2015 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Akıncı’nın seçilmesi hükümet değişimine de neden oldu ve hükümeti kuracak isim CTP-BG olağanüstü parti başkanlığı ve yeni seçilen parti meclisinde belirlenen isim Ömer Kalyoncu. Tabi ki, yeni parti başkanı 2. Cumhurbaşkanı Talat’ın da etkisi kaçınılmazdır. Hayırlısı olsun. Bizim beklentimiz, halkımızın beklentisi olan önce adil bir yönetimdir ve KKTC meclisin de bekleyen birçok yasanın bir an önce geçmesi ve kurumsal önlemlerin alınması. Ekonomik sorunlar başta olmak üzere ciddi hükümet uygulamaları gerekecektir.
Geçmiş dönemleri konuşmaya gerek var mı? Doğrusu bize ne kazandıracak, ancak hesap verilmesi gereken o kadar çok konu ve uygulama var ki bunu zaman içerisinde göreceğiz.
CTP-BG yeni başkanı Talat’ı kutluyorum. Geri gelmesi için verdiği karar kolay bir karar olmasa gerek. Kurumsal anlamda çok adımlar atacağını düşünüyorum. Her ne düşünüyor ise başta ana muhalefet partisi UBP ve diğer partiler ile de paylaşır ise ülkemiz için çok daha hayırlı olacağını düşünüyorum. Artık ‘ben’ dönemini geride bırakmamız gerekiyor ve ‘bizler hep birlikte dönemine’ geçmemizin zamanı geldi çoktan geçti bile.
Hükümet etmedeki beceriksizliği Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğüne bağlamak da tamamı ile hedef şaşırtmaktan ileri gitmemektedir. Elektrik İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim birkaç ay önce açıklamalarında “önümüzdeki dönemde Türkiye’ye bile elektrik satacağız” demişti, şimdi ise hükümetten zam izni istedi”. Zam yapmaz isek batarız” dedi. Bu kadar beceriksizlik olur işte.
Türkiye genel seçimleri ile yeni bir döneme girdi. Uzun bir AKP iktidarından sonra koalisyon dönemi gündeme geldi. Türkiye mutlaka bir hükümeti kuracak veya erken genel seçime gidecek. Bunun başka çıkarı yok. Ancak seçim sonucu AKP-MHP hükümetini gösteriyor ilk anda. Ancak CHP içerisinde de farklı hareketlenmelerin oluştuğunu gözlemekteyiz. Günün sonun da AKP dışında bir hükümet oluşamaz. Dış küresel güçlerin o kadar saldırdığı hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu seçimden başarılı çıkmıştır.
Dış küresel güçler Türkiye’nin büyümesini hazmedemiyorlar. Rum tarafında söylenen şu; sıra Türkiye’nin bölünmesine gelecek ve ilk adım olarak da Kıbrıs’tan çıkarılmalıdır. İran en son otobanların tüm yapımını Türk şirketlerine teklif etti. 15 milyar dolar AB ve diğer küresel güçler bundan rahatsız olur ve ticari hacim 30 milyar dolar. AB de ciddi ekonomik sorunlar nedeni ile 60.000 mülteciyi barındıramazken, Türkiye 2.000.000 insana bakıyor savaşlardan dolayı ülkesini terk eden başta Suriye vatandaşları olmak üzere. Kanal İstanbul ve İstanbul’a yeni havalimanı ekonomik anlamda AB’yi rahatsız ediyor. Sıralanacak çok gerekçeler var Türkiye’nin bölgede en büyük güç olmasını engellemek için. Çin ile balistik füze anlaşmasından da ABD çok rahatsız oldu.
BM Kıbrıs özel temsilcisi şımarık EİDE, geçen hafta Rum tarafında yapmış olduğu bir açıklamada şunları söyleyebiliyor; ”Türkiye’nin ciddi iç siyasi sorunları vardır, Yunanistan’ın ekonomik sorunları gelin bu arada biz Kıbrıs sorununu çözelim” çekinmeden bunu açıklayabiliyor. Ancak KKTC’de bu adama ‘Sen görevinin dışına çıktın, çizmeni aştın’ diyebilecek bir makam yok ki. Bilakis bizimkilerden aldığı güç ile bunları söyleyebiliyor ve Türkiye’ye dil uzatıyor. Zaten KKTC bunlara göre yok sayılıyor.
Özetlemeye çalıştığım KKTC’de kurulacak yeni dönem hükümetini iç ve dış sorunlar bekliyor. Politik erdem ile teslimiyet göstermeyecek ve her zaman halkının haklarını en yüksek düzeyde tutacak bir yönetim şarttır. Hayırlısı olsun. Sayın Ömer Kalyoncu zor bir dönemden geçecek. Şahsına başarılar diliyorum.
