“Çözümün olası planı”

Çözüm, AB normlarıyla uyumlu olacak ve Türk tarafıyla bu konuda anlayış bulunmaktadır.

“1. Çözüm, AB normlarıyla uyumlu olacak ve Türk tarafıyla bu konuda anlayış bulunmaktadır.

2. Derogasyonlar gibi - daimi derogasyonların olmaması - dört temel özgürlük konusunda anlayış bulunmaktadır.

3. Nüfus olarak Kıbrıs Rum tarafı 800 bin, Kıbrıs Türk tarafı 220 bin şeklindedir. Bugünkü ve gelecekteki 4’e 1 oranı geçerli olacaktır. Aynı zamanda bu her 25 yılda yeniden incelenecek.

4. Kamudaki oran, yüzde 67 Kıbrıslı Rum ve yüzde 33 Kıbrıslı Türk olacak.

5. Toprak konusunda kriterler görüşülmektedir ve bunun ileriki görüşmelerde ele alınması bekleniyor.

6. Garantiler konusunda, Kıbrıslı Türkler de 1960 yılının aynılarının kalmasının mümkün olmadığı, askeri içerikli olmaması konusuna anlayış göstermektedir. AB devleti anayasal olarak, Güvenlik Konseyi ise çözümün uygulanmasını ve ülkenin bağımsızlığını garanti altına alacak.

7.Mülkiyet konusunda 22 olan kategori ve 5 olan hukuki çare konusunda anlayış bulunmaktadır.

8. İç vatandaşlık konusunda sınırlandırmalar konulacak. İç vatandaşlığa sahip bir kişi merkezi devletin vatandaşı olacak.

9. Dönüşümlü başkanlık konusunda da anlaşmazlıklar bulunmaktadır. FIR Hattı konusunda da Kıbrıs Türk tarafı iki kontrol kulesinin olmasını istiyor. Türk tarafı ayrıca daimi AB İşleri Bakanlığı’na sahip olmakta ısrar ediyor.

10. Dönüşüm (Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federasyona dönüşmesi) konusundaki belirsizlikler devam etmektedir.”

Bunlar geçtiğimiz gün, güney basınıyla gündemimize düştü.
“Çözüm planının ilk başlıkları” diye servis edildi.

Daha değişimler olacaktır, nitekim Cumhurbaşkanı Akıncı dün konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İlk mülk sahibinin ilk söz sahibi olacağı şeklinde bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Kuzeyde gerek nüfus, gerekse mülkiyet sahipliği açısından, Kıbrıs Türklerinin çoğunlukta olması iki kesimliliğin temelidir”.
Bunlar tabi ki çalışma ve gelinen noktaya dair ip uçları, ama kesinlik yok.
Elbette tesadüf değil; Türkiye, Rusya ilişkileri bozulurken, Türkiye, AB ilişkileri düzelme yolunda, başlıklar, vize kaldırılması, mülteciler için maddi yardım.
Başta İsrail gazı, güneyin enerji yatakları, Türkiye den su gelmesi, AB’nin bu enerji kaynakları ile Rusya’ya bağımlılıktan kurtulması, bunlar tabi ki tesadüf değil.
Rusya’yı ekonomik olarak zora sokacak ve söylediğim gibi enerji konusunda Rusya’yı zayıflatacak hamleler yapılıyor.

Türkiye ile Rusya ilişkileri boşuna bozulmadı, her şey bağımlılığı azaltmak ve bu hem Türkiye, hem AB, hem de Amerika’nın çıkarları ile orantılı.
İşte Kıbrıs adası ve sorunu da bu çerçevede çözüme doğru hızlandı.
Öncelik bu ülkelerin beklenti, çıkar ve zamanlamasında.
Artık zaman sınırı olmalıdır, biz bir kırk yıl daha bu süreçle yorulamayız.
Zaman geçtikçe, çözmedikçe, biz çözülüyoruz.
Yazının girişinde paylaştığım “çözümün olası planı” görünen o ki gelinen son nokta.
Anlaşılmayan, belirsiz noktalar var, garantiler, dönüşümlü başkanlık mülkiyet ve vatandaşlık gibi.
Bu noktada hiçbir suiistimale yer vermemek adına, artık Türk tarafı da bilgi paylaşımında şeffaf olmalı.
Toplum birinci ağızdan öğrenmek istiyor.
Ciddi ve yoğun bir sürece girdik, doğru ve faydalı tartışma birçok olumsuzluğu çözer, bunun için doğru bilgi, doğru yerden alınmalı.

Bu haber 779 defa okunmuştur
  • ibrahim hüseyin   - 09.12.2015 Bence bunların konuşulması bizlerin bilgi alması açısından güzel. Daha şeffaf ve daha fazla bilgi verilmeden 50 yılda gelinen en iyi nokta nitelemesi umutlandırıyor ve olumsuzlukta hayal kırıklığı yaratabilir. Yazının ana fikri olan daha çok bilgi paylaşımı doğru yerden doğruyu öğrenme isteğine sonuna kadar katılıyorum.
  • Sinir Savaşı Bir Okur  Dünyada bir yer - 09.12.2015 Rum basınında çıkan propagandadır ve onların istediğidir. Ortak bir bildiri değil. Sütununuzda yer almasına şaşırdım. 1960 anlaşmalarına göre Tüm Kıbrıs AB ye Üyei olamaz ta ki Anavatan AB üyesi olsun. Mevcut durum en iyi çözümdür. Bizde bir söz var, Rahat Battı diye. Her gün daha da erimiyoruz bilakis güçleniyoruz. Anavatana daha da sıkı bağlanıyoruz.
  • Kırmızı çizgiler. Hasan Mehmet  Lefke - 09.12.2015 Mesele kimin Cumhurbaşkanı, kiminse yardımcısı, hükümette paylaşımın yüzde kaç olacağından çok. 1-Var olan iki bölgenin resmileşmesi, 2-AB içerisinde kalıcı deregasyonlarla sınırın korunması, 3-Türkiye``nin etkin ve fiili garantörlüğü şart olmasıdır. Bunlar olmadan, K/Türklerden referandumda evet çıkmaz. Kimse hayal görmesin.
  • bıktık okur  mesarya - 09.12.2015 biraz evvel okudum anastiadis marta kadarçözüm bekleyenler aşırı iyimser diyor. şimdi yeni gelişmeler var ruslar geliyor mısırla el sıkışıyor çok fazla gaz bulunduğu için yeni ufuklar açılıyorken bizimi düşünecek rumlar. iki dakikada agız değiştirirler bu zenginliği neden türklerle paylaşayımki diyor muhtemelen.bende onun yerinde olsam öyle yapardım.türkler sürünsün dursun zaten bir anavatanları var onada sürekli sövüyorlar gel keyfim gel diyor muhtemelen

:

:

:

: