Yine özel ve güzel bir günü yaşıyoruz.
Bugün Kurban Bayramının ikinci günü, biraz soluklanalım, mola verelim, hayatı, güzelliği, huzuru yaşayalım ve yaşatalım.
Bayram sevinci, elbette eskisi gibi değil.
Biraz düşündüm, geçmişe gittim, insan ilişkileri de dahil, nostalji yaptım.
2010 yılında yazdığım bir “Bayram” yazısına baktım, bir daha okudum ve bir daha sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Bayramlar eskimez, değişmez peki eskiyen nedir?
Soru bu, ben pek çok cevap buldum, sizde düşünün, mutlaka sizinde pek çok cevabınız olacak.
İşte 2010 yılında yazılan bir “Bayram” yazısı;
“Her toplumun kendine özgü, özel günleri vardır.
Toplumsal birlikteliğin pekiştiği, paylaşımcılığın ön plana çıktığı mümkün derece insanların sıkıntılardan uzaklaşıp, güzel anlar yaşadığı özel günlerdir bunlar.
Dini ve milli diye basit şekilde nitelendirebileceğimiz bayramlarımız, manevi ve milli duygularımızı yücelterek, toplumsal barışımıza azımsanmayacak derecede hizmet etmektedir.
Her zaman için herkesin dile getirdiği bir olay vardır. Bayramların eskisi gibi olmadığı, eski bayram heyecanlarının günümüzde yaşanmadığı şeklinde. Bu yaklaşımlar aslında geçmişe özlemin bir yansımasıdır. Anlatılmak istenen esas fikir, insan hayatında yaşanan değişimlerin geride bıraktığı olumsuz izlerdir.

Aslında bayramlar, bireysellikle toplumsal barışın yaratılması için fırsattır.
Böyle günler insanlar arasında dargınlıklar yerine, bağışlama hoşgörü ile yaklaşma ve bir araya gelme zamanlarıdır.
Bayramlar ayni zamanda da halimize şükretme zamanıdır. Birçok sıkıntımız var.
Bu sıkıntılar toplumsal olabildiği gibi bireysel de olabilir. Ama özel günlerde bunları mümkün olduğunca bir kenara bırakmak gerek.
Bayramların manevi değeri hiçbir şeyle ölçülemez.
Ama günümüzde bayramların başka anlamları da var.
Bayram alışverişleri esnafın bir nebze de olsa yüzünü güldürecek hareketli ve de bereketli günler demektir.
Buraya kadar bayramların güzel, farklı yerlerde farklı anlamlar içerdiğini ve olmasını temenni ettiğim yönlerini anlattım.
Fakat bayramların yaşandığı zamanlarda yine dünyamızda istemediğimiz olaylar yaşanacak. Yine güçlüler zayıfların hakkını gasp edecek.
Yine Irakta, Afganistan’da insanlar bayram namazını silahların gölgesinde kılacak. Yine bayramı, bayram gibi yaşayanlar olacağı gibi sadece bayramın adıyla yetinenlerde az olmayacak. Bayramların hoşgörü ve birliktelik yanının ağır basmasını dileyerek klasik bir bitiş cümlesi ile yazımı noktalamak istiyorum. Herkese tüm ailesiyle sağlıklı, mutlu bayramlar.”