KTÖS Hakkında Bilinmeyenler-II

Hatırlanacağı üzere Annan planı sürecinde 41 örgüt birleşerek Bu Memleket Bizim Platformunu kurmuştu.


Emete Gözügüzelli

Hatırlanacağı üzere Annan planı sürecinde 41 örgüt birleşerek Bu Memleket Bizim Platformunu kurmuştu. Bu oluşum AB ve ABD’nin adada iki toplumlu etkinliklerde kurmayı planladıkları projenin bir parçasıydı.1990’lardan sonra bu yönde başlatılan çalışmada öğretmenler ve kurumları bu faaliyetler içerisinde önemli bir yere sahipti.Örneğin bu kritik süreçten önce de sendika Birleşik Kıbrıs mücadelesini vermek için çalışmaktaydı. Biraz daha geçmişe baktığımızda1995’te,All-CyprusTradeUnion Form(Tüm-Kıbrıs Ticaret Birliği Formu) Birleşik Kıbrıs mücadelesinde işçilerin hakları,dolaşım özgürlüğü ve çalışma imkanlarının yaratılması amacıyla iki toplumlu yapıda örgütlendirilen proje içerisinde KTÖS taraf konumda idi.

Bu proje kapsamında 16-18 Ocak 1995 arası gerçekleştirilen toplantıda şu deklarasyon açıklanmıştı; “…Tüm Kıbrıslıların çıkarları için Kıbrıs sorunu hızlı bir şekilde çözümlenmelidir…Ticari birlik iki toplum arasındaişbirliği ve karşılıklı anlamanın ilerletilmesine katkı sağlayacaktır...”.
Bu toplantıdan 2 yıl sonra 17-19 Mart 1997’de iki toplumlu çalışma konferansı gerçekleştirildi ve KTÖS burada yine başı çekenlerden oldu. 1999’da tekrar bir toplantı Ticaret Formu olarak gerçekleştirildi ve AB’ne katılım kararlaştırıldı. KTÖS diğer Türk ve Rum örgütleri ile temasını hiç koparmadı. Ticaret birliği alanındaki çalışmalara dahi eğitim alanı dışında olmasına karşın katılarak sendika adına imza verdi.

Şüphesiz tüm bu çalışmalar geniş kapsamlı iki toplumlu proje çalışmalarının en küçücük kısmıydı, Fosbo,Oslo toplantılarında alınan tarih kitaplarının değiştirilmesi kararı adım adım KKTC’de uygulamaya sokulmuştu. Başlangıçta çok küçük kitlenin yer aldığı toplantılar zamanla alınan fonlar ile daha da geniş kitlelere yaygınlaştırıldı. Tek amaç vardı o da Birleşik Kıbrıs!

24 Kasım gibi Türk milleti açısından önem arz eden Öğretmenler günü hakkında dahi KTÖS’ün“24 Kasım bizim bayramımız değil, öğretmenin gerçek dayanışma ve kutlama günü tüm dünya öğretmenler gününün kutlandığı 5 Ekim Dünya Öğretmenler günüdür”açıklaması dahi Kıbrıs Türk tarihinde önem arz eden günün reddiydi. Kıbrıs’ta Türklerin yaşadığı acı ve zulümleri ,sorunun esas kaynağında yatan Yunan milliyetçiliğini görmezden gelerek “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” tezi ile hareket eden bir yapıda milli eğitimden uzak bir anlayışta kaderine terk edilen bir nesil yaratılmaya başlanmıştı. Eğitimin düşen kalitesi aileleri de tedirgin etmekte ve durumu iyi olanların çocuklarını özel okullara sevk etmesine sebep olmakta idi..

Kaderine terk edilen bir milli eğitim acınacak durumda idi. HattaKKTC’de tarih kitaplarının değiştirilmesi kararını dönemin hükümeti aldığında, bu durum Rum tarafında ki gazetelerin de dikkatini çekmiş veAlithia gazetesinin 12 Kasım 2004 tarihli nüshası ile konuyu şu şekilde açıklamasına imkan kılmıştı; “İşgal bölgelerinde tarih kitaplarını değiştirdiler-Kıbrıslı Türklerden Helen gibi düşünmelerini istiyorlar” !!!.İşte durumumuz bu kadar “şeffaftı”! Oysa , AB’nin de taraf olduğu bazı iki toplumlu etkinliklere tarih kitaplarının değiştirilmesi fikrine Rumlar hiç sıcak bakmamıştı. Hemen her toplantıda Rum Öğretmenler Sendikası OELMEK bu konuda sert tepkileri ortaya koydu.

Bunun içindir ki bugün halen GKRY’de ilkokul çağında olan çocuklara milli ve manevi bilinçleri ayakta durması ve tüm Kıbrıs’ın “tek egemen” sahibi olmaları için verilen eğitim hiç değiştirilmeden devam etmektedir. İşte size ilkokul kitaplarından birinci sınıfta okuyan çocuklara “Biliyorum ama Unutmuyorum” isimli kitabın 75.sayfasında KonstasManitis’in “Türk İşgali-Göçmen Çocuğun Yemini” adlı şiirinden bir kesit..

“Anneciğim senin özlediğin, ama benim de bilmediğim fakat sevdiğim, evin ve köyüne oğlunun seni geri götüreceğine yemin ettim. Viraneye çevrilen kır kilisesinde mum yakacak,toprağını öveceksin…” şiiri öğretilirkenilkokul 4.sınıf Matematik kitaplarında ise sayfa 15’te “1974 ,Kıbrıs’ta Türk İşgali” başlığı altında anlatılan Türkleri aşağılayan hikaye sonunda sorulan soru şöyleydi; “Kıbrıs’a Türk işgali……Temmuz’unda yapılmıştır? Boşluğu doldurunuz”. Şu kısa örnekler esasında iki toplum arasındaki farkı da çok açıkça göstermektedir. Tüm bunlara karşın bugün halen kendi öz değerlerimizi inkar eden her fırsatta Anavatan’a,Türklüğümüze,tarihimize,dinimize karşı duranlar acaba kime ne için hizmet ediyorlar? Her şeye rağmen, tüm baskılarına karşın, halen okullarımızda çocuklarımızı milli ve manevi değerler içerisinde yetiştirme mücadelesi veren tüm öğretmenlerimizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum!
Bu haber 279 defa okunmuştur

:

:

:

: