Ecevit’le Kader Birliğine

98 yaşında, hayata veda eden Kenan Evren. 1980 yılında, ABD patentli olarak yaptığı darbe ile tarihe, şimdiden hiç de iyi ve güzel sözlerle geçmeyeceği ortada.

yalcincemal@hotmail.com

98 yaşında, hayata veda eden Kenan Evren. 1980 yılında, ABD patentli olarak yaptığı darbe ile tarihe, şimdiden hiç de iyi ve güzel sözlerle geçmeyeceği ortada.
Hakkındaki dava sonuçlanmadan, ölümü, onu, hukuken mahkum etmese bile. Türk kamuoyunun gözünde ve vicdanında en ağır cezaya çarptırılmıştır.
1980 darbesini, yaşayanlardan biriyim. O dönemlerin Türkiye’sinde, yine batılı emperyalistlerin, böl yönet Politikalarının, Türkiye’de uygulandığı yıllar.
Her gün, 5 – 6 genç, öldürülüyor.
Ülkede, sıkıyönetim, ilan edilmiş.
Ülkenin denetimi, sıkıyönetim komutanlarına verilmiş.
Yani, Ordu yönetimde bil fiil aktif.
1979 ara seçimlerinde, CHP, seçimlerde başarılı olmayınca Ecevit Başbakanlıktan istifa etmiş. 

Yerine, Sn. Demirel, Başbakanlığa gelmişti.
Genel Kurmay, partilere hitaben bir mektup yazdı.
Mektupta, ülkenin içinde bulunduğu durumdan, şikayetçi oldukları belirtildi.
Başbakan Demirel, Kenan Evren’i makamına çağırdı.
“Yönetimde sizsiniz. Hükümetten ne isterseniz, söyleyin verelim.
Yasa isterseniz çıkaralım. “
Kenan Evren, o toplantıdan, sonuç alınmadan ayrılır. Ecevit bu gelişmeler karşısında, halktan ve sivil toplum örgütlerinden, tribünlerden sahaya inmeleri için, şu açıklamayı yapar:
“Bir gün biri çıkar. Düdüğü çalar ve maçı sona erdirir.”
Arkasından da, 12 Eylülde, sabah ezanı ile darbe yapılır. Darbe ile birlikte, Türkiye’nin her yerinde, insan avı başlar.
Bilim adamları… Siyasiler… Gazeteciler… Öğrenciler… Sendikacılar…
Üç kişi olarak, bir araya gelenler.
Türk demokrasi tarihinde, yavaş yavaş yerine oturmaya başlayan siyasal partiler, kapatılır.

Arkasından da, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini yaşatmak gerekçesi ile ihtilal yapan Kenan Evren, Atatürk’ün, milyonlarca şehit kanı ve canı ile temellerini atıp, bağımsızlığın simgesi olarak kurmuş olduğu TBMM’ni, bir çırpıda kapatıverir.
Bütün bu olayların gelişmesi ve sürdürülmesi, çok büyük baskı tehdit ve de, insan canı ile sağlandı.
TBMM kapatılması, karşısında ilk tepkiyi ortaya koyan Rahmetli Ecevit oldu.
Bu konuda, yasaklı ve göz hapsinde olmasına rağmen. Kendi meclis grubuna ve senato grubuna, özel ulaklarla, haber uçurarak, ortak eylem konulmasını istedi.
Her iki gruptan da, beklediği desteği bulamayınca, kişisel olarak
mücadeleye, başlamaya karar verdi.
İlk açıklamayı yapar:
“Bu idareyi içime sindiremedim“ der.
Derhal Oran Sitesi, zırhlı araçlarla kuşatılır. Rahmetli Ecevit, Cebeci’deki tutuk evine sevk edilerek, hakkında Hükümetin manevi şahsiyetine hakaretten, dava okunur.
İşte o günler, Rahmetli Ecevit’le olan kader birliğimiz başlar.
Bu birliktelik, DSP’nin kuruluşu ve Rahmetli Ecevit’in Başbakanlığından, vefatına kadar, devam eder.

O yılları, ayrı bir yapıtla, okuyucularıma sunacağım. Hapse, giriş çıkışlar.
1984 ‘de, hapisten çıkar çıkmaz, KKTC’ne gelişi. Kenan Evren’e, gösterilmeyen karşılanmayı, Kıbrıs Türk Halkının Rahmetli Ecevit’e karşı, yapmış olması. Gelişi ile Tüm Kolordu ve Güvenlik Kuvvetlerindeki izinlerin kaldırılması. Ecevit, Türkiye demokrasisini kurtarmak için, altı aya yakın, hapis yattı. Bu dünyadan göç ettiğinde, cenazesinin defnedileceği gün, Ankara
İnsan selinden, geçilmemişti. Ankara, Türkiye olmuştu. Ankara trafiği, kilitlenmişti. Bir de, Kenan Evren’inkini görelim…

Bu haber 3933 defa okunmuştur

:

:

:

: