Tarım üreticisinin hali

Ülkenin kalkınması, üniversiteler ve turizmle mümkün .

yalcincemal@hotmail.com

Ülkemizde, her zaman yetkililerce şunlar söylenir :
Ülkenin kalkınması, üniversiteler ve turizmle mümkün .
Tarım, pahalı bir sektör. Altından, kalkamazsınız .
Bana bir Turizm ülkesi söyleyin ki, tarımdan vazgeçildi .
Yüksek okulları, dünyaya mezun veren bir ülke söyleyin ki, üreticileri tarımdan terk ettirildi .
Bulamazsınız .
Gösteremezsiniz .
Her sektör , diğer sektörleri destekler durumdadır .
KKTC‘de, tarımdan vazgeçilmek demek, turizm ve yüksek okullardan gelen getirileri, yurt dışından gelecek tarım mallarına
harcamak olmaz mı ?
Tarım sektöründe çalışan binlerce kişiyi , işsizlikle karşı karşıya getirmek anlamına gelmez mi ?
Ülkemize, tarım ürünlerinin satışından gelecek döviz miktarları da, hesap edilmiyor mu ?
Ülkemizde, tarım ve tarım üreticisinin hakları, Anayasa teminatı altına alınmıştır .
Devleti yönetenlere hatırlatmak babında, çok kısa olarak, bu sütuna aktarıyorum :
Md 64 . TARIM VE ÇİFTÇİNİN KORUNMASI başlığında üç madde halinde, tarımı ve çiftçiyi koruyucu kuralları ihtiva eder .
Yani, Anayasa teminatı altına alınmış .
Hal böyle iken , Devleti yönetenler bir yılı aşmasına rağmen , narenciye üreticilerinin almaya hak kazandığı, doğrudan gelir desteğini, bir türlü üreticiye yansıtmadı .
Vermedi .
Tarım üretiminin ve tarımla iştigal edenlerin anayasal hakları , devleti yönetenler tarafından, ayaklar altına alınmış olmaz mı ?
Meclisin Hukukçu milletvekili Sn . Erhürman, yapılan usulsüz istihdamlar için :
Adalet ve Demokrasi, çöktü diyor .
Doğru söyleyene, ne demeli ?
Her geçen dönem , hukukun üstünlüğü prensibinin daha da ayaklar altına alındığını görmekten . Siyasi otoritenin yozlaşmış uygulamalarından . Demokrasimizin zarar gördüğünü görmekten.
Siyasilere olan , güven ve saygı, o denli azalmaktadır .
Koltuk, insanları bu hale getirebilir mi ?
Adalet ve Demokrasiyi çöktürenlerden, hak istemek biraz safdillik olmaz mı ?
Ülkemizde hak, artık istenerek, alınamaz bir duruma getirildi.
Hak, ancak, alınarak elde edilir .
Ülkeyi de, bu duruma getiren, yine hükümet edenlerdir .
Narenciye üreticisinin, doğrudan gelir desteğinin, ödenmesi için başta gelen sorumluluk, narenciye birliklerine düşmektedir .
Fakat, ne acı ki, söz konusu birliklerden, tıs yok .
En çok, üye sayısına sahip olan ve her zaman , üreticinin hakkını
söke söke alan , Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği’nden‘den de, ses yok .
Birlik Başkanı, üreticinin hakkını arayacağına, siyasal demeçler vermeyi, tercih ediyor .
Güzelyurt’taki, diğer Birliğin de, sesi çıkmamakta .
Anlaşılan narenciye üreticileri, Güzelyurt ilçesinde, sahipsiz kalmış durumda .
Narenciye üreticisinin, sessizliğinden, Birlik yöneticileri yanlış hesap yapmasın .
Üretici zamanı geldiğinde , geçmişte nasıl hesap sormuşsa , günü gelince , soracağı hesap, geçmişte sorduğu hesaptan, daha büyük olacaktır .
Üreticinin, sessizliğine bakıp da yanılmayın .
Bu sessizlik, hayra alamet değildir beyler .
Bu haber 3951 defa okunmuştur

:

:

:

: