bulaştırmadan yapamıyor.
Nereye kadar devam edecek bu anomaliler! Bu yazı yayınlanırken hala daha ilgili bakanlık bir bilgi veya açıklama, yalanlama veya bu yazıda varsa yanlışları belirtmedi!
Tam tersi bu arada daha başka kurumlar hakkında neler iletildi neler.
Onları da değerlendirip sizlerle paylaşacağız.
AÇIKLIK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK TÜM KAMU, VAKIF ve KOOPERATİFLERİN SORUMLULUĞU, YÖNETİM KURULLARI ÜYELERİNİN DE YASAL YÜKÜMLÜLÜĞÜ ve BOYNULARININ BORCU DUR!