Çocuk istismarı ve medya

Yüksek Yayın Kurulu’nun , geçen hafta başlattığı dizi seminerlerinin ilkine katılma fırsatım oldu.

Yüksek Yayın Kurulu’nun , geçen hafta başlattığı dizi seminerlerinin ilkine katılma fırsatım oldu. Şubatın ilk haftasına kadar sürecek olan etkinlik, konuyu bilmesi gereken kesimler davet edilerek bilgilendirilecek.
Sayıştay salonunda gerçekleştirilen seminer, üç saat sürdü. Prof.Dr Sevda ALANKUŞ ile BİANET Temsilcisi Tolga KORKUT (Yaygın Medya Editörü) tarafından yapılan konuşmalar, keşke toplumun her alanındaki kişiler tarafından izlenebilseydi. Öğrendiklerim beni şaşkına çeviriyor. Yılların eğitimcisi olarak ben, bilmediğim ya da düşünemediğim ne kadar da çok şey varmış diye üzülüyorum.
Çocuklar, çocuklarımız; yapılan araştırmalara göre, dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasını oluşturdukları halde, ne yazık ki medyanın kapsadığı konuların sadece yüzde beşinden azı çocuklarla ilgili. Üstelik medya, çocukları haber konusu yaptığında son derece olumsuz konularla karşımıza çıkarmakta... Şöyle ki :
“ çocuk fuhuşu/ organ kaçakçılığı/cinsel istismar/eğitim ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmaları/çocuk emeği sömürüsü/sokak çocukları/yakınları tarafından cinsel taciz/babanın ya da öğretmenin tacizi...” gibi
Türk toplumunda da durum, dünyadakinden farklı değil, hatta hemen hemen aynı. Demek ki yaygın medya, çocuklar söz konusu olduğunda iki önemli genel-geçer hak ihlali yapıyor. Çocuklar, özellikle “siyah” ve “ kız çocuklar” yok sayılarak eşitliksizlikçi toplumlardaki egemen ayrımcılık körükleniyor.
Ne yazık ki, çocukların varlıkları çoğunlukla “ fail/suçlu” ya da “ mağdur/ kurban” olduklarında hatırlanıyor. Bunlar yetmezmiş gibi yine çocuklar, yetişkinlerin “eğitme” ya da “koruma” adı altında baskı, ceza ve şiddetine de maruz kalıyorlar.
Kısacası geleneksel gazetecilik ve habercilik anlayışı içinde de çocuklar, haber olduklarında da, haber olmadıklarında da hak ihlaline uğruyorlar.
Konuyu enine boyuna tartışıyoruz. Örnekler bizde, yani Kıbrıs’ta çok yeni... Son yıllarda artan göçlerle taciz ve tecavüz davalarının yeni yeni medyada yer aldığını anlatıyoruz. Bizler şaşkınız... Bu konuda acemiyiz. Elbette bu işin mazereti olmaz, öğrenmeliyiz. Konu İNSANdır... Toplumun yaralarını, sıkıntılarını görmezden gelmek; sorunun büyümesine, içinden çıkılmaz hale gelmesine neden olur. Yok saymak, asla çözüm olamaz. “Nereden başlarsak kardır” diye düşünüyorum ben.
Konuşmalar sürdükçe inanılmaz şeyler öğreniyorum. “ Çocuk Odaklı Habercilik” konulu kitaplar dağıtılıyor. Eve gelir gelmez, kitabın özellikle “ Çocuk Hakları Bölümünü” önemli yerlerinin altını çize çize okuyorum.
Çocukların olumlu yönleriyle, başarılarıyla ama abartılmamış başarılarıyla, ilgi alanları ve kişilikleriyle medyada yer almaları; zaman zaman onları ilgilendiren konularda söz sahibi kılınmaları gereğini şimdi daha iyi anlıyorum.
Seminere emek veren Sayın Alankuş ile Sayın Korkut’a ve bu etkinliğin gerçekleşmesinde en büyük payı olan Yüksek Yayın Kurulu Bşk.ı İlkay DİREN’e ve Genel Sekreter Ferhat ATİK’e içten teşekkürlerimi iletmek isterim.
Öğrenmek her yaşta, her durumda bizi çoğaltır. Her gün yeni şeyler öğreniriz. Elbette öğrendiklerimizi hayata geçirmek çok önemli. Ben kendi adıma elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Ünlü şair Tevfik Fikret’in dediği gibi: “ BİR ÇOCUK HER ŞEYDİR...”

Ayşe TURAL
aysetural@yahoo.com.tr

Bu haber 2766 defa okunmuştur

:

:

:

: