Bugüne kadar Kıbrıs Türkünün milli ve manevi varoluş mücadelesinde büyük emeği geçen başta Türklüğünü ve özünü inkar etmeyerek bayraktarlık eden ve bu kutsal mücadelede hakkı rahmetine kavuşan tüm öğretmenlerimizi saygı ile yad ediyorum. Sağ kalanlara da yüce Allah’tan başta sağlık,huzur diliyorum. Bu yazı dizimle sizlere, KTÖS’ün eğitim anlayışının öğrencilerimize ne kadar zarar verir noktada olduğunu göstermek ve söz konusu sendikanın esasında ne kadar eğitim anlayışından uzaklaşarak siyasallaştığınıortaya koymaktır.
Eğitim hakkı yasal bir haktır. Bu hakkın teminin sağlanmasında aracı olan öğretmenlerin üzerlerinde birçok sorumluluklar yatmaktadır. Eğitim hakkı ve siyasal mücadele birbirinden farklı iki unsurdur. Eğitim sendikalarının birinci vazifesi, siyasal mücadele değil, eğitim hakkı olmalıdır.
Ne üzücüdür ki Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın bitmek bilmeyen eylemleri karşısında başta çocuklarımız ve veliler mağduriyeti yaşamaktadırlar ! Kısa zaman aralıkları ile okullarımızda gerçekleştirilen eylemlerden dolayı aksayan eğitimin sıkıntılarını bizim çocuklarımız yaşamakta ve başarı oranları oldukça düşmektedir. Oysa bu sendika içinde yönetici konumda olanların çocukları devlet okullarımıza gitmiş olsalar ve ayni sıkıntıyı yaşamış olsalar idi, kendilerinin tepkisi nasıl olurdu düşünmeleri lazım.
Nitekim,tüm bunları görmezden gelip hazmetmek mümkün değil! Bunun içindir ki KTÖS’ün basına çıkmayan, yada çıktığında dahi üstü kapalı geçiştirilen faaliyetlerini ve esas mücadelesini sizlere aktarmak yerinde olacaktır.
O halde KTÖS kimdir? KTÖS kendi web sayfasında hakkımızda olan bölümünde kendini açıklamış durumda. İlgili sayfanın son cümlesi şöyle; “iki toplumlu iki kesimli federasyona dayanan birleşik Kıbrıs mücadelesini,şeffaf bir anlayışla sürdürme”!Şu kısacık cümleden de anlaşılacağı üzere, demek ki KTÖS’ün eğitimden ziyade siyasi bir mücadelesi var,hem de bu mücadele tanımı yapılırken Siyasi eşitliğe dayalı bir ibare olmadan! Sizce de düşündürücü değil mi?
Daha da ötesine bakalım; Diyorlar ki “1950’li yıllara gelindiğinde emperyalist ülkelerin teşviki ile sermaye çevreleri etnik milliyetçiliği körükleyerek emek örgütlerinin Türk-Rum örgütleri diye ayrılmasını sağladılar.”! Doğrusu adada Rum-Yunan milliyetçiliğini sadece 1950’li yıllardan itibaren ele alıp değerlendirmek tarihimize yapılan büyük bir saygısızlık ve yanıltıcı bilgi değil mi? ! Yine ayni tanıtıcı yazı içerisinde Türkleri geçmişte ayrılıkçı tanımlayan ve daha sonraki cümlelerde açıkça siyasal bir yapı içerisinde bulunduğunu ortaya koyan şu cümle karşıma çıkıyor; “KTÖS 1976 YILINDA Toplumcu Kurtuluş Partisi’ni kurarak siyasi hareket oluşturmuş, seçimlerde aktif rol üstlenmiştir.
Demokrasi, Birleşik Kıbrıs, barış, Kıbrıs Türkü’nün siyasi iradesine saygı, halkların kardeşliği, emeğin örgütlülüğü için mücadeleye yalnız başlayan KTÖS, 1999’da sol felsefeyi benimseyen kırk yedi sendika ve sivil toplum örgütü ile beraber Bu Memleket Bizim Platformu’nu altında Kıbrıslı Türklerin Annan Planı temelindeki 2004 referandum sürecine katkı koymuş ve öncü mücadelesini sürdürmüştü.”
Görüldüğü üzere adının içinde eğitim ve Türk kelimesi var ancak uygulamalarında bu değerlerin yerine getirilmesinden yoksun bir sendikal düzen söz konusu.
Oysa,bir eğitimci olarak gözlerim tüm paragrafta şu hedefleri aramıştı; “KTÖS, Kıbrıs Türk eğitiminin daha üst ve çağdaş seviyeye ulaşması hedefindedir. Bunun için öğrencilerinin milli ve manevi değerlerini korumasında, yüceltilmesinde, muasır medeniyetler içerisinde donanımlı bir şekilde yer almasının sağlanmasında birincil rol üstlenir”.Hatırlanacağı üzere, KTÖS’ün birleşik Kıbrıs mücadelesi ile son düzenlenen şurada okullarımızda andımızın dahil olmak üzere din derslerinin kaldırılması,tarih kitaplarının barışçıl yönde değiştirilmesi kararı alınmıştı! O halde şunu soralım; Kıbrıs Türk Milli Eğitim tarihinde geçmişte Türk kimliğine sımsıkı sarılan, dinini öğrenmekten gurur duyan ve bunu koruyup kollayan, tarihine,ecdadına sımsıkı sarılan,kahramanlık mücadelesi veren bir öğretmenler zincirinden bugünlere nasıl geldik? Neden bazı öğretmenler milli eğitim anlayışından siyasal eğitim anlayışına yönelmiştir? Bunda etken Solculuk hareketleri mi yoksa dış unsurlarla gerçekleştirilen işbirliklerinden ötürü mü? İşte yarınki yazımla KTÖS’ün Bu Memleket Bizim Platformu serüveninive sonrasında cereyan eden süreçte gerçekleştirilen çalışmalarıözetle sizlere aktaracağım. Esenlikler…