Düşündüklerim… Yaşadıklarım…

' hepimiz UMUT ağacının bir dalına asılıyız...'

' hepimiz
UMUT ağacının bir dalına
asılıyız...' /Ayşe TURAL

ÖYLE GELİVERİR SONBAHAR...
Hiç yoktan, ansızın bir rüzgar çıkar... Bir bulutu katar önüne, getirir, güneşin yüzüne tülünü örter... Ağaçlar soyunmaya koyulur... bir yaprak düşer... bir yaprak daha... yaprak dökümü... Öyle gelir SONBAHAR...
Dökülen, oradan oraya savrulan yapraklara bakarken içim ürperir yavaştan... Derinden derine sonbaharı koklarım... Sonbahar sarı kokar... çokça da kahverengi... ara sıra şımarır... elini yeşile de uzatır...
Hoş geldin sonbahar... Haydi gel, tut elimden...
Hafifçe, üşür gibi olurum. Kendime sarılırım önce, omuz başlarımı ısıtmaya çalışırım... Sandalye arkasındaki şalıma uzanırım... Tıpkı bir sevgiliye sarılır gibi sarılırım ona, yumuşacık...Ruhum ısınır sanki adım adım...
Geçmiş sonbaharlar düşer aklıma... Gözlerimi kapatıp içlerinde bir şeyler ararım... Bana ait... hem çok yakın... hem de bana çok yabancı... unuttuğum yüzler düşer aklıma... hatırladığım sesler bir de... biraz hüzün kokan sayfalarına baksam hayatımın, diye düşünürüm...
Vazgeçerim... Hayatın altın ipliklerine tutunmak varken... hayata gülümsemek varken...
En iyisi YAŞAMIN BÜYÜSÜNÜ bozmadan ÇÖZMEYE çalışmaktır, diye mırıldanırım...

ruhum gölgesinde HUZURun
sevdanın güneşinden
kaçıyor durmadan.../ (Ayşe TURAL

BENCİLLİK YALNIZLIĞA GÖTÜRÜR...
Sadece kendini düşünen, kendi çıkarları doğrultusunda kararlar üreten insanlara hep rastlamışsınızdır... Onların rahatı, onların çıkarları, onların lüksü hep önde gider...
Böyle kişilerde ' özgüven' eksikliği kokusu almışımdır hep... Kişiliklerinde oturmamış bir şeyler vardır. Kimseleri beğenmezler, herkese dudak bükerler. Oysa insan denilen varlık tek başına yaşayamaz. Her zaman çevresindekilere ihtiyaç duyar. Başkalarını küçümsemek, onları kendimizden uzaklaştırmak anlamına gelir...
Bir gün yapayalnız kaldığımızda aklımız başımıza gelir... Gelir ya o zaman da iş işten geçmiş olur...
Oysa hayatı paylaşmaktır, yaşamak...
En çok da SEVMEKtir yaşamak...

' sen gün batımısın
bense yeni doğuşlara TUTKUN
boşuna çağrılama, gelemem...' /Ayşe TURAL

YALNIZLIK VE SEN...
Yalnızlık, yanında SEN diyeceğin birinin olmaması demektir...
Saçını bir el okşamayalı ne kadar oldu, düşündün mü?
Birisi için süslenmeyi, onun için heyecanlanmayı da unutmuşsundur, ihtimal...
SEN diyeceğin birisi için bir fincan kahve pişirmeyeli ne kadar oldu?
Şöyle kadehini 'şerefe' diye en son ne zaman kaldırmıştın?
Ne zaman seni biri sıcacık kucaklamıştı?
Düşün ve anla...
Aslında AYRILIK, bütün SENleri de hayatından alıp götürmüştür...

ANLAT BANA
yalnızlık nasıl paylaşılır
gece uzatırken ellerini sabaha...
bir dilim ekmek gibi
bölüşülür mü tam ortasından...
satır aralarında neden saklanamaz
cam kırığı hüzünler...
yağmursuz bulutlar ne işe yarar
gözyaşına susamışsa yürekler...
anlat bana ne olur
bölünmüş saatlerin ortasında
ne arıyorsun... /Ayşe TURAL

' yüreğimin baharına
kelepçeler takma
MÜEBBET olmasın aşkın...' / Ayşe TURAL

ŞİİR VE YAŞAMA SANATI
Şiir hayatın güzel tarafıdır, inceliğidir, dantel dantel işlenen yanıdır. Aşktır, sevgidir, bir bakıştır. Özleyiştir, bir parça hüzündür. Bir damla gözyaşıdır, yanaklarınızdan sessizce süzülen… Bir elvedadır, bir yalvarıştır, bir çığlıktır duyulmayan…Yüreğinize ince ince dokunmaktır…Yaşama yeniden gülümsediğiniz anlarda UMUTtur… Daha ne olsun…
Şiirle kolkola yürürse yaşamak, işte o zaman daha bir anlamlanır, daha bir güzelleşir. Sanatların en üstünüdür YAŞAMA SANATI…

' GÖNÜL SOFRASI böyle bir şeydir işte...
Sunduklarınıza bir de sevginizi eklerseniz; konuğunuz tıka basa doyar, mutlulukla kalkar sofranızdan... Eteğindeki sevgiyi de bereket olarak bırakır, başkalarına da sunmanız için...'
Ayşe TURAL

AÇGÖZLÜ
Karnı aç olur doyurursun
Çıplak olur giydirirsin
Parası olmaz verirsin
Peki
Ya gözü aç olursa?
Bırak
Onu da TOPRAK doyursun.../Ayşe TURAL

BİRİNİ AFFETTİĞİMİZ ZAMAN / ASLINDA / KENDİMİZİ AFFEDİYORUZ...
Yaşam hem çok basit ve anlaşılır hem de çok karmaşık... Olaylar ve durumlar karşısında şaşkına döndüğümüz, nasıl karar vermemiz gerektiğini bilemediğimiz zamanlar olur...
Özellikle böyle durumlarda çok dikkatli olmalıyız, diye düşünüyorum ben...Zaman zaman hepimiz hatalar yaparız, yapmışızdır... Bunları sürgit etmenin başa kakmanın ne bize ne de karşımızdakine faydası olmaz... Sadece zaman kaybıdır... İş, zaman kaybıyla da kalmaz aslında İNSAN kaybına da neden olur....
İşin başında küçük bir bağışlama ile kazanabileceğimiz insanı TAMAMEN kaybedebiliriz de... Bence en önemli nokta burada... Amacımız insan kazanmak mı, yoksa elimizin tersiyle onu silivermek mi?
Bence böyle olaylarda dönüp kendimize bakmak en doğru davranış biçimi olacaktır. Bizim hatalarımız yok mu? Kim bilir ne olmayacak işlerde ne çamlar devirmişizdir... Ne kadar yanlışlarımız olmuştur da bize yol gösterenler olgunlukla karşılamıştır...
Bence birini affedeceğinizde, bakın, aslında siz kendinizi affedeceksiniz... Büyük bir yükten kurtulacaksınız... Karşınızdaki kişiye bir ŞANS daha vereceksiniz... Belki de size verilmemiş olan şansı siz başkasına vereceksiniz... NE BÜYÜK MUTLULUK...


ÇIFIT ÇARŞISI
için hep
birileriyle uğraşıyor
sen
kıskançlıktan
fesatlıktan başka şey
bilmez misin?
işte bu yüzden
ÇIFIT ÇARŞISI gibisin.../Ayşe TURAL

ANILARA YAZILMAK...
Anılarımızda birileri olur hep... Çoktan yok olmuş, hayatımızdan çekip gitmiş birileri... Elimizden tutup bizi gezmeye götüren, gözlerinin içi sevgiyle gülen dedemiz... Güzel masallar anlatan mahallenin Hanife Ablası... İlkokul öğretmenimiz mesela... oyun arkadaşımız... komşunun kedisi... yerine kocaman apartman dikilmiş erik ağacı...
Bir an aklımıza gelince burnumuzun direği sızlamıştır...Derin bir iç geçirmişizdir...İyi ki onları tanımışızdır... Hayatımızda bir yere dokunmuşlar demek ki...hem de derin bir yere...
Aslında biz de başkalarının anılarında yer etmişizdir... Biriyle kahve içmişizdir mesela... unutamadıkları öyküler anlatmışızdır... çocuğunun sorunuyla ilgilenmişizdir... çocukken bez bebeklerine elbiseler dikmişizdir... gözlerinin içine bakarak içini dökmesini sağlamışızdır...elini kesen çocuğun parmağını sarıp gözyaşını silmişizdir, başını okşamışızdır...sıkıntılı olduğu zamanlarda dert ortağı sırdaşı olmuşuzdur...
Tanımadığımız birine içten bir MERHABA demişizdir, gülümsemişizdir... O gülüşe o an çoook ihtiyacı vardır... Öyle yer etmiştir ki yıllar sonra bile bize hatırlatır... Biz unutup gitmişizdir, oysa...
Anılarında başköşeye kuruluvermişizdir ama haberimiz bile olmamıştır... Ne güzel değil mi? Hep güzel olalım, hep sevgi dolu olalım... O köşelerde, kalplerde yerimiz bulunsun...


