İş Adamı Gözüyle KKTC’ ye Yatırım

Değerli Star Kıbrıs okuyucuları, bu hafta sizlerle Türkiye’ nin önemli iş adamlarından ve 1998-2008 yılları arası DEİK Türk-Çin iş konseyi başkanlığı yapmış ve şuanda başkan yardımcılığı görevinde bulunan Sayın Yavuz Onay ile internet üzerinden gerçekleştirdiğim mülakatı paylaşmak istiyorum.

Değerli Star Kıbrıs okuyucuları, bu hafta sizlerle Türkiye’ nin önemli iş adamlarından ve 1998-2008 yılları arası DEİK Türk-Çin iş konseyi başkanlığı yapmış ve şuanda başkan yardımcılığı görevinde bulunan Sayın Yavuz Onay ile internet üzerinden gerçekleştirdiğim mülakatı paylaşmak istiyorum. Sayın Onay ile 2003 yılında İstanbul’ da yüksek lisans yaparken tanışma fırsatına sahip olmuştum.

Soru: Yavuz Bey, internette sizin hakkınızda çok sayıda haber mevcut fakat sizin ağızınızdan kısaca Yavuz Onay’ı tanıyabilir miyiz?

Aslında internettekinden farklı bir şey yok. Doğum tarihim ve mezun olduğum okullar aynı 1983 yılı Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Çin Dili ve Edebiyatı mezunuyum ve ardından Çin Halk Cumhuriyet’i Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Çin’e yüksek lisans yapmaya gittim. 5 ay Beijing Yabancı Diller Yüksekokulunda bulunduktan sonra diğer iki yıl Shanghai’da 200 yıllık Fransızlar tarafından kurulmuş Fudan Üniversitesinde Klasik Çin Dili Edebiyatı bölümünde milliyeti belli olmayan Tang dönemi şairlerinden Li Tai Bai’ in milliyet sorununu çözmek üzere araştırma yaptım ve onun Türk olduğuna karar verdim.

1985 Ağustos ayında Kaşgarlı Mahmut’un mezarını keşfederek tabutunu mezarından çıkardım ve yetkililere devrettim. 1986 yılında Çin’de çalışma izni alan ve Çinli bayanla evli ilk Türk unvanına sahip oldum.

1991 sonunda Türkiye’ye kesin dönüş yaptım. 2014 yılında Çolakoğlu grubundan yönetim kurulu başkanı olarak emekli oldum. Şimdi profesyonel olarak proje geliştirme ve finans konusunda çalışma yapıyorum ayrıca Türkiye ve civar ülkelerde EPC projelerine konsorsiyum sağlıyorum.

Soru: 2007 yılı sonunda patlak veren küresel krizin etkileri hala sürmektedir. Sizin Dünya ekonomisinin şu andaki durumu ile ilgili görüşleriniz nelerdir? 2015 yılı ile ilgili beklentileriniz nelerdir?

2015 zor bir yıl olacak ama 2014'ten daha verimli geçecek çünkü Türkiye artık sınıf atladı ve siyasetin ekonomi üzerinde fazla hakimiyeti kalmadı. Türkiye finans ve nakit girdi peşinde koşmalı eğer bu girdiler sağlanıp piyasaya ve projelere verilirse Türkiye 2015'te daha güçlü çıkabilir.

Soru: Türkiye ekonomisinin bugünkü durumunu kısaca nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye ekonomik ve ticari olarak güçlenmeye devam ediyor.Dünyadaki olumsuzlukları çok iyi kullanıp Rusya, İran ve Çin’le işbirliğini geliştirmeli ve Türkiye’ nin güvenilir bir ülke olduğuna onları ikna ederek yatırımları çekmelidir. Siyasete değil ekonomiye ağırlık vermeli böylelikle 2015 'i daha güçlü kapatabiliriz. Bankacılık alanında ise yasal tefeci gibi çalışan bankaları disipline etmeli, yatırım ve projelerine finansman sağlamaya zorlanmalıdır. Halkın parasını yine yüksek faizle halka vermek sadece tefecilik ve sömürücülüktür ve kesinlikle vicdani değildir.

Soru: Türkiye ve Çin arasındaki ekonomik ilişkilerin geçmişi, bugünü ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

1995 öncesine kadar Türkiye ticari fazlalık veriyordu ama şimdi aradaki fark çok fazla ve ticari açık veriyoruz. Ama gittikçe katmerli olarak gelişiyor korkulacak bir şey değil çünkü biz Çin’den ham madde teknoloji ve makina ekipman alıyoruz ve ithal edilen ürünleri burada üretim aracı olarak ve katma değer yaratacak üretimlerde kullanıyoruz ve sonrasında ihracat yapıyoruz dolaylı olarak açık kapanmış oluyor. Aynı zamanda Çin sanayisi Dünya sanayisini terbiye edici durumda çünkü Avrupalı üreticilerin Dünya’yı sömürmesini kısmen de olsa engelliyor. Kısacası, her fakirin ihtiyacı olan ucuz mallar geçici de olsa sağlanmış oluyor.

Soru: Geçmişte KKTC’ ye yatırım yapma fikriniz olduğunu biliyorum. Gerçekleşmemesinin nedenleri nelerdi?

Evet, çok istedik ama olmadı yerel dostlardan çok yardım aldık ama KKTC hükümetinden gerekli desteği alamadık örneğin teşvik belgesini çıkarmak yaklaşık 1.5 yılımızı aldı sonra da TC hükümetinin Kıbrıs’ta yatırım yapacaklara teşvik sözü boş çıktı.

O dönem ekonomi yerine siyaset yapıldığı için ve dönemin siyasileri de günü geçirdiği için başarılı olamadık.

Soru: Çin’ den ithalat her ülkede olduğu gibi KKTC’ de son derece popüler, Çin ' den ithalat yapan iş adamlarımıza ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

İnternetten buldukları firmalara fazla güvenmesinler ve malı üreticiden alsınlar ve yerinde görsünler peşin ödeme yerine akreditif açma yoluna gitsinler ve mallarında uluslararası bir kurumdan gözetim istesinler. Çin’ de bir laf vardır:''Güvenmek hatadır.''

Soru: Son olarak iş dünyasına yeni atılan genç iş adamlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir?

Danışmanlardan yardım alsınlar, iyi araştırsınlar ve halka ne versek gider tarzıyla ithalat yapmasınlar çünkü acısı uzun vadede aheste aheste çıkar.
Öncelikle Sayın Yavuz Onay’ a sorularımı cevaplamak için vakit ayırdığından teşekkür ederim. Yavuz Bey'in ülkemize yatırım hakkında söyledikleri düşündürücüdür. Refah seviyemizin artması için ekonomik büyümeye ihtiyacımız vardır. Peki, ekonomik büyüme kendiliğinden gerçekleşebilir mi? Maalesef hayır, fiziki yatırıma ihtiyaç vardır. Diğer bir soru ise bu yatırımları finanse edebilecek tasarruflar ülkemizde mevcut mu? Maalesef, cevap yine hayır. Bu durumda doğrudan yabancı sermayeye ihtiyaç doğmaktadır. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Kıbrıs sorunundan dolayı oluşan siyasi belirsizlik ve ambargolar, küçük ada ekonomisi olmamız nedeniyle kıt olan doğal kaynaklar ve yüksek girdi maliyetlerinden dolayı ülkemize yabancı sermaye çekmemiz çok zordur.

Daha önceki yazılarımda belirtiğim gibi Çin, Hindistan, Ruanda ve İrlanda gibi ülkeler dış yabancı yatırımlar önündeki bürokratik engelleri başarı ile kaldırmıştır. Ülkemize yatırım yapma niyetinde olan bir firmanın sadece teşvik belgesi için 1.5 yıl beklemesi aslında ülkemizde iş yapabilmenin ne kadar zor olduğunu göstermektedir.

Bizim, ülkemize gelen yabancı yatırımları, geri göndermek gibi bir lüksümüz asla olamaz ve burada YAGA’ ya önemli görevler düşmektedir. YAGA’ nın bir önce tabela kurumundan arındırılarak ekonomik sistemde önemli bir aktör konumuna getirilmesi gerekmektedir.
Bu haber 333 defa okunmuştur

:

:

:

: