İçimize işledi bu Kıbrıs sorunu değerli okurlar, farklı bir şey yazmayı planlıyorum yine farklı bir gelişme ile gündem Kıbrıs sorunu. Gönül arzu ederdi ki, günlük ve siyasetin dışında konuları yazalım ancak yaptığımız siyasi programlar da beni siyasi ağırlıklı yazmaya itiyor. Hhükümet gerçekten ciddi sorunlar yaşıyor, ben bu 39 sandalyeli CTP-UBP koalisyon hükümetinden çok önemli reformlar bekliyordum ancak galiba nafile.
Türkiye’den KKTC’ye gelen suyun yönetimi hakkında sınıfta kalan bir durum var ortada, elektrik kurumu ile ilgili çok ciddi iddialar ve sorun yumağı, 11 milyon dolarlık Ercan Hava Limanı’nda kontrolörlük ihalesi tam bir fiyasko, her gün medyada gündemi meşgul ediyor ve büyük para ilgili şirket ödemeyi ret etti ödemiyor ödemesi için ise hukukçulardan öğrendiğimize göre de yasal zorunluluk yok.
Yasal zorunluluk olan 13. maaşlar ödenemiyor, ancak Maliye Bakanı Özgür geçmişte yapmış olduğu bir açıklamada 13. maaşta sorun yok zamanında ödenecek söylemişti. Çiftçilerin arpa paraları ödenemedi, ancak TÜK almış olduğu arpayı satmaya devam ediyor, ne memleket Allah aşkına ve halkımızın devletine güvenmesini bekliyoruz ancak devletin ne suçu var yönetimi beceremeyen hükümet veya hükümetler.
Siyasileri suçlamak belki alışıla gelmiş gibi olur, ancak bunun başka yolu da yok ki. Belki çok kısıtlı imkanları var ellerinde anlıyoruz hak da veriyoruz bari onları olsun doğru kullanın be kardeşim biz de sizleri eleştirmeyelim, günlük gazetelerde yolsuzluk iddiaları ile gündem meşgul oluyor, halkımız da umutlar tükeniyor. Bize tek destek veren Türkiye, ayni dili de konuşuyoruz da anlaşamıyoruz sizler bu kafa ile olası bir anlaşma sonrası federal devlette Kıbrıs Rumları ve AB ile nasıl anlaşacağınızı doğrusu merak ediyorum.
Kıbrıs müzakereleri nelere gebe, nerelere gebe değil ki, BM güvenlik konseyin beş daimi üyesi ülkelerin dışişleri bakanları Kıbrıs’ı ziyaret etti boşuna mı geliyorlar, sürekli ABD den açıklamalar var Kıbrıs konusunda federal bir çözümde ısrarcıyız diye ve en son açıklamaları ise yakın bir zamanda Türkiye’yi ne tür adımlar atacağı konusunda takip etmekteyiz. 23 ocak AKEL Genel Sekreteri Kiprianou Türkiye’ye gidiyor, Rum lideri Anastasiadis’in görüşlerini götürecek, aslında aracılı görüşme bunun adı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşecek ancak Başbakan Davutoğlu ile de görüşmesi de sürpriz değildir.
Davos’daki üçlü görüşme, konu mülkiyet ve Türkiye’nin garantörlüğü. BM Genel Sekreteri Ban süreçten çok ümitli 2016 da Kıbrıs sorununu çözebiliriz diyor, BM Kıbrıs özel temsilcisi Eide bu iki lider çözmezse kimse çözemez diye gaz veriyor ve sürekli BM Güvenlik Konseyi’ni bilgilendiriyor. Davos’daki buluşma çok önceden planlanmış olduğu kesin ancak liderler halklarına doğru söylemediler, son anda davet gelmiş BM Genel Sekreteri Ban’dan böyle şey olmaz ben inanmıyorum, Rum tarafı da önceden planlandığını çıtlattı. AB Kıbrıs’ta bulunan doğal gaz sorunun çözümüne yardımcı olabilecek yoğunluk da diyorlar.
Bu kadar ciddi gelişmeler varken KKTC hükümetinin icraatlarına bakınız halkı bezdirmek için ellerinden geldikleri gibi davranıyorlar, aksini iddia eden varsa yorum yazsın. Cumhurbaşkanı Akıncı süreci sanki de yalınız başına götürüyor bir tek ekibi. Gerçekten hükümet bu sürecin neresinde hele hele hükümet ortağı UBP bu kadar ciddi gelişmeler olurken özellikle ulusal davada nerede!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! Sürecin hangi tarafında ”görmüyorum, duymuyorum, ilgilenmiyorum mu”