Müzakereciler, gelişmelerden çok memnun.
Komşularımızın siyasileri;
“Bu iş 15 ayda biter diyor.”
Bizimkiler, çözümü aylara bağlıyorlar.
Masada, iki ana konu olan, Yönetim ve Güç Paylaşımı ile mülk başlıkları, çözümsüzlüklerini devam ettiriyorlar.
Son görüşmelerde “kategoriler “ belirlendi.
Kriterlere girilmedi.
Herkes, mülke endekslendi.
Kıbrıs Türk Halkının geleceğini, kaderini, belirleyecek olan “Egemenlikle “ ilgilenen yok.
Tüm Kıbrıs’ın coğrafyasını, üzerinize tapulayın.
Egemen değilseniz “bir para.”
Bunu sorgulayan yok.
KKTC’nin, olası bir anlaşma sonrası yapmış olduğu, özel hukuk ve kamu hukuku, uygulamaları ne olacak?
Yurt dışı yapılan, her türlü anlaşmanın, akıbeti ne olacak?
Bunlar “keellemeykün” mü olacak.
Ölü doğmuş muamelesi mi görecek?
Bunlarla ilgili, her hangi bir açıklama geldi mi?
Devletimizin çıkarmış olduğu yasalar tahtında yapılmış, her türlü muamelelerin akıbeti ne olacak.
Yoksa yeni beyaz bir sayfanın açılması ile bunlar, yok hükmünden mi sayılacak?
Yoksa bunlar, masaya gelmeyecek mi?
Masada, bekliyor mu?
Verilen tapular, ne olacak?
Geçerli mi, olacak?
Geçersiz mi, olacak?
Bunlar, yanıt bekleyen sorular.
Bunlara, yanıtı, kim verecek?
Görüşmeci mi?
Heyet Başkanı mı?
Külli Heyeti mi?
Yoksa Hükümetin, Büyük Ortağı mı?
Niye, Büyük Ortak?
96’lı yıllarda, o zamanki Hükümetin küçük ortağı iken, Türklerin oturdukları Rum malları için, tapu verilmesine, Büyük Ortak gibi, Küçük Ortağın da onayı ve imzası vardı.
Şimdilerde, Küçük Ortak, Büyük Ortak konumunda…
Bu ortağa soralım:
Verdiğiniz tapular, ne olacak?
Vatandaş, bunu soruyor.
Yanıt alacağı bir merci, bulamıyor.
“Salyangoz gibi, kabuğunuzdan çıkamıyorsunuz.”
Verdiğiniz koçanların büyük bir kısmı, bankalara ipotek.
Bu mallar ne olacak?
Bizdekiler, kabuklarında uyuyadursunlar.
Güneydekileri, kabuklarından çıkardılar:
Geçen gün, Güzelyurt Ayyos – Mamas’a gelen Rumlar, ayin sonucu, Güzelyurt’taki Türk ailelerini, ellerindeki koçanlarla, taciz etmeye devam ettiler.
“BU EVLERİN KOÇANLARI BİZDE. GELECEK EYLÜLDE TEMELLİ GEİYORUZ. SİZ İSE GİDİYORSUNUZ.”
Hani bunlar, abartma ve yok denecek kadar azdı?
Yoksa Kıbrıs Türk halkının sabrı mı deneniyor? Sakın buna, tevessül edilmesin!!!
