Durumumuz bu kadar trajik

Su önemlidir, yaşamsaldır, ileriye dönük yorumlara göre, dünyada enerji kaynakları için değil de, su kaynaklarına sahip olmak için ciddi mücadeleler olacak.

Su önemlidir, yaşamsaldır, ileriye dönük yorumlara göre, dünyada enerji kaynakları için değil de, su kaynaklarına sahip olmak için ciddi mücadeleler olacak.

“Verimli tarım topraklarına ve su kaynaklarına, her ülke sahip olmak İster.


Bir ülke verimli tarım topraklarına, su kaynaklarına sahip ise, ağaçlar, sanayi için gerekli maddeler, çeşitli tarım ürünleri, ekonomik gelişmeler gibi kalkınmalar sağlar.


Verimli tarım toprakları olan ülkelerde, tarım alanında ithalat ve ihracat daha fazla düzeyde yapılabilir.


Verimsiz tarım toprakları olan ülkeler, bu topraklardan faydalanamadıkları için hiçbir yarar sağlayamamaktadırlar.”

Su yanında verimli topraklar da önemli, aslında iki etkenin bir arada olması, bu etkenlere sahip ülke için çok önemli avantajlar.

Eğitim ve turizm öncü sektörler diyerek, hem bu sektörleri, hem de üretim anlamında çok geniş bir sektör ağını geri plana attılar.

Varsa yoksa kamu ve kamu kaynakları, yeni, genç bir devlet deniyor KKTC için, sadece kamu sektörünün geliştiği bir devlet nasıl ayakta duracak?

Bu yanlışları tüm hükümetler ve politikaları beraber belirledikleri Türkiye hükümetleri yaptı.

Güney Kıbrıs’ta enerji kaynakları bulundu, güney bu durumu Türkiye ile ilgili bir avantaj olarak düşündü.

Türkiye, Kıbrıs’a suyu getirerek, yapılmayanı yaptı ve hem güneyin enerji kartını gördü, hem de yeni bir kapı açtı.

Biz mi, biz henüz listede değiliz, olmak gibi bir derdimiz de yok.

Kuzey Kıbrıs’a su gelecek, tarım, sanayi, üretim gelişecek, kendimizi kandırmayalım.

Biz sadece işin, satış, dedikodu, tahsilât, onur ve içme tarafındayız.

Ayrıca bu su, bölgedeki diğer ülkelerle Türkiye arasında yeni bir dönem açacak, en azından beklenti ve strateji bu yönde.

Olmasın mı, tabi ki olsun, ama bu ülke insanı, bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, uyandırsın canını, açsın gözünü.

Sadece lafla olmuyor, ortaya bir şeyler konsun, ağlamak, sızlanmak, hep başkalarını suçlamak, sorumluluk almamak, suya sabuna dokunmamak, işte buraya kadar.

KKTC yetkilileri gelecek suyun dağıtımını yapmak istiyor, belediyeler bu amaçla bir de işletme kurdu.

106 kilometrelik bir mesafenin sonunda su, KKTC’ye gelecek, hedef 29 Ekim.

Türkiye açıkça bu suyun yönetimini özele vermek istiyor.

Haklı tarafları da mutlaka vardır, bu proje hem maddi, hem de imaj açısından çok büyük bedeller içeriyor.

Bu iş için mühendisler yetiştirildi, köyler boşaltıldı, daha önce yapılan ekonomik protokollerde devlet-özel işbirliği öngörüldü.

Radikal, hızlı, iş bitirici, anında üreten, sorun çözen bir anlayış yok ki bizde, sadece sorunları büyüten ben çözemiyorsam, kimse çözemesin diyen bir anlayış.

Beğensek de, beğenmesek de, bir yol bulunacak ve su amacına hizmet için akıtılacak.

Önemli olan, bu su için henüz yapılmamış projelerin üretilip, bize düşen pay oranında, üzerimize düşeni yapmak.

Su gelirken bize sorulmadı, ama bu işi en iyi organize edecek olan yine biziz.

Ortak bir nokta ellbette bulunacak, en önemli mesele gerçekten niyetli ve istekli olmak.

Asrın projesinde şimdilik durum bu.

Biz bunlarla oyalana duralım, parti içi çekişmeleri gündem yapalım, hedefi olmayan, belirsiz bir yapının sıkıntılarını, döne döne tartışalım, Cumhurbaşkanının kızı Rum tarafında bir derginin kapak resmi oldu, işini iyi yapıp, kendini kabul ettirdi diye, milli duygularımızı tatmin edelim, belden aşşağı kahramanlıkla mutlu olalım.

Millet, Ay’dan indi, Mars’a gitti.

Mars’ta su buldu, yeni bir dünya arıyor.

Dünyalı olmamak böyle birşey, işte durumumuz bu kadar trajiktir.
Bu haber 649 defa okunmuştur
  •    - 30.09.2015 ZATEN NEYİMİZDE HAYIR VAR

:

:

:

: