yalcincemal@hotmail.com

Kıbrıs müzakerelerinin, 11 Şubat BM çerçevesi içerisinde, müzakere edilmesi konusunda, her iki tarafın da mutabakatı var.
Müzakereler, bu mutabakata varılan kurallar çerçevesinde seyredecek.
Şimdilerde bakıyorum da, bu çerçevenin içinde olmayan ve mutabık kalınmayan konular da gündeme getirilmeye çalışılmaktadır.
Bunlardan biri ki Kıbrıs Türk Halkı için hayatidir:
Garantörlük meselesi.
Diğeri, 74 ‘ ten sonra buraya gelip KKTC yurttaşı olan TC kökenli vatandaşlar.
Üçüncüsü ise, AB kriterlerinin, yapılacak anlaşmaya, dahil edilmesi.
Bu yukarıda, karşı unsur olarak birer dayatma olarak getirilenlerin her hangi birisinin, 11 Şubat mutabakatında olmamalarına rağmen, müzakere masasına getirilmesidir.
Bizde, görüşmeler, kapalı kapılar arkasında, Washington.
Şeffaflık yok.
Gelişen olaylar, güney basınından öğrenilmekte.
Rum tarafı, bu şartlarla müzakereye oturma isteğini öne sürerek, müzakere masasını torpillemiyor mu?
Bunlar Türk tarafınca, değer bulunup görüşme masasına kabul edilmezse. Barbaros da olduğu gibi, masayı terk etmek için bir bahane olarak mı kullanılacak?
Bunu, ilerleyen günlerde göreceğiz.
Bu, kabul edilmeyecek olan üç istekten her biri üzerinde, biraz durmak isterim.
Garantörlük:
Bu sistem, Kıbrıs Türk Halkı için olmazsa, olmazıdır. Bunu ortadan kaldırmak isteyen zihniyetin altında, iyi niyet yok. Kıbrıs Türk Halkı için gelecekte, hiç de iyi şeyler planlamıyorlar.
Bizde, Kıbrıs Türkü için, kabus olarak görülen o yılları, yaşamamış olanlar. Belki bunun ne anlama geldiğini bilmeyebilirler. Bunun ne anlama geldiğini o yılları yaşayanlar bilir.
1974 ‘ ten sonra, buraya gelip yerleşen, TC kökenli vatandaşlarımızın. Geldikleri yere geri gönderilmeleri.
Bir defa, bu vatandaşlar, 2004 referandumunda oy kullandırılmış olan bir kesim. Onun da iradesi bu referanduma yansımış. Bunu BM kabul etmiş.
Şimdi, bir dayatma olarak, masaya, bu da getiriliyor.
Gelelim üçüncü kritere:
AB kriterleri:
Mülk hakkı.
Yerleşim hakkı.
Seyahat özgürlüğü.
Bunlar, oluşacak olan yeni bir anlaşmanın da, kriterleri olacak.
Kim diyor bunu?
Meclis Başkanları Emiru Efendi.
Başka?
Sn. Anastasiadis .
Görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, aynen şunları söyledi:
“Oluşacak olan yeni devletin, AB kriterleri ile uyumlu olmasını teminat altına alacak bir çözüm” demektedir
Rum müzakereci Mavroyannis ise, Yunanistan’da yaptığı bir konuşmada:
“Kıbrıslı Türklerin, Eroğlu’nun reddettiği, AB‘ nin daha fazla müdahil olması gibi bazı unsurları, kabul etme arzusu olduğunu “ söyledi.
Bunun, yapılacak olan bir anlaşmaya dahil edilmesi. İki bölgeli iki toplumlu bir çözümü, bertaraf edecek niteliktedir.
Çünkü AB kriterleri, 11 Şubat mutabakatı ileçelişir.
Öyle bir federal yapının oluşmasına, takoz teşkil eder.
AB’nin sürece, daha da müdahil olmasını isteyen, Kıbrıslı Türkler, kim?
Dolayısı ile bu kriterlerin masaya getirilmesinde, ön ayak olan Kıbrıslı Türkler kim?