Hani demişti ya Sevtap Erener o güzel “Kendime yeni bir ben lazım” parçasında, durum biraz ona benziyor. Kıbrıs Türk halkı kendine yeni bir “ben” değil ama yeni bir “lider” seçti…
Demokrasilerde seçimler en önemli değilse bile olmazsa olmaz kurumlardandır. Seçim sonucunu kabul etmek bir gerekliliktir. Ve her seçimin kazananı, kaybedeni vardır.
Öncelikle yeni Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı ve seçilmesinde rol alan ekibini kutlamak lazım. Halkımıza hayırlı ve uğurlu olsun. Dileriz herkesin içine sinecek bir çözüm bulma konusunda başarılı olur.
Sayın Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu dirayetli bir şekilde geride bırakılan beş yılda ve öncesinde başbakan ve muhalefet lideri görevleriyle bu ülkeye büyük hizmetler yaptı, teşekkür etmek lazım.
Bitti mi? Bitmedi.
Yine Erener’in parçasını uyarlayarak devam edecek olur isek, “Bu sene iyi geçmedi söylemem lazım” biraz durumu eksik ifade etmek olur. Bu sene değil, uzunca bir süredir iyi geçmedi ve sonucunda “Kader beni seçmedi ama görmemem lazım” siyaseti çöktü. Keşke halkın oyuna kalmadan sağ cenah olsun, sol cenah olsun siyasi partiler “Belki birden bire yeniden başlamam gerek; Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek” diyebilseler, kendilerini, kadrolarını, siyasetlerini yenileyebilip topluma umut olabilselerdi.
Kim ne derse desin yüzde 60 civarındaki oy Mustafa Akıncı’yı destekleyen partilere verilmedi. Bu oylar Akıncı’nın şahsına, siyasi hayatı boyunca düzgün ve temiz duruşuna, Kıbrıs Türk halkının onuru için gerektiğinde kendi siyasi hayatını sona erdirebilecek kadar ilkeli ve kararlı olmasına vermiştir. Belki de derin bıkkınlığını Kıbrıs Türk halkı başka şekilde ifade edemedi.
Tabii ki Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) bu zaferden nemalanmaya çalışacak, solun büyük partisi olmaya gayret gösterecektir. Ancak TDP ile iktidardaki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) arasında kalmayacaktır bu yeni savaş. Aynı şekilde sağda da bir kavga kaçınılmaz görünmektedir. Birinci turda iki sağ partinin toplam oyu kadar oy alabilen bağımsız aday Kudret Özersay, Mustafa Akıncı’nın yanı sıra bu seçim döneminin en önemli kazananı olmuştur. Sağdaki partiler kendilerine yeniden şekil verme, dönüşme ve seçmenin “temiz siyaset, temiz toplum” ve “yarına taşıyacak siyaset” talebine cevap verilmemesi durumunda eşikte görünmekte olan erken seçimde çok daha ciddi bir yenilgiyi yaşama durumunda kalacaklardır.
Evet bu dönemden geçebilmek için Kıbrıs Türk halkına “Yeni bir aşk, yeni bir iş; yine gülecek bir neden lazım. Yeni bir haber yeni bir kader; bunlar için bana şans lazım…”
Maraş ne olacak? Mustafa Akıncı siyaset dışı olduğu dönemde veya siyasi-yarı siyasi toplantılarda sergilediği “veririz anlaşırız” yaklaşımı devletin başında ne kadar sürdürülebilecektir. Çözüm istenci yüksek ve yüksek olduğu kadar da beklentilerle yüklü. Mustafa Akıncı yıllardır sürece yabancı. Ekibi yok. Yarın görüşmelerde tecrübesiz lider, tecrübesiz görüşmeci heyetiyle kayaya toslar, tüm süreci akıbeti meçhul bir maceraya sürükleyebilirler mi?
Yine de, bugün artık yeniden konuşmak lazım. Ne diyor Erener, “Yeni bir duruş, yeni dokunuş; Tek tek keşfetmem lazım; Yeni bir hayat gerisi bayat; Kendime yeni bir ben lazım…” Kıbrıs Türk halkı yeni bir “ben” demedi, yeni bir lider dedi.
Her halükarda, adada yeni bir yolculuk başladı.
Heyecan, endişe dolu, bilinmeyeni çok ama umutların meşaleleriyle aydınlanmış bir yeni yol. 2005’de Mehmet Ali Talat’ın seçim zaferine kıyasla farklı bir duygu hâkim Kıbrıs Türk halkına. Sayın Mehmet Ali Talat’a ağır bir yük, büyük bir çapa olan CTP iktidarı yok Mustafa Akıncı için. Neredeyse sağın ve solun eşit ağırlıkta olduğu bir meclis, gerek sağın ve (Mustafa Akıncı zaferine rağmen) gerekse solun partilerinin çöktüğü ve erken seçimin kaçınılmaz olduğu bir fotoğraf var karşımızda.
Her şeye rağmen, bu yeni bir milat, yeni bir başlangıçtır Kıbrıs Türk halkı için. Hem Akıncı’ya hem Kıbrıs Türküne hayırlı ve uğurlu olsun.