Ülkenin en köklü üniversitelerinden birisi olan Girne Amerikan Üniversitesi bünyesinde hizmet veren, Girne Araştırma Enstitüsü, 19 Nisan cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili bir anket düzenledi. Yapılan anket sonucunda, Derviş Eroğlu; yüzde 32,9 oranı ile birinci, Sibel Siber; yüzde 22,9 oranı ile ikinci; Mustafa Akıncı; yüzde 15,8 oranı ile üçüncü, Kudret Özersay ise yüzde 5, 1 oranı ile dördüncü çıktı. Girne Araştırma Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği bu anket, hemen bütün gazetelerin ön sayfalarından yayınlandı!

Fakat maalesef ülkemizin kronik hastalığı olarak kabul edebileceğimiz durum, yine karşımıza çıktı. Başta sosyal medya olmak üzere, köşe yazılarında, televizyon programlarında, anketle ilgili ağır eleştirilerde bulunuldu. Tarafsızlığın neredeyse yok denilecek kadar az rastlandığı medyamızın kalemleri, sempatizanı oldukları veya DUYGUSAL olarak bağımlı oldukları siyasi partiler ile ilgili sonuçtan memnun kalamayınca; Girne Araştırma Enstitüsü topa tutuldu.

Yanlı kuruluşmuş, kime çalıştığı belliymiş vs. gibi yorumların yanı sıra, enstitünün bağlı bulunduğu kurum, yani Girne Amerikan Üniversitesi ile ilgili de haksız birçok söylem gerçekleşti. Yani bir kez daha, ülkede iş yapmaya çalışan, ülke çıkarlarını düşünen bir kurum, sırf birilerinin istediğini duymaması sebebi ile topa tutuldu.
Sanki birçok konuda çalışan, güvenilir ve kesin sonuçlar elde eden başta devlete bağlı olmak üzere, onlarca kurumumuz varmış havasında; akademik kariyerleri bulunan insanların, herhangi bir karşılık beklemeden gerçekleştirdiği ve halk ile paylaştığı çalışma, “yanlı”, “taraflı”, “gerçek dışı” görüldü. Yazık!

Ne zaman öğreneceğiz aslında bu ülkede iyi bir şeylerin de yapılabileceğini? Ne zaman kabul edeceğiz? Ne zaman vazgeçeceğiz her konuya muhalif olmak gibi ciddi bir tembellikten kurtulup ta, olumlu sonuçlar alabilmek uğruna eylem haline girmeyi? On yıllardır süre gelen hazırcılığa ne zaman dur demeyi becerip te, öğreneceğiz emeği, emeğe saygı göstermeyi?