yalcincemal@hotmail.com

Ülkemizde, kanser vakaları nerede ise, günlük hale geliyor.
Yani, her gün bir kanser vakası…
Bunun önüne geçmek, siyasal iktidarların işi.
Yani, iyi bir gıda güvenliğinin sağlanması…
Yenilen gıdaların, denetiminin, dört dörtlük yapılması.
Bizde, bu mümkün mü?
Vallahi, namümkün.
Bunu, ben söylemiyorum.
Meclisteki, vekillerimiz söylüyor.
Ne söylüyor?
“Hormon verilip, ertesi gün yiyecekler pazara geliyor .”
Bir de şikayet!
“Hal Yasası çıkarılmadı “diye.
Mecliste işiniz ne?
Çıkarın.
Sn. Sağlık Bakanımız, Diyetisyenler Günü dolayısı ile bir de konuşma yaptı.
“Doğru beslenme, insan sağlığının en önemli ve temel boyutudur.” dedi.
Buna katılmamak, mümkün değil.
Doğru beslenme, en ideali.
Fakat biz, doğru beslenmenin yanında, zehirleniyoruz da,
Sayın Bakan.

Denetimi, tam manası ile yapılamayan, sebze ve meyvelere atılan tarım ilaçları ve hormonlarla. Her geçen saniye, zehirlenmeye devam ediyoruz.
Diyetisyenlerin, yasasına gösterdiğiniz özeni, beklemekte olan Hal Yasasına da gösterirseniz. Hem doğru beslenir, hem de zehirlenmeden ve hormon almadan, beslenme olanağına kavuşuruz.
Böylece, kanser illetinden de, halkımız korunmuş olur.
Yıllarca, Hal Yasa tasarısının, Meclisten çıkarılmasını, halkımız,
Dört gözle beklemektedir.
Fakat bu hayatiyet sağlayacak Yasanın, geçirilmesinin ciddiyetini, siyasilerimiz halen daha kavrayamamışlardır.
Evet, Sayın Bakanım.
“Doğru Beslenme.”
Buna şunu da ilave edelim:
“Zehirlenmeden beslenme. “
Kanser illetine yakalanmadan bir yaşam.
Bunların mümkünatı, hiç geciktirilmeden “Hal Yasasının “ Meclisimizden geçirilmesidir.
Bu o kadar zor mu ki, yıllarca Meclis raflarından bir türlü Genel Kurula getirilmedi.
Bu yasa tasarısından, çok daha önemsiz yasalar, bu Meclisten geçti. Bu tasarı, hala beklemede.
Sn. Meclis Başkanı.

Başkan olarak, siz İnisiyatifinizi koyun.
Yoksa bu yasanın geçmesi halinde, bazı kesimler zarar görecek diye mi, bu Yasa yasallaştırılmıyor?
İnsanın aklına, bu soru da geliyor.
Tarım ilaçları ve hormon konusunda, mevcut sistem yetersiz.
Denetim, tam manası ile yapılamıyor.
Bu konuda, sivil toplumdan gerekli ses de duyulmuyor.
Ak Kuyu riski ile ilgili, ses var.
Her gün zehirlenen, halk için, gerekli ses yok.
Partilerimiz, iç sorunları ile ilgili olarak, faaliyette.

Halkın sorunları, ikinci planda…
Unutulmasın ki, kanser illeti, siyasilere, kıyak yapıp da onlara bulaşmaz diye, bir kural tanımaz.
Hepimiz, bu geminin içindeyiz.
Tüm siyasiler de.
Bu konuda, ivedilikle, bu yasanın geçmesi için uğraş vermeyen, siyasi partileri ve siyasileri, takip etmeye devam edeceğim.
Bu sorun, Meclis kürsüsünde konuşulmakla, giderilemez.
Meclisten, yasanın geçmesi ile mümkün olur.
Bununla, yediklerimiz zapturap altına alınabilir.
Başlıkta sordum.
Yazımın sonunda da tekrar soruyorum:
Ey vekiller. Hal Yasa Tasarısını, ne zaman yasalaştıracaksınız?