Bu zihniyetle mi birleşeceğiz ?

Güven artırıcı önlem olarak, karşılıklı sunulan ve uygulama alanı bulan iki öneriden sonra, yenileri yolda.

yalcincemal@hotmail.com

Güven artırıcı önlem olarak, karşılıklı sunulan ve uygulama alanı bulan iki öneriden sonra, yenileri yolda.
Elektriğin ve telefonun, bağlanması.
Bunların, birleştirilmesi, şimdilik karşı tarafın “ OHİ “siyle başka bir bahara kaldı.
Kapılar, gündemde.
Ben bakıyorum da, GAÖ olarak getirilen önerilerin, güven artırıcı hiçbir fonksiyonunun, olmamasıdır.
Getirilenler, sadece geçişleri kolaylaştırmak ve ticaretin, Rumların yararına nasıl endeksleneceğinin hesabı kitabı yapılmakta.
GAÖ, iki toplum bireylerine, yan yana ve iç içe yaşayabilecekleri bir ortamın hazırlanması için sunulacak ve hayata geçirilecek öneriler ve görüşlerdir.
Siz kapı açacaksınız, Rum tarafına arabası ile giden ailelerin arabalarını, tükürük yağmuruna tutacaklar.
Arabalarını, çizecekler .
Yollarda, taciz etmeye devam edecekler.
Alış veriş yapmaya giden Türklerin, para cüzdanlarını çalacaklar.
Bunları, itiyat haline getirecekler. Sonra da, GAÖ olarak kapı pencere açacaksınız.
Zaten, bu kapılar 2003 ‘ten beri açık.
Güven sağlasaydı, sağlardı.
Demek ki güven işi, kapı ve pencere açmakla olmuyor.
Ya nasıl oluyor ?
Kafaların içindeki, fikirlerin değişmesi ile mümkün oluyor.
Bu konuda, karşı taraftan, ne gibi bir açılım geldi ?
Hiç.
Bu konuda, bizim taraftan, ne gibi bir talepte bulunuldu?
Hiç.
Liderlerin karşılıklı kahve içmesi , kuzeyde ve güneyde volta atmaları, iki toplum arasında güven yaratabilir mi ?
Bunun mümkünatı, var mı ?
Olmadığının, iki liderin kahve içmeleri ve volta atmalarından bir gün önce, yerel basına düşen bir haberden belli.
Bir Rum öğretmen, arkasına aldığı 30 ilk ve orta okul öğrencisi ile birlikte, Ledra sınır kapısına gelerek, Türk barikatına yüz metre kala TÜRK ALEHTARLIĞI SLOGANLAR attılar. Ardından da, Türk barikatını taş yağmuruna tuttular.
O an, güneye ve kuzeye geçen kişiler ve arabaların da, barikatta olması açısından düşünülecek olursa, bunun ne kadar tehlikeli bir davranış olduğu da, ortaya çıkar.
Bu, liderlerin buluşmasından bir gün önce olan bir olay.
Dün liderler bir araya geldi, karşılıklı kahve ve zivaniya içildi.
Bu olayla ilgili olarak, Anastasiadis, Akıncı’dan, Kıbrıs Türk Halkı adına özür diledi mi ?
Bu davranış karşısında, güney yasal işlem başlattı mı ?
Bunlar yapılmadı ise Akıncı , konuyu gündeme getirdi mi ?
Belki olay , küçük bir olaymış gibi lanse edilebilir.
Önemli olan, oğrencilerin , bizlere bakış açılarını kin , nefret ve düşmanca düşüncelerle oluşturmaktır.
Bu olay, görüşme masasına getirilip , izahat istenecek mi ?
Yoksa, karşı tarafın müzakere masasından ayrılmaması düşüncesi ile “sin de gülle geçsin “ mantığı ile mi, hareket edilecek ?
Her gün, karşı unsurun, bizlere karşı olan bir olumsuz marifeti ile karşı karşıya kalıyoruz.
Bize bakış açıları, mantıkları bu.
Bu mantıkla , bunlarla bir çatı altında birleşme, olur mu ?
Bu haber 3965 defa okunmuştur

:

:

:

: