Kıbrıs'ta 'Federal çözüm' ambalajlı Helen egemenliği. Baskın referanduma dikkat !!!

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi eski Başkanı Yorgo Vassiliou geçtiğimiz günlerde Alithia ve Kathimerini gazeteleri ile yaptığı söyleşide, tarihi bir ifşaat ve itirafta bulunarak,

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi eski Başkanı Yorgo Vassiliou geçtiğimiz günlerde Alithia ve Kathimerini gazeteleri ile yaptığı söyleşide, tarihi bir ifşaat ve itirafta bulunarak, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs çözüm Planını, Rum kanadı olarak kabul edeceklerinin teminatı üzerine, AB'nin, 2004 yılında, Kıbrıs tam üyelik Katılım Belgesini imzaladığını ifade ederek 'Planı Reddedeceğimizi söyleseydik AB ne giremeyecektik' şeklindeki tarihi ve ibret verici bir itirafta bulunmuştur. KKTC'nin, uluslararası varlığı ve gelişmesini yıllarca derinden etkileyen ve Kıbrıs Türkünü yok sayan bu siyasal ve hukuki riyakarlığı not etmekle geçiştirmeyiz. Bu konuda sergilediğimiz pasif yaklaşım ve hareketsizlik gerek AB’ne gerekse uluslararası camiaya fevkalade yanlış mesajlar vermekte ve bu tür muamelelere adeta meşruiyet kazandırmaktadır. Uluslararası hukuk yanında Kıbrıs’ta beş asra dayalı varlığımız ve uluslararası haklarımız Rum onay ve icazetine asla mahkum edilemez! AB içinde, Kıbrıs Rum halkına paralel bir format ve ağırlıkta yer almamız ve yaşamsal öneme haiz ekonomik, siyasi ve stratejik güvenlik kriterlerimizin birincil hukuk altında tescil edilmesini sağlamamız esas olmalıdır.. Bu temel hak, Kıbrıs Türk Halkının uluslararası hukuk altında tescil edilmiş kendi kaderini belirleme hakkından kaynaklanmaktadır. Bu hak ve yetkilerimiz, hukuksuz tasarruflarla engellenerek, AB katılım müzakerelerinde henüz kullanılamamış olması AB’nin temel değerlerinin açık bir ihlalidir.

AB ile tam üyelik müzakerelerini yürüten, zamanın Rum Lideri Tasos Papadopulos, Kıbrıs Rum Kanadı ve Rum Ulusal Konseyi adına, Annan Plan'a 'Evet' diyeceklerinin resmi teminatını iletmek üzere bir önceki Rum Lideri Yorgo Vassili'yu görevlendirmişti. Yıllar sonra Vassiliu ' Tasos Papadopulos, gerek AB’ni gerekse şahsen beni aldattı. Planı Reddedeceğimizi söyleseydik AB’ye giremezdik' ifadeleri ile tarihi bir gerçeği belgelemiş ve tevsik etmiş oldu. Bu tarihi aldatma kervanına Akel lideri Hrıstofyas da omuz verince Referandumda Rumların 'Hayır'iradesi ile KKTC'nin, Rum devletine eşit düzeyde AB’ye katılımı önlenmiş oldu. Kıbrıs Türkünün ' Evet 'iradesi ışığında AB ve BM Genel Sekreterinin uluslararası camia adına, bizlere vermiş oldukları tüm teminatların hiç biri maalesef gerçekleşmedi. Kıbrıs Rum kanadı, sahte teminatlara ve AB nezdinde birincil düzeyde yalan beyana başvurmasına rağmen ödüllendirilen taraf oldu. AB temel hukuku ve değerleri tamamen göz ardı edilerek 1964 yılından ber bizlere reva görülen insanlık dışı ekonomik, siyasi ve kültürel ambargo ve kuşatmaya ne yazık ki, AB ' de taraf olmuş oldu. Zulüm, hukuk dışılık ve Devletlerarası yalan beyan üzerine inşa edilmiş, ancak Kıbrıs Türkünü bağlamayan ve meşru iradesini asla yansıtmayan tek bacaklı ve tek kanatlı ' Kıbrıs -AB tam üyelik Antlaşması' tarihe tescil edildi.

Bu senaryo gölgesinde sürmekte olan görüşmelerde sayın Anastasiadis ve Rum-
Kanadının

1.'AB üyesi bir Kıbrıs'ın uluslararası statüsü ve egemenliği tartışmaya açık değildir',

2.' Çözüm AB normları çerçevesinde ve dört temel özgürlüğün uygulanmasını esas alacaktır '

3 .'Garantilere, AB üyesi bir ülkede gerek yoktur', ' Yerleşikler geri dönmelidir'
şeklinde ısrarları çözümsüzlüğün reçetesidir ve ulusal enerjimizi tutsak etmeye yöneliktir.

Rum - Yunan kanadı iki talihsiz varsayım üzerinde yeniden kumar oynama eğilimindedir :

1. KKTC deki 'YES be ANNEM' cephesi Dünya ve Tarih önünde yeniden aldatılmaya müsaittir.


AKEL ve DİSİ ile tesis ettikleri ortak çözüm perspektifleri bunun en bariz işaretidir.
2. Türkiye'de giderek istikrarsız ve kırılgan bir süreç yaşanacaktır. .Kıbrıs’ta Helen egemenliğine giden yolların yeniden zorlanabileceği ender bir fırsat penceresi açılmıştır. Görüşme masasındaki 'barışçı' Kıbrıs Türk Kanadı müsait bir çizgiye gelmek üzeredir.' İKİ KESİMLİ ve EŞİTLİK' görünümünde Federal bir çözüm orta ve uzun vadede engellenemez bir Helen egemenliğine dönüştürülebilir. Görüşme Süreci 'Federal Çözüm' ambalajında Helen egemenliği mührü taşıyan baskın bir referanduma sürüklenebilir.

Rum -Yunan Kanadı Kıbrıs ve ,Doğu Akdeniz'deki stratejik varlığımızı , güvenliğimizi ve Uluslararası Antlaşmalarla tescil edilen meşru haklarımızı kendi elimizle ilelebet tarihe gömebileceğimize inanmış görünmektedir. Bu ilginç varsayım şaşırtıcı değildir. Nasıl olsa yarım asırdan beri tarih ve coğrafya sahnesinden silinmeye karşı mücadele vermiş Kıbrıs Türkü, bunca şiddet, saldırı ve zulmü uygulayanlara karşı affedici ve adeta hafıza özürlü bir yaklaşım sergilemektedir. Üstelik bu saldırılar ve zulmün tekrarlanmaması için, etkin ve fiili güvencelerde net, kararlı ve istikrarlı bir çizgi ' garantiler tabu değildir' şeklinde gereksiz beyanlarla sulandırılmaktadır.
Bu koşullarda sulandırılmamış, etkin İki kesimliliğe ve Garantilere ne gerek var diyebilir miyiz ? Global tazminat temel insan haklarına aykırıymış! Kıbrıs’ta uluslararası antlaşmaları ayaklar altına alarak savaşı başlatan taraf, yarım asra dayalı bir savaş tazminatı ödemesi gerekirken, global tazminat konusunu bireysel tazminat ve bireysel başvuru hakkı gibi içinden çıkılmaz bir yöntemle bir yarım asır daha öteleme kurnazlığı asla kabul edilmemelidir.

Başta İngiltere olmak üzere bazı AB üye ülkeleri Ana Katılım Antlaşmalarına birincil hukuk altında ciddi iyileştirme tedbirleri sağlamak ve tescil etmek üzere referandum hazırlığına girdikleri bu dönemde Kıbrıs Türk Halkının stratejik varlığı ve güvenliğine ilişkin temel kriterlerin birincil hukuk altında belirleme hakkından yoksun bırakılması düşünülemez. Böyle bir dayatma asla kabul edilemez . Kıbrıs’ta varoluşumuzun tek güvencesi Türkiye'nin himaye ve desteği ile garantörlük haklarıdır. AB içinde bu güvencelerimizin devamı esastır ve bu güvenceler her türlü tartışmanın üzerindedir.
Bu haber 1400 defa okunmuştur
  • Adanalı Yalçın Bey ibo  lefgoşa - 29.01.2016 AVMlerde gezmemize gerek yoktur İlgili ticaret odalarında rakamlar kayıtlıdır Patates icin örnegi aşağıdadır Yunanistan ın Rum tarafından yaptıgı ithalatı Türkiye ile nüfus ve ekonomik durumularını da unutmayarak karşılaştırın bizden gerçekten ithalat yapıp yapmadıgınıza öyle karar verin PATATES kktc toplam uretim 25000-34000 ton arasi kapasite 300 000 ton. turkiyenin ithalati max yillik 10 000 ton ( 2015 rakami) Rum kesimi uretim 220 000 ton Yunanistanin ithalati 39 000 ton
  • yalçın öksüzoglu  adana - 29.01.2016 yorum yapan ları izledigim kadarıyla çözüm denen süreç te bir degişiklik olmayacak ,yıllarca süren ve 74 harekatıyla adaya getirilen barış yine sulandırılmak istenmektedir. adanın yüzde 64 üne sahip güney kesimi , kuzeye sıkıştırılmış KKTC devleti, ve koparılmak istenen tavizler, güney in koydugu şartlar yerine getirlme durumunda adanın tamamına sahip olma arzusu bitmeyecektir.dikkatli olunmalı , şayet TÜRKİYE nin garantörlügü olmazsa rum un neler yapacagı ortadadır. mevcut bariş ortamı korunmalıdır.ülkede yetiştirilen patates , büyük şehirlerde satamadıgını belirten vatandaş AVM leri gezmesini tavsiye ederim çünkü alıp yemekteyiz.
  •    - 18.01.2016 BASTA I.YILMAZ-ANKARA OLMAK UZERE GERCEKLERI BILMEYENLERE,YA DA BILDIGI HALDE GIZLEYENLERE SESLENIYORUM.RUM TARAFININ AB``YE ALINMASINA EN BUYUK DESTEK RAHMETLI DENKTAS``TAN GELMIS VE ONLARA BU FIRSATI ALTIN TEPSIDE SUNMUSTUR.DENKTAS SOYLE DEMISTI: RUMLAR AB``DEKI KENDI YOLLARINA GITSIN.BIZ ANAVATANIN YOLUNDA GIDECEGIZ.INANMAYANLAR ARASTIRIP BU BELGELERE ERISEBILIR.BANA CEVAP VERMEYI BIRAKINIZ DA BU BELGELERE UZANINIZ!SONRA DAHA DOGRU YORUMLAR YAPARSINIZ.
  • KKTC mi? Hasan Mehmet  Lefke - 17.01.2016 Önüne gelen KKTC deyip duruyor. nedir be bu KKTC? Dünyada hiçbir ülkenin tanımadığı, (Türkiye``nin bile) Türkiye``nin kontrolünde bir alt yönetim. Toprağı var ama yok. Sınırları var ama yok. Parası var ama yok. vatandaşı var ama yok. Limanı var ama yok. Askeri var ama yok. Yani görüntüde var ama gerçekte yok. Sadece Denktaş``ın Cumhurbaşkanlığının uzatılması için kurulan bir şey. Kıbrıslıların dünyaca tanınmış devleti Kıbrıs Cumhuriyetidir. Rumlar K/Türkleri kovsalar da bizim devletimiz odur. K/Türklerini kovmalarının karşılığını da iki bölgeli ve iki toplumlu federasyonu kabul ederek ödeyeceklerdir. Kimse sanal devletlerle hayal kurmasın. Gün gelir, birisi düdük çalar, evli evine köylü köyüne der, ne KKTC kalır, ne de garanti anlaşması. Elimizdeki fırsatı kaçırmayıp, bir an önce çözümü gerçekleştirmeliyiz.
  • Ankaradan Istanbuldan ahkam kesenlere    - 17.01.2016 40 senedir poletikacilarınızın `` tanıyoruz `` dedıgı kktc yı TBMM den bır resmı tanıma kararı gecırıp hala resmen tanımadıgınızdan (yada tanıyamadıgınızdan)haberdarmısınız acaba yada 40 yıldır buyuk sehırlernızden bırınde bır kıbrıspazarı bıle açmayıp urettıgımız patates narencı yeyı olsun satmamıza bıle ızın vermeyıp Mersın kapısında uyguladıgınız AMBARGO dan haberınız varmı ? kktc ıle bukadar ılgınılenıyorsanız gıdın söyleyın önce hükümetleriniz bunları düzeltsün ondan sonra bizden dediklerinize inanmamızı bekleyin .
  • 2016 BARIŞ YILI KENAN METİN  ANKARA - 15.01.2016 uzun yıllardır süregelen ve bir türlü giderilemeyen kıbrıs sorunu sorun olmakta çıkmış durumdadır, nüfus a göre toprak oranlanması, AB ye giren RUM ların tek vatan tek millet gibi uydurma oyunlarıyla KKTC yi iptal etme ve boyunduruğu altına almak istemesi,iadesi istenen bölgelerin kıbrıs ı kuşatma oldugu bilinmelidir, GÜNEYDE kalan TÜRK topraklarından bahsedilmemesi ,iade edilmemesi ,bunun bir oyundan ibaret oldugu unutulmamalıdır.
  • bir devlet bir millet ŞERAFETTİN YILDIZ  ANKARA - 12.01.2016 Avrupa nın AB ye alarak şımarttıgı RUM kesimi adada barışın , çözümün saglanamamasında TÜRKİYE yi sorumlu tutmakta, adaya sahip olmak için KKTC nin TALEP edilen isteklerin yerine getirilmesini, adada TÜRK askerinin olmaması gerektiği ,kısaca istekler istekler.. bu VATAN kolay şartlar altında kazanılmamıştır, TÜRK ün elinde bir türkiye ve de birde KKTC topragı kalmıştır,bugüne kadar kayıplar hep masa başında olmuş,silahla kazanamıyacagını anlayan AVRUPA ,RUM kesimi , YUNANISTAN çeşitli entrikalarla isteklerini yerine getirmeye çalışmaktadır, BİZE DÜŞEN GÖREV vatanımızı dış ve iç düşmanlara karşı daima savunmalı ATATÜRK ün yolunda gitmelidir.
  • Çözüm buysa eger.... ibrahim yılmaz  ANKARA - 12.01.2016 AB ye giren rumlar TÜRKİYE nin AB ye girebilmesi için GKRY yi tanıması ve limanlarını RUM gemilerine açmasını beklemektedir, çözüm ve barış getirme ugruna ORTADOGU haritasına bir bakarsak barış için geldikleri ülkeler kan gölüne dönmüştür. KIBRIS a barış 1974 yılında yapılan harekatla gelmiş bugüne kadar her iki toplum huzur içinde yaşamaktadır,gelecek nesile eger güzel bir vatan bırakılmak ve eski kara günlere dönülmek istenmiyorsa dikkkatli olunmalı ve YUNAN RUM VE SANTAJCI avrupanın oyunlarına gelinmemelidir, yarın çok geç olabilir.
  • ÜLKE GELECEGİ NECMETTİN YILDIRIM  istanbul - 08.01.2016 uzun süredir devam eden ve kıbrıs ı bir helen cumhriyeti yapmaya yönelik çabalar devam etmekte ve avrupa güney kıbrıs ı AB üyesi yapmakta hata edildiğini ve güney kıbrıs ın AB yolunda olan TÜRKİYE nin AB ye girebilmesi için GKRY i tanıması gerektiği açıklanmaktadır. AB nin dağilma aşamasına geldiği bir dönemde kıbrıs ta bir TÜRK ü görmek istemeyen RUM NASIL olurda barış ister istenen tavizler tavizleri doğuracak ve KIBRIS kaybedilecektir, sonucta zarar görecek olan yine kıbrıs türk ü ve anavatan olacaktır. mevcut huzur bozulmamalı ve ülkenin refahı için daha cok çalışılmalı ve gelecek nesile güzel bir vatan bırakılmalıdır.

:

:

:

: