“ÇÖZÜMSÜZLÜK FAYDA GETİRMEZ”

Eski Rum Hükümet Sözcüsü StefanosStefanu, Rum tarafı olarak Türkiye ile ciddi bir sorunla karşı karşıya gelmek istemediklerini söyledi

Nupelda KARABUĞDAY

Eski Rum Hükümet Sözcüsü StefanosStefanu, Rum tarafı olarak Türkiye ile ciddi bir sorunla karşı karşıya gelmek istemediklerini söyledi

Müzakerelere Talat ve Hristofyas’ın uzlaşıları üzerinden devam edilmiş olsaydı bu kadar derin ayrılıklar yaşanmayacağını söyleyen Eski Rum Hükümet Sözcüsü StefanosStefanu, gelinen noktada müzakerelerin sadece askıya alındığını ve Türkiye’nin gemilerini geri çektiği an kendilerinin de görüşmeye devam etme arzusunda olduklarını belirtti. Çözümsüzlüğün her iki tarafa da hiçbir fayda getirmediğine vurgu yapan Stefanu, sorunun çözümü halinde doğal zenginliklerin de her iki tarafa eşit şekilde paylaşılabileceğini aktardı. Müzakerelerin yeniden başlaması için Türkiye’nin adımını beklediklerini anlatan Stefanu, “Rum tarafı olarak, bizim Türkiye ile ciddi sorunla karşı karşıya gelmemiz tercihimiz değildir, çünkü Türkiye büyük bir devlettir. Ancak Türkiye de anlaması gerekir ki Kıbrıs sorununun devamı Türkiye için de faydalı değildir” şeklinde konuştu.

“AYRILIKLAR DERİNLEŞİYOR”
ADA TV’de Erkan Eğmez’in sorularını yanıtlayan Eski Rum Hükümet Sözcüsü Stefanu’nun sözlerinden öne çıkan çarpıcı detaylar şu şekilde; “Hükümet sözcülüğünü bıraktığım yerden bugüne kadar çok şey değişti. Öncelikle müzakereci değişti Anastasiadis geldi. Ortak açıklama ile de ayrılıklar derinleşti. Özellikle Talat-Hristofyas uzlaşısı üzerinden devam etmiş olsaydı görüşmeler daha uzlaşmalar olabilecekti. Çok olumlu değil. Talat-Hristofyas konusunda yakınlaşılan konular vardı o konular üzerinden devam edilmesi gerekirdi. Maalesef bu noktada değiliz. Ayrılıklar daha da derinleşmeye maalesef devam ediyor. Gelinen noktada şuanda görüşmeler kesilmedi ama askıya alındı. Bizim özellikle Rum tarafı olarak askıya alınmış müzakerelerin başlayabilmesi için Türkiye’nin adım atması gerekir. Ancak o şekilde müzakereler başlayabilir. Başlayamazsa da yakınlaşma veya çözüm olması mümkün değildir.”

“KIBRIS’A AİT BİR ZENGİNLİK”
“Özellikle müzakerelerin askıya alınması konusunda tüm siyasi partiler ortak bir açıklama yaptı ve müzakerelerin askıya alınması istendiği için Anastasiadis onun üzerine açıklama yaptı. AKEL bu konuda müzakerelerin kesilmesine karşıydı, ancak askıya alınmasında hepimiz hemfikirdik. Türkiye’nin savaş gemilerini buraya göndermesi ve doğalgaz açıklaması zora sokuyordu. Bunun olabilmesi için Türkiye’nin adımı gerekir. Aldığı kararı ertelemesi gerekir. Doğalgaz ve petrol Kıbrıs’a ait bir zenginliktir. Bu zenginlikten Kıbrıslı Türkler ve Rumların faydalanması gerekir. Bu ancak bir anlaşma ile gerçekleşebilir.”

“HELEN DEVLETİ DEĞİLDİR”
“Hristofyas, Kıbrıs Cumhuriyeti, Helen devleti değildir demiştir. Evet doğrudur. Kıbrıs Cumhuriyeti bir ortaklık cumhuriyetidir. Rumlar ve Türklerden oluşan eşit siyasi ortaklık devletidir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin maalesef Helen devleti olduğunu da düşünenler var. Kıbrıs Cumhuriyeti bir ortaklık Cumhuriyeti’dir. Temelde ayrılık şundan kaynaklanıyor; 1964’ten itibaren Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Rumlar yönetmeye başladıktan sonra doğan insanlar Türklerle ortaklık yaşamadıkları için bu devleti Helen devleti sanıyorlar. Ama öyle değildir. Bu bir ortaklık devletidir. 1974’ten sonra Helen algısı daha da oturdu. Ama bu doğru bir algı değildir.”

“CİDDİ BİR SORUN”
“Türk tarafının hassasiyeti var, hem masada müzakerelerde olacağız hem de Rum tarafı özellikle doğalgaz ve petrol konusunda yeni kazılar başlatacak. Bu Rum tarafının zaman kazanmaya çalıştığı algısını yaratıyor Türk tarafında. Bizim özellikle Hristofyas-Talat uzlaşılarında doğalgazın ayrı bir maddesi var. İki tarafın da konu üzerinde birlikte çalışacağı, Kıbrıs sorunu çözümlenebildiği takdirde paylaşımın taraflara karla yüzdelik olarak kalacağı anlaşılmıştır bu konuda. Bu, sorunun çözümünden sonra olabilecek bir gerçekti. Bir çözüm olmazsa doğalgaz sorununun da ayrı bir sorun haline geleceğini biz de belirtmiştik. Bu ciddi bir sorundur.”

“DENİZLERDE OLAN ZENGİNLİK DEVLETE AİTTİR”
“1963’te olan olaylardan sonra 1964’te BM’yi Kıbrıs’ta devlet olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni temsilen tanıdı. Uluslararası haklar Kıbrıs Cumhuriyeti’ne verildi. Denizlerde olan zenginlik devlete ait olarak belirleniyor BM’de geçen kararla birlikte. Bu zenginlikler Rumlar kadar Türklere de aittir. Bu da bir anlaşma ile gerçekleştirilebilir. Bir anlaşmanın bu yüzden ivedilikle olması gerektiğini düşünüyoruz. Kıbrıslı Türkler ve Rumlar bu şekilde ancak temsil edilebilir.”

“GÖNÜL ARZUEDER Kİ ANLAŞMA OLSUN”
“Doğalgaz araması ve petrol araştırmayla ilgili olan konuda tabiiki gönül arzu eder ki bir anlaşma olsun ve bu anlaşma neticesinde doğal zenginlik iki tarafa da eşit paylaşılsın. Özellikle Avrupa Birliği’ne Kıbrıs Cumhuriyeti üye olduğu zaman Türk tarafı itiraz ediyordu. Ama uluslararası haklar, uluslararası siyaset bunu bu şekilde söylemiyor. Ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tek olarak tanıyor. Bu doğalgazla ilgili doğan krizler ancak federatif çözümle halledilebilir. Taraflar bu şekilde faydalanabilir.”

“ÇÖZÜMSÜZLÜK FAYDA GETİRMEZ”
“Türkiye’nin şuandaki duruşunu iyi değerlendirmesi lazım ve bir değerlendirme yapması lazım. Diğer bir gözden bakması gerekir. Kıbrıs sorunu devam ettikçe bu sorunun ne Türk ne de Rum tarafına bir faydası yoktur. Rum tarafı olarak, bizim Türkiye ile ciddi sorunla karşı karşıya gelmemiz tercihimiz değildir, çünkü Türkiye büyük bir devlettir. Ancak Türkiye de anlaması gerekir ki, Kıbrıs sorununun devamı Türkiye için de faydalı değildir. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki, bu çözümsüzlük iki tarafa da hiçbir fayda getirmez.”
Bu haber 137 defa okunmuştur
  • LONDRALI U.K ince  NY - 25.10.2014 'DEVENIN KULAGINDAKI SINEK' kucucuktur ama koca devenin de midesini her seferinde bulandirir.
  • LONDRALI  U.K - 25.10.2014 STEFANOS BOYLE KAFAYNAN GIDERSENIZ HAPI YUTTUNUZ , AYVAYI YEDINIZ DEMEKTIR . SIZ KIIIM ? TURKIYE KIM .. DEVENIN KULAGINDAKI SINEK ..

:

:

:

:

DİĞER HABERLER