28 Haziran Pazar günü Toplumcu Demokrasi Partisinin Tüzük Kurultayı yapıldı... Kadınların kotası %50 den %30 a indirildi ve bu da yetmedi Kadın Örgütleri de feshedildi ve kapatıldı…
Halbuki Kadın-erkek ve cinsiyet eşitliğini savunmak, kendisini “sol” diye tanımlayan partilerin çok eski bir mücadele argümanıdır.
Zaten pozitif ayrımcılık, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın-erkek eşitliği gibi kavramlar dünyadaki sol hareketlerin geliştirdiği kavramlardır. Bizler de sol bir parti olarak TKP geleneğinden beri bunu sürdürmekteyiz.
Bugünlere kadar TDP “pozitif ayırımcılık” uygulanması İle mücadeleci bir geleneğe sahipti. Bize göre pozitif ayrımcılık, ayırımcılık değildi. Toplumsal yaşamda haksızlığa uğradığı düşünülen bir kitleyi olumlu yönde kayırmaktı.
Özellikle sol partiler buna uygun kotaları koyarken kadınlara bir pozitif ayrımcılık sağlamak istediler. TDP de de böyle oldu. “Kota” bu pozitif ayrımcılık siyasetinin ve anlayışının bir gereği olarak geleneklerimiz içinde yer aldı ta ki Pazar günkü tüzük kurultayına kadar.
Son yapılan Partiler Yasası değişikliği ile tüm partilere yüzde %30 kota zorunluluğu getirildi ve sağ partiler %0 dan %30 kota koyarken ve TDP hiçbir partide yokken %50 kotayı uygularken şimdi, bundan geri adım attı.
Avrupa Parlamentosuna baktığımızda, kadın-erkek eşitliği konusunda oralarda da sıkıntıların yaşandığını görürüz. Ancak AP; bugün, özel şirketlerde de üst düzey yöneticiliklerde bile zorunlu kotayı tartışmaktadır. Fransa, Belçika, İspanya, Slovenya, Portekiz, Polonya gibi ülkelerde kota uygulanıyor ama Avrupa Parlamentosunda bu kotaların yaygınlaştırılması için büyük çabalar var.
İşte bütün bunlar dururken, kadına daha çok vurgu yapılmasını, kadın için ilerici ve devrimci bir biçimde Kadın Örgütü’nün varlığından rahatsız olunmamasını beklerdim.
Siyasetin kapısı kadınlara gındırık değil, sonuna kadar açık olmalıdır. Dibimizdeki Türkiye’de %33’ler, %40’lar ve 50’ler konuşuldu son seçimlerde. .. Bizde de son yapılan Partiler Yasası değişikliği ile tüm partilere yüzde %30 kota zorunluluğu getirilirken, doğru olan mevcut kotanın tüzüğümüzde yer almasıydı.
Biz istesek de istemesek de, bu kota uygulamasını yapsak da yapmasak da erkek egemenliği hala sürüyor. Demek ki “pozitif ayrımcılığa” daha bir süre ihtiyacımız olacaktır.
Bugün, siyasetimize baktığımızda, karar alma mekanizmalarında, üst düzey yöneticiliklerde kadınların gerektiği biçimde siyasete katılmadıklarını apaçık biçimde görüyoruz. Kota illaki bir gün ortadan kalkacaktır. Kota asla kalıcı bir şey değildir. Ama o gün bugün değildir.
Bugüne kadar kadına %50 kotayı koyan partiyiz diye övünen TDP kotada gerilerken tüm Kadın Örgütleri de feshedildi ve kapatıldı. Yazık oldu… Bizim bildiğimiz TDP nereye gidiyor?