BERABERLİK
bir üçgenin bir köşesinde sen
bir köşesinde ben
altıgen yaptım
yine ayrı düştük
dikdörtgene çevirdim, olmadı.
piramit yaptım, tepede kaldın.
sonunda bir çember çizdim.
nerede olursan ol
yine beraberiz... / Ayşe TURAL

HEP HAYALLERİNİZ OLMALI.../ ASLA ONLARDAN VAZGEÇMEMELİSİNİZ...
Yaşama anlam katan, onu çekilir hale getiren, hatta onu renklendiren tek şey hayallerimizdir diye düşünüyorum...Kimin söylediğini şimdi hatırlamıyorum ama bir düşünür ' İnsanı diğer canlılardan ayıran şey tebessümden ziyade HAYALDİR.' demiş.
Bizi başarıdan başarıya ulaştıran düşüncedir HAYAL...
Hayal ederek yaratılır her şey... Örnek mi? Jules Verne'in kitaplarındaki denizaltılar, aya seyahatler, arzın merkezine ulaşmalar... Hayal etmesi ondan yaratması araştırmacılardan olmuş...
Hayal, en önemli mutluluk sebebimizdir...Daha elde etmeden bize verdiği hazzı düşününce insan, koşarak gidiyor birinin ardından...Yaşayacağı mutluluğun hayali cihana değer...
Tanışıyorsunuz... Bakıyorsunuz... Gülümsüyorsunuz... Ardından hayal gücünüz üretmeye başlıyor... Daha dokunmadan, tanımadan hayaller kurmaya başlıyorsunuz... daha ... daha ötelere uzanıyor hayalleriniz... sonraki adımları yapılandırıyorsunuz...
Güzel hayaller, güzel günler getiriyor size... Elbette bu konuda inanmalısınız, kendinize ve karşınızdakine...Haydi güzel hayaller kurarak gidin yatağınıza...Yürekten inanın... YARIN DAHA GÜZEL BİR GÜN OLACAK....

ÖNCESİZ ZAMANLAR
şimdi uzaklardasın
hem de çok uzaklarda...
tipiler sarıyor yüreğimi
telefon tellerine
karlar yağıyor...
yüreğim üşüyor özleminden
al, ısıt ellerimi avuçlarında...
zamanları bölüyorum
senden öncesi
yok oluyor
senden sonrakilerse belirsiz
kayıplarda...
yağmurlar düşüyor saçlarıma
uzat ellerini
çöz duygularımı
dudaklarımdan iç
damla damla özlemimi...
gel seninle
öncesiz sonraları yaşayalım
bitimsiz baharlar gibi...
güz ikindilerimin güneşi ol
ne olur!
düşlerimizin güzelliği
bizi sarsın derinden
aşk masalımızı fısılda kulaklarıma...
öncesiz zamanları yaşayalım ikimiz.../ Ayşe TURAL

DUYAMIYORUM...
' Duyamıyorum... Duyamıyorum...Sizi duymam için önce gözlerime bakın... Ellerimi tutun... Sonra da yüreğime dokunun...
Bana acımayın... Sadece yardımınıza, korumanıza ve kollamanıza ihtiyacım var... Okumalıyım, bilgilenmeliyim...
Bir MESLEK edinmeliyim...
Toplumda ben de SÖZ SAHİBİ olmalıyım...
Yaşamımı sürdürecek BİLGİ, BECERİ ve davranışlar geliştirmeliyim...
Bunu da iyi bir EĞİTİM alarak SEVGİ ve İLGİNİZLE başarabilirim...'
Bu sözler, onları yakından tanıyan bana ait...( Dokuz yıldır manevi anneleriyim...)
Hepimizin ortak bir sorumluluğu var:
Onlara biraz daha İLGİ, biraz daha ÖZEN...
Yaşamın içinde DESTEKLEYİCİ- YÜREKLENDİRİCİ davranışlar...
Bol bol da SEVGİ gerekir diye düşünüyorum...

ANI

Gözümü kapasam
Akşam sefaları
Bir el tutamı ötemde
Mis gibi toprak
Yeni sulanmış
Nazında akşamın
Mor zambaklar...
Bir düş ortasında çocukluğum.../ Ayşe TURAL
DOLUNAY
Balkona çıkıyorum... Gece mis gibi çiçek kokuyor... Yasemin kokuyor... Gecetüten kokuyor... Aslında gece kokuyor...
Bir gece kuşu ötüyor ansızın… Bir diğeri uzak bahçelerden ses veriyor ona... Lacivert gökyüzünde dolunay öyle ışıklı ki...
Yıldızlar mı ? Göz kırpıyorlar... Yıldızları saysam... Saysam... Yıldız saymaktan yorgun düşsem... Gecenin koynunda derin bir uykuya dalsam diyorum...

Bu haber 2840 defa okunmuştur

:

:

:

: