Merhabalar sevgili okurlar. Bu haftadan itibaren, bana ayrılan bu köşede, turizmle ilgili yazılarla sizlerle buluşacağım. Turizmin ne olduğundan, temel yapısından, neleri, başka ülkeleri nasıl etkilediğinden ve bulunduğu ülkeye etkisinin ne olduğundan, ülkemizde turizmin nasıl yapıldığına, ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısına ne gibi etkileri olduğunu sizlere anlatmaya çalışacağım.

Bugunkü yazımda, öncelikle, sizlere turizmin kısaca tarihçesinden bahsedeceğim ve turizmin nasıl doğduğunu anlatacağım.

İnsanlar varolduklarından beri seyahat etmektedirler. M.Ö 3500’lü yıllarda, Mezapotamya’da tekerleğin bulunmasıyla, seyahatler çok kısa mesafeden daha uzun mesafelere çıktı. Ve bu da seyahat tarihinin başlangıcı olarak sayılabilir. Bu yıllar içerisinde insanlar takas yöntemi ile yiyecek-içecek alışverişine başlamışlardı. Bu sebeple yol kenarlarında konaklama yerleri oluşturmaya başladılar.
Seyahat tarihinde ilk önemli gelişme ise eski Yunan’da M:Ö 700 yıllarında olimpiyat oyunlarının başlaması ile olmuştur.
Dönemlere göre turizmi incelediğimizde, Mısır İmparatorluğu döneminde turizmin başladığını görebiliriz.
Mısır İmparatorluğu Dönemi: Milattan önce 3100 ile milattan önce 1166 yılları arasında Mısır İmparatorluğu zamanında insanlar, yeni merkezlere, İmparatorluklarını ulaştırabilmek için yollar yapıp, gezmeyi kolaylaştırmışlar, konaklama yerleri inşa etmişler, festivaller ve spor karşılaşmaları düzenleyerek kitle hareketleri oluşturmuşlardır. Cetvel bu devirde bulunmuş ve grafitiler, yani yol işaretleri gene bu devirde kullanılmıştır. Bunlar turizmi giderek kolaylaştırmıştır.
Yunan İmparatorluğu Dönemi: Milattan önce 2600 ile milattan önce 1450 yılları arasında, Yunan İmparatorluğunun çok geniş bir alana yayılması ve denizciliğe önem vermesi sonucu, deniz aşırı yerlere kolayca ulaşmaları, turizm hareketini artırmıştır. Eski Yunan’da Olimpiyat oyunları sonucu daha büyük kitleler seyahat etmiştir. İş, din, spor, entelektüel ve eğlence amaçlı dolaşımlar artmıştır. Yunan İmparatorluğunda bulunan her şehirde, bu dolaşıma cevap verebilecek konaklama ve eğlence merkezleri kurulmuştur. Bu şehirlerde ziyaretçileri karşılayacak, onlara yardımcı olacak, bugünkü manasıyla tur rehberi olan, “proxenos” denilen kişiler bulunmaktadır

M:Ö 1100-800 yılları arasında Asur ve Pers imparatorlukları zamanında yol yapımında ilerleme gösterilmiş,dört tekerlekli arabalar kullanılmaya başlanmış ve savaş amaçlı uzun mesafelere gidilmeye başlanmış.
M.Ö 753-476 yılları arasında Roma İmparatorluğu döneminde turizm daha çok ivme kazanmıştır,bu dönemde 67,000 mil ve bin grostonluk gemiler yapmışlardı.
Karanlık çağa gelindiğinde ise; M.S 400 ile 1000 yılları arasında ve 1000 ile 1400 yılları yanı Orta Çağda etkin olan Roma Katolik kilisesi, insanların, dünyevi eğlencelerden uzak durup, zamanını çalışmak ve ibadetle geçirmesi gerektiğini savunur. Tüm eğlence ve konaklama yerleri kapatılır, insanlar sadece dini sebeplerden dolayı ve Haçlı seferleri için dolaşmışlardır.
Yeni çağ a gelindiğinde ise 1750-1914 arası; Bu tarihlerde sanayi devrimi gerçekleşmiş, ilk olarak buhar makinesinin yapılmasıyla, 1. Sanayi devrimi gerçekleşmiş ardından ise 1856 yılından itibaren çelik, petrol ve elektriğin gelişmesiyle turizm hızla ivme kazanmıştır.
Yakın çağa, günümüze geldiğimizde ise artık yollar gelişmiştir,kara,hava ve deniz ulaşımı kolaylaşmıştır. İnsanlar, iş yaşamlarında birçok yasal hak kazanmıştır, örneğin tatil hakkı gibi ve bu da turizmin gelişmesine önemli etken olmuştur.

Sonuç olarak turizm herhangi bir yerin sosyolojik, ekonomik ve kültürel yapısını etkilemektedir. Bazen olumsuz etkileyebilse de, genelde olumlu yönde etkiler sağlamaktadır. Turizmin tarihsel gelişimine baktığımız zaman, temelinde yatan esas konunun, MERAK olduğunu görürüz